HTŞ'nin başını çektiği silahlı gruplar 12 gün gibi çok kısa bir zaman içerisinde Suriye yönetimini ele geçirdiler. Bir devlette yönetiminin bu kadar hızlı el değiştirmesi, 15 bin kişilik bir silahlı grupla gerçekleşmesi mümkün değil elbette.
Silahlı grupların arkasında ABD, İsrail ve Türkiye'nin desteği vardı, diğer taraftan Rusya ve İran Esad yönetiminin arkasından desteğini çekti, her şeyden öte, Suriye ordusu, Suriye istihbaratı ve Suriye halkı bu silahlı gruplara karşı en ufak bir direniş ortaya koymadılar.
Kısaca, Suriye'de rejim değişikliği içeriden dışarıdan el birliği içinde gerçekleşti.
Bu sonuca ABD seviniyor, İsrail seviniyor, bir de Türkiye'deki siyasiler seviniyor.
ABD seviniyor, çünkü değişen bu süreçle birlikte yıllardır desteklediği PYD/YPG terör devletinin önünde hiçbir engel kalmadı. Bu devletin çok yakın bir zaman içinde kurulduğunu göreceğiz.
ABD seviniyor, çünkü HTŞ ve diğer silahlı gruplar da ABD'nin desteğiyle bugüne kadar geldiler, güçlendiler ve son darbe girişimini yapabildiler. Şimdi yeni yönetimde ABD'nin borusu ötecek, Suriye ABD ne şekilde olmasını istiyorsa, o şekle bürünecek. Zaten ABD'nin Büyük Ortadoğu Projesi buydu, sınırların ve rejimlerin değiştirilmesi projesiydi, işte Suriye'de bu hayata geçecek.
Bakın son gelişmelerle alakalı ABD Başkanı Biden neler söylüyor:
"Esad rejimi nihayet yıkıldı. Bağımsız ve egemen, Esad rejiminin olmadığı bir Suriye'ye geçişi sağlamak amacıyla yeni bir anayasa ve tüm Suriyelilere hizmet edecek yeni bir hükümet oluşturulması için tüm Suriyeli gruplarla temas halinde olacağız. Suriye'nin doğusunda herhangi bir tehdit karşısında personelimizi koruyacak bir güvence kapasitesi oluşturulmasına yardımcı olacağız."
Yani ABD güdümünde bir yönetim oluşacak ve Suriye'deki ABD askerlerinin varlığı güvence altına alınacak.
Türkiye'deki hükümet seviniyor, çünkü 2011'den sonra zalim kabul ettikleri Esad devrilmiş oldu, destek verilen Suriye Milli Ordusu Tel Rıfat'ı ve Münbiç'i PYD/YPG'den geri aldı, Türkiye'deki Suriyelilerin Suriye'ye geri döneceği ifade ediliyor. Bu, belki kısa bir süreliğine yalancı bir bahar oluşturabilir ama şu bir gerçek ki, yaşanan bu son gelişmeler, Suriye'nin BOP'unun yaşandığını gösteriyor, şimdi sıra Türkiye ve İran'a geldi. Suriye'de yaşanan bu süreç, Türkiye'nin BOP'unun çok yaklaştığının bir işareti.
İsrail çok seviniyor, çünkü büyük İsrail devleti işgalinin önünde en büyük engellerden biri olarak gördüğü Esad yönetimi devre dışı kalmış oldu. Bunu fırsat bilen İsrail, hiç zaman kaybetmeden 1973 yılından sonra ilk kez Suriye topraklarına girdi. İsrail Başbakanı Netanyahu, Golan Tepeleri'nde tampon bölge ve silahtan arındırılmış bölgenin sınırlarını belirleyen,1974 yılında imzalanan Kuvvetlerin Çekilmesi Anlaşması'nın Suriye'de Baas rejiminin devrilmesiyle çöktüğünü iddia etti.
İsrail'de yayın yapan Kanal 13'ün haberine göre, İsrail ordusu, önceki akşam Suriye geneline düzenlediği hava saldırılarında 100 hedefi vurdu. İsrail ordusu, işgal altındaki Golan Tepeleri'nde bulunan Hermon (Şeyh) Dağı'nın Suriye tarafını işgal etmesinin ardından Suriye genelinde onlarca stratejik noktaya hava saldırısı düzenledi. Habere göre, İsrail savaş uçakları, askeri üsler, hava savunma üsleri, istihbarat karargahlarının yanı sıra uzun ile kısa menzilli füze depoları, hava savunma sistemleri, silah üretim merkezleri, konvansiyonel olmayan silah stoklarını hedef aldı.
Ayrıca ABD-İsrail ikilisinin en çok sevindiği hususlardan birisi, Suriye'deki yönetimin devrilmesiyle birlikte Lübnan Hizbullah'ının İran ve Irak ile bağlantısının tamamen kopması. Hizbullah, Lübnan'da tamamen abluka atına alınmış olacak ve her türlü destek kesilmiş olacak.
Bağımsız Türkiye Partisi (BTP) Genel Başkanı Hüseyin Baş'ın gündemle alakalı şu tespitleriyle yazımızı bitirelim:
"Suriye'yi bölmek isteyen İsrail emellerine ulaştı. Suriye'nin kuzeyinde terör devleti kurmak isteyen ABD emellerine ulaştı. Suriye'yi istikrarsızlaştırmak isteyen emperyalizm emeline ulaştı. Ben buna bakıyorum ve sizin o çok derin, çok müthiş, hiç kimsenin göremediğini gören devlet aklınız var ya, aklını ABD'ye kiraya verdi. Ne yazık ki ancak ve ancak Amerika'nın ve İsrail'in çıkarları için hareket eden bir hükümetimiz var."
"Hani denir ya ateş düştüğü yeri yakar. Evet, ateş düştüğü yeri yakar ama ateşin şöyle bir özelliği var; yayılır ve büyür. O ateş düştüğü yeri yaktıktan sonra yayılır gelir ve seni de yakar."
"ABD bu topraklara ne için geliyor? Demokrasi getirecekmiş! Neyle? Füzeyle, bombayla! Dünyanın neresinde görülmüş bombayla demokrasi getirildiği. Başka neyle? Terörle, terör saldırılarıyla Amerika demokrasi getirecek! Bizimkiler de buna inanıyor, buna itibar ediyor."
"Tarih 'sevinenleri' yazacak. Sevinenler kim? Onlar ABD, İsrail ve Türkiye... Bu da size dert olsun. Bu ateş Türkiye'yi yakar."
"Önümüzdeki en büyük tehlike ve problem nedir? Hemen yanı başımızdaki ülkelerde gördük. Ne yaşanıyