26 Nisan Pazar günü BTP milletvekili aday tanıtım programı yapıldı ve seçim beyannamesi okundu.Gördük ki, BTP Genel Başkanı Prof. Dr. Sayın Haydar Baş güzel insanlar biriktirmiş.Program, aday tanıtımının ötesinde, ulus önünde dürüstlüğün tanıtımıydı, emperyal güçlerin ve işbirlikçilerinin hortlayan Sevr sevdalarının tekzibiydi.Lozan Antlaşması nasıl ki, TC Devletinin tapu senedi ise, BTP seçim beyannamesi de sosyal devletin yeniden kuruluşunun belgesi oluyordu.Ucuz politika değil, siyasette güvenli ve tutarlı olmanın kodlarını verirken insanımızın onurlu bir yaşam sürdürebilmesinin yollarını da gösteriyordu.Politikayı, bir devleti yönetme ve diğer devletlerle olan ilişkilerine yön verme sanatı olarak tanımlayabiliriz. İşte bu sanatın boyutlarını BTP'nin siyaset felsefesinde görebiliyoruz. Politikacılığın dürüstlükle ilişkisi zayıf bir meslek olarak düşünülmesi kadar bir hata olamaz! Olamaz ama gördüğümüz kötü örnekler, neredeyse her 5 milletvekilinden birinin hakkında suç ya da soruşturma dosyasının raflarda beklediği nazara alındığında, Yüce Divanlık bakanların ipten alınmasını da seyrettikten sonra iyimser olamıyoruz.Milyonlarca ülke insanımıza karşı dürüst davranmaktan uzaklaşıp yalan söylenebilir mi? Belirli amaçlara varmak ve hele kişinin, partinin, yandaşların çıkarları için doğruluktan sapmak hoş görülebilir mi? Özellikle de milletvekili isen. Bu çok büyük bir ayıptır ve millete ihanettir.Millet önünde dürüst davranmanın önemi, BTP programında, kendiliğinden öne çıkıyordu.Siyasal kurumların güvenilmez nitelik kazanmalarının nedeni, topluma söyledikleri ile yaptıkları arasındaki tutarsızlıklardır. Günlük yaşantımızda milyonlarca insan açlık sınırındayken, rakamsal oyunlarla ekonomiyi iyi gösterme, tutarsızlığın en belirgin örneğidir.Parlamentodaki muhalefet partileri de, güvenilir ve tutarlı olma niteliklerini kaybettikleri için, yıpranan ve kredisini yitiren bu iktidar karşısında bile, kamuoyu yoklamalarında beklenen oy artışını sağlayamamaktadırlar. Demokrasinin savunucusu ve güvencesi olduklarını söyledikleri halde kendi iç yönetimlerinde diktatörce davranan, en haklı eleştirileri bile susturanlar bu güvensizliğin sorumlularıdırlar. Özgürlüğü, grup toplantılarında şakşakçılarına monolog çekip alkış almaktan ibaret sananlara kim güven duyabilir? Ülkemiz sorunlarının sosyoekonomik boyutlarını belirleyerek çözümünü gösteren BTP, çok daha önemli bir sorun olan "milli devlet"in parçalanma konumuna geldiği günümüzde, gerçekleri dile getirerek toplumu uyarmakta ve güç birliğine davet etmektedir.Bu davete icabet etmemek güç ve zaman kaybıdır.Bedeli ise, ulusal onur ve özgürlüğümüzün yitirilmesi olacaktır.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Prof. Dr. Ali Ünal Emiroğlu / diğer yazıları
- Terör / 01.02.2024
- Yerel yönetim / 25.01.2024
- Muhalefet / milli irade / 22.01.2024
- Anayasa Mahkemesi yoksa… / 18.01.2024
- Soykırım davası / 15.01.2024
- Sosyal devlet için / 11.01.2024
- Hukuk devletine başkaldırı / 25.12.2023
- Güç dengesi / 21.12.2023
- Yerel seçime giderken / 14.12.2023
- İnsanlığın anayasası / 11.12.2023
- Yerel yönetim / 25.01.2024
- Muhalefet / milli irade / 22.01.2024
- Anayasa Mahkemesi yoksa… / 18.01.2024
- Soykırım davası / 15.01.2024
- Sosyal devlet için / 11.01.2024
- Hukuk devletine başkaldırı / 25.12.2023
- Güç dengesi / 21.12.2023
- Yerel seçime giderken / 14.12.2023
- İnsanlığın anayasası / 11.12.2023