Hamburg'da yapılan G20 Zirvesi'nde ABD Başkanı Trump ile Rusya Devlet Başkanı Putin ilk kez yüz yüze görüşme gerçekleştirdiler.
Yarım saat planlanan görüşme 2 saat 20 dakika sürdü, basına yansıdığı kadarıyla Trump'ın eşi görüşmeye müdahale etmesine rağmen bitirmeyi başaramadı. Trump'ın görüşme için "şahaneydi" ifadesini kullanması memnuniyetini ifade ediyor.
ABD Dışişleri Bakanı Tillerson görüşme için, "Karşılıklı ilgi ve fikir alışverişi öyle bir seviyeye ulaştı ki liderlerden kimse durmak istemedi. İnsanlar odanın kapısını açıp içeriye bakıyordu. Hatta sonra First Lady'yi de gönderdiler, bizi oradan çıkarabilecek mi diye görmek istediler. Belli ki başaramadı" ifadelerini kullandı.
Peki, neydi Trump'ı bu kadar memnun eden husus?
Elbette ki, Suriye'nin güneybatısı ile ilgili Rusya ile yaptıkları ateşkes anlaşması?
Bu anlaşma ABD'nin alacağını aldığını gösteriyor.
Tillerson ve Lavrov, Trump-Putin zirvesi sonrası yaptıkları açıklamalarda, ABD, Rusya ve Ürdün'ün Suriye'nin güneybatısında ateşkes sağlanması ve "çatışmasızlık anlaşması" üzerinde uzlaştığını ilan ettiler. Buna göre, ABD ve Ürdün'ün koordinasyonunda, Rus askeri polisi bu bölgede görev yapacak. Tabii ki İsrail de anlaşmanın bir parçası? Bence asıl paraçası?
Anlaşma çok hızlı bir şekilde, G20 Zirvesi'nden bir gün sonra, yani bugün öğlen saat 12.00'de yürürlüğe giriyor. Anlaşma sağlanan bölge Suriye'nin güney batısında yer alan Kuneytra, Dera ve Süveyde şehirlerini kapsıyor. Bu şehirlerin en önemli özelliği ise Suriye'yi İsrail'e bağlayan şehirler?
ABD bu konudaki somut teklifi, 5 Temmuz'da, Kazakistan'ın başkenti Astana'da beşincisi yapılan Suriye toplantısında yapmıştı. Esasen Kuneytra, Dera ve Süveyde bölgesi, dördüncü Astana zirvesinde ilan edilen Rusya, Türkiye ve İran'ın mutabık kaldığı 4 çatışmasızlık bölgesinden birisiydi.
İlginçtir, Rusya beşinci zirvede, ABD'nin teklifinden bir gün önce, bu bölgeyi çatışmasızlık bölgesi kapsamından çıkardığını açıkladı, sonra da ABD teklifini ortaya koydu.
Belli ki, görüntüde her türlü mücadeleye rağmen, Prof. Dr. Haydar Baş'ın Şubat başında ifade ettiği gibi ABD-Rusya ikilisi paslaşarak hareket etmeye devam ediyor.
Türkiye'nin siyasileri yıllardır güvenli bölge deyip durdular ama ABD'nin güvenli bölgeden kastının ve hedefinin ne olduğunu görmüş olduk. ABD, Suriye'nin kuzeyinde Türkiye'nin terör örgütü olarak kabul ettiği YPG ile kendine göre güvenli bir bölge kurdu, buradaki terör gruplarına yüzlerce tır ağır silah sevkıyatı yaptı; şimdi de İsrail sınırına yine Türkiye'yi devre dışı bıraktırarak bir güvenli bölge kuruyor.
ABD-Rusya ikilisinin bu resmi ve pratik adımından sonra artık Astana süreci tamamen son bulmuştur, hiçbir hükmü kalmamıştır. Zaten Suriyeli muhalifler bu anlaşmayı "ABD'nin Astana sürecini baltaması" olarak değerlendiriyorlar.
Bu anlaşma, Trump'ın projesiydi. Trump 26 Ocak 2017 tarihinde, ABC televizyonuna verdiği röportajda, "Suriye'de güvenli bölgeler kuracağım" demişti ve o günlerde bu konuda bir karar taslağı basına sızdırılmıştı. Daha önce de seçim zaferini kutlamak için yaptığı teşekkür konuşmasında "Suriye'de güvenli bölgeler oluşturacağını" belirtmişti.
Ama pratikte de görülmektedir ki, ABD'nin bu güvenli bölge adımları Suriye halkının güvenliği için değil; Suriye'nin kuzeyinde, askerlerini yerleştirebileceği, bayraklarını dalgalandırabileceği bir saha açmak, güneyinde ise İsrail'in güvenliğini sağlamak için?
Ve Rusya da buna hayır demiyor. Bir taraftan toprak bütünlüğü deyip, diğer taraftan ABD'nin adım adım Suriye'ye yerleşmesine kapı aralıyor.
Prof. Dr. Haydar Baş,'ın yıllardır ifade ettiği gibi Ortadoğu coğrafyasında, özelde de Suriye'de büyük İsrail adımları ve ABD'nin vatan açma projeleri hızla hayata geçiriliyor.
Bu işgal projelerine karşı direnebilmek ancak milli ve tam bağımsız olabilmek, milli projeler üretebilmek ve bu çözümlerle bizleri buluşturabilecek milli liderlere fırsat vermek ile mümkündür.
Suriye'de ve Irak'ta yaşananlar, ayıkmadığı takdirde Türkiye'nin de yaşayacağı gerçeklerdir. "Şunun mandası mı olalım, bunun mu olalım" diye boş yere kafa yoracağımıza, Mustafa Kemal Atatürk gibi, "Tam bağımsız olalım, bize bizden başka dost yok" diyerek milli bir duruş ortaya koymalıyız.
Prof. Dr. Haydar Baş'ın ortaya koyduğu Milli Ekonomi Modeli, Sosyal Devlet Milli Devlet tezi; bugün bir ülke nasıl tam bağımsız olur, bir millet nasıl tek bilek tek yürek olur, toprak bütünlüğü nasıl sağlanır, bizlere ve tüm ezilen milletlere yol göstermektedir.
Yarım saat planlanan görüşme 2 saat 20 dakika sürdü, basına yansıdığı kadarıyla Trump'ın eşi görüşmeye müdahale etmesine rağmen bitirmeyi başaramadı. Trump'ın görüşme için "şahaneydi" ifadesini kullanması memnuniyetini ifade ediyor.
ABD Dışişleri Bakanı Tillerson görüşme için, "Karşılıklı ilgi ve fikir alışverişi öyle bir seviyeye ulaştı ki liderlerden kimse durmak istemedi. İnsanlar odanın kapısını açıp içeriye bakıyordu. Hatta sonra First Lady'yi de gönderdiler, bizi oradan çıkarabilecek mi diye görmek istediler. Belli ki başaramadı" ifadelerini kullandı.
Peki, neydi Trump'ı bu kadar memnun eden husus?
Elbette ki, Suriye'nin güneybatısı ile ilgili Rusya ile yaptıkları ateşkes anlaşması?
Bu anlaşma ABD'nin alacağını aldığını gösteriyor.
Tillerson ve Lavrov, Trump-Putin zirvesi sonrası yaptıkları açıklamalarda, ABD, Rusya ve Ürdün'ün Suriye'nin güneybatısında ateşkes sağlanması ve "çatışmasızlık anlaşması" üzerinde uzlaştığını ilan ettiler. Buna göre, ABD ve Ürdün'ün koordinasyonunda, Rus askeri polisi bu bölgede görev yapacak. Tabii ki İsrail de anlaşmanın bir parçası? Bence asıl paraçası?
Anlaşma çok hızlı bir şekilde, G20 Zirvesi'nden bir gün sonra, yani bugün öğlen saat 12.00'de yürürlüğe giriyor. Anlaşma sağlanan bölge Suriye'nin güney batısında yer alan Kuneytra, Dera ve Süveyde şehirlerini kapsıyor. Bu şehirlerin en önemli özelliği ise Suriye'yi İsrail'e bağlayan şehirler?
ABD bu konudaki somut teklifi, 5 Temmuz'da, Kazakistan'ın başkenti Astana'da beşincisi yapılan Suriye toplantısında yapmıştı. Esasen Kuneytra, Dera ve Süveyde bölgesi, dördüncü Astana zirvesinde ilan edilen Rusya, Türkiye ve İran'ın mutabık kaldığı 4 çatışmasızlık bölgesinden birisiydi.
İlginçtir, Rusya beşinci zirvede, ABD'nin teklifinden bir gün önce, bu bölgeyi çatışmasızlık bölgesi kapsamından çıkardığını açıkladı, sonra da ABD teklifini ortaya koydu.
Belli ki, görüntüde her türlü mücadeleye rağmen, Prof. Dr. Haydar Baş'ın Şubat başında ifade ettiği gibi ABD-Rusya ikilisi paslaşarak hareket etmeye devam ediyor.
Türkiye'nin siyasileri yıllardır güvenli bölge deyip durdular ama ABD'nin güvenli bölgeden kastının ve hedefinin ne olduğunu görmüş olduk. ABD, Suriye'nin kuzeyinde Türkiye'nin terör örgütü olarak kabul ettiği YPG ile kendine göre güvenli bir bölge kurdu, buradaki terör gruplarına yüzlerce tır ağır silah sevkıyatı yaptı; şimdi de İsrail sınırına yine Türkiye'yi devre dışı bıraktırarak bir güvenli bölge kuruyor.
ABD-Rusya ikilisinin bu resmi ve pratik adımından sonra artık Astana süreci tamamen son bulmuştur, hiçbir hükmü kalmamıştır. Zaten Suriyeli muhalifler bu anlaşmayı "ABD'nin Astana sürecini baltaması" olarak değerlendiriyorlar.
Bu anlaşma, Trump'ın projesiydi. Trump 26 Ocak 2017 tarihinde, ABC televizyonuna verdiği röportajda, "Suriye'de güvenli bölgeler kuracağım" demişti ve o günlerde bu konuda bir karar taslağı basına sızdırılmıştı. Daha önce de seçim zaferini kutlamak için yaptığı teşekkür konuşmasında "Suriye'de güvenli bölgeler oluşturacağını" belirtmişti.
Ama pratikte de görülmektedir ki, ABD'nin bu güvenli bölge adımları Suriye halkının güvenliği için değil; Suriye'nin kuzeyinde, askerlerini yerleştirebileceği, bayraklarını dalgalandırabileceği bir saha açmak, güneyinde ise İsrail'in güvenliğini sağlamak için?
Ve Rusya da buna hayır demiyor. Bir taraftan toprak bütünlüğü deyip, diğer taraftan ABD'nin adım adım Suriye'ye yerleşmesine kapı aralıyor.
Prof. Dr. Haydar Baş,'ın yıllardır ifade ettiği gibi Ortadoğu coğrafyasında, özelde de Suriye'de büyük İsrail adımları ve ABD'nin vatan açma projeleri hızla hayata geçiriliyor.
Bu işgal projelerine karşı direnebilmek ancak milli ve tam bağımsız olabilmek, milli projeler üretebilmek ve bu çözümlerle bizleri buluşturabilecek milli liderlere fırsat vermek ile mümkündür.
Suriye'de ve Irak'ta yaşananlar, ayıkmadığı takdirde Türkiye'nin de yaşayacağı gerçeklerdir. "Şunun mandası mı olalım, bunun mu olalım" diye boş yere kafa yoracağımıza, Mustafa Kemal Atatürk gibi, "Tam bağımsız olalım, bize bizden başka dost yok" diyerek milli bir duruş ortaya koymalıyız.
Prof. Dr. Haydar Baş'ın ortaya koyduğu Milli Ekonomi Modeli, Sosyal Devlet Milli Devlet tezi; bugün bir ülke nasıl tam bağımsız olur, bir millet nasıl tek bilek tek yürek olur, toprak bütünlüğü nasıl sağlanır, bizlere ve tüm ezilen milletlere yol göstermektedir.
Murat Çabas / diğer yazıları
- Suriye’yi HTŞ vekaletiyle ABD yönetecek! / 21.12.2024
- Asgari Ücret Komisyonunda işçiler temsil edilmiyor! / 20.12.2024
- Bayram değil, seyran değil, Trump bizi niye öptü? / 18.12.2024
- Asgari ücrette ‘kabullenilmiş çaresizlik’ yaşanıyor / 17.12.2024
- Yeni Suriye’nin net kazananları ABD ve İsrail / 14.12.2024
- Suriye’de fotoğrafın büyüğünü görmek! / 13.12.2024
- İsrail’i Suriye’de şimdi kim durduracak? / 11.12.2024
- Suriye BOP’unun tamamlanması, Türkiye BOP’una işaret / 10.12.2024
- Kuzeyden güneye ‘İsrail koridoru’ tamamlanıyor / 07.12.2024
- ‘Halep’e girdik’ derken Kıbrıs’ı kaybediyoruz / 06.12.2024
- Asgari Ücret Komisyonunda işçiler temsil edilmiyor! / 20.12.2024
- Bayram değil, seyran değil, Trump bizi niye öptü? / 18.12.2024
- Asgari ücrette ‘kabullenilmiş çaresizlik’ yaşanıyor / 17.12.2024
- Yeni Suriye’nin net kazananları ABD ve İsrail / 14.12.2024
- Suriye’de fotoğrafın büyüğünü görmek! / 13.12.2024
- İsrail’i Suriye’de şimdi kim durduracak? / 11.12.2024
- Suriye BOP’unun tamamlanması, Türkiye BOP’una işaret / 10.12.2024
- Kuzeyden güneye ‘İsrail koridoru’ tamamlanıyor / 07.12.2024
- ‘Halep’e girdik’ derken Kıbrıs’ı kaybediyoruz / 06.12.2024