İsrail'in Ortadoğu'da sergilediği vahşet devam ederken, gözler bir anda Suriye'deki sıcak gelişmelere çevrildi.
HTŞ'nin başını çektiği silahlı terör grupları Suriye'nin güzide illerinden olan Halep'e saldırarak ele geçirdiler. Sonrasında da Hama'ya yönelen silahlı gruplar, burada Suriye ordusu ile karşılaştılar ve halihazırda şiddetli çatışmalar devam ediyor.
Türkiye'deki bazı çevrelerin HTŞ'nin Halep'e girmesine verdikleri tepki ilginçti. Türkiye'nin resmi bakış açısına göre HTŞ bir terör örgütü. HTŞ'nin Halep'e girmesini, "Halep'e giriyoruz," Halep'i alıyoruz" şeklinde yorumladı bu çevreler.
Kendilerini bir terör örgütüyle özdeşleştirdiler. Desen ki, "Sen terör örgütü yanlısı mısın?", hemen alınırlar, ama pratikte sergiledikleri duruş bu olmuş oldu.
"Esad düşmanlığı" kanlarına o kadar işlemiş ki, "terör yandaşlığı" adamları hiç de rahatsız etmiyor!
"Halep'i alıyoruz" diye sevinç gösterisi yapanlara Bağımsız Türkiye Partisi (BTP) Genel Başkanı Hüseyin Baş'ın tepkisi sert oldu. BTP lideri şunları söyledi:
"Hükümetin beslediği medya trolleri, sosyal medya trolleri aslında işbirlikçi uzantılar, 'Halep'i alıyoruz' demeye başladılar bir anda. Halep'i kim alıyor? Halep'i HTŞ alıyor! Yani siz, 'HTŞ ile yani dünkü IŞİD'in, El Nusra'nın bugünkü uzantısı olan, sokaklarda kafa kesen, bulduğu kadına tecavüz eden ahlaksız ve vicdansız insanlarla birlikte Türkiye Cumhuriyeti olarak Halep'e giriyoruz' mu diyorsunuz? Sen bırak Halep'i almayı sen Kıbrıs'ı koru, sen adalarını koru. Sen kendi Misak-ı Milli sınırlarını korumaktan acizsin, sen bu noktadasın."
BTP liderinin "Sen bırak Halep'i almayı sen Kıbrıs'ı koru, sen adalarını koru" uyarısı oldukça önemli. Çünkü tüm dikkatler Suriye'ye, Halep'e ve Hama'ya çevrilmişken, Kıbrıs'ta aleyhimize birçok önemli gelişme yaşanıyor.
Hani atalarımız diyor ya, "Dimyat'a pirince giderken, eldeki bulgurdan olma", aynen buna benzer bir durum yaşanıyor.
Yunanistan ve Güney Kıbrıs Rum Kesimi, Ege Denizi'ni ve Akdeniz'i İsrail'in Demir Kubbesi ile donatıyor.
Sigma televizyonun haberine göre İsrail'in ürettiği Demir Kubbe'nin Güney Kıbrıs'a getirildiği belirtildi. Yunanistan ile Güney Kıbrıs'ın İsrail'den yüz milyonlarca dolara temin ettikleri Demir Kubbe Sistemi'ne Ege'nin tamamı ve Akdeniz'in bir bölümünü kapsayacak şekilde aktif hale getireceği belirtildi.
Sigma televizyonun haberinde şu ifadelere yer verildi: "İsrail'den gelen son teknoloji hava savunma sisteminin ilk partisi sadece Kıbrıs'ta (Güney) Ulusal Muhafızların elinde değil, aynı zamanda operasyonel olarak kullanımda. Ancak Kıbrıs'ın (Güney) yeni hava savunma şemsiyesini tamamlayacak ve şekillendirecek siparişin geri kalan partileri de yakın gelecekte bekleniyor."
Ekim 2021'de, yani Anastasiadis hükümeti döneminde Sigma, ilk kez Kıbrıs'ın (Güney), Ulusal Muhafızların ihtiyaçlarına göre uyarlanmış "Demir Kubbe" versiyonunun satın alınması için İsrail ile ileri düzey temaslarda bulunduğu haberini yayınlamıştı.
Güney Kıbrıs'ta Hristodulidis hükümeti tarafından da satın almanın tamamlandığı belirtildi. Siparişin tüm partileri geldiğinde Güney Kıbrıs'ın yüz milyonlarca dolarlık önemli bir maliyetle edineceği hava savunma şemsiyesi, çok çeşitli tehditleri kapsayabilecek ve savaş uçaklarından füze ve roketlere kadar müdahale edebilecek.
Gelecekteki hedef, dronları püskürtme yeteneklerini arttırmak için yeni sistemler eklenecek. Güney Kıbrıs'ın yeni hava savunma sistemi, Yunanistan'ın paralel olarak İsraillilerle işbirliği içinde inşa ettiği Demir Kubbe ile tamamen uyumlu olacak.
Yunanistan Savunma Bakanı Nikos Dendias'a göre Yunanistan'da hava savunması yaklaşık 2,5-3 yılda tamamlanacak, böylece Kıbrıs (Güney), Girit ve tüm Ege'de tek bir şemsiye oluşacak. Yunanistan'ın alacağı bu yeni uçaksavar şemsiyesi, yaklaşık bir ay önce Dendias tarafından Yunan Parlamentosu'na sunuldu. Aynı gün, kapsama alanını (Demir Kubbe) gösteren bir harita yayınladı.
Yunan parlamento üyesi tarafından Dendias'a kapsamın Kıbrıs'ı da kapsayacak şekilde genişletilip genişletilmediği sorulduğunda Bakan Dendias olumlu yanıt verdi.
Aynı zamanda Noel'e yakın bir tarihte, Kıbrıs'ın (Güney) Sırbistan'a sattığı 11 Rus Mi-35 helikopterinin yerini alacak altı Fransız Airbus H145M saldırı helikopterinden ilkinin Kıbrıs'ta olması bekleniyor.
Rum yönetiminin 2 milyar Euro'ya İsrail'den demir kubbe hava savunma sistemi alma kararı iki yıl öncesine dayanıyor. Sistemin ilk teslimatının gerçekleşmesi askeri dengeler itibariyle önemli bir adım olarak niteleniyor. Rum yönetiminin kararında Rusya'ya yönelik yaptırımlar nedeniyle engellenen eski Rus yapımı TOR ve BUK füze sistemlerini değiştirme zorunluluğu olduğu iddia ediliyor.
Adada gerilime neden olabilecek gelişmeye Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nden tepki geldi. İktidardaki Ulusal Birlik Partisi'nin genel sekreteri Oğuzhan Hasipoğlu, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi'nin önce NATO üyeliği için faaliyette bulunması ardından da İsrail hava savunma sistemi Demir Kubbe'yi envanterine dahil ederek Kıbrıs'taki niyetini açıkça ortaya koyduğunu söyledi.
Evet, Türkiye'de burnunun ucunu dahi göremeyen birileri, Türkiye'nin toprak bütünlüğünü de tehdit etmesine rağmen Suriye'deki gelişmelere seviniyor ama Kıbrıs her geçen gün elimizden kayıp gidiyor bu konuda son derece duyarsızlar.
Yunanistan ve Güney Rum Kesimi ikilisi, bir taraftan saldırıya hazırlanırken, diğer taraftan da yeni bir Barış Harekatı yaşanmasın diye de her türlü savunma sistemini devreye koyuyorlar. Unutmayalım, bu hazırlıklar Türkiye'ye, Türk milletine ve KKTC halkına karşı yapılıyor. Tehlikeli bir süreç işletiliyor.
BTP lideri Hüseyin Baş'ın uyarısını tekrar hatırlatarak yazımızı bitirelim:
"Sen bırak Halep'i almayı sen Kıbrıs'ı koru, sen adalarını koru. Sen kendi Misak-ı Milli sınırlarını korumaktan acizsin, sen bu noktadasın."
- Suriye BOP’unun tamamlanması, Türkiye BOP’una işaret / 10.12.2024
- Kuzeyden güneye ‘İsrail koridoru’ tamamlanıyor / 07.12.2024
- ‘Halep’e girdik’ derken Kıbrıs’ı kaybediyoruz / 06.12.2024
- Suriye’deki gelişmeler BOP’un uzantısı / 04.12.2024
- Fırat’ın batısı da, doğusu gibi devlet istiyor / 03.12.2024
- Gelmiş ve gelecek tüm kadınların en üstünü: Hz. Fatıma (a.s.) / 30.11.2024
- Savaş riski varsa, ithalat neden? / 27.11.2024
- Siyasiler, bölünmeyi teşvik ediyor / 26.11.2024
- Birlik ve beraberliğin merkezi: Ehl-i Beyt / 23.11.2024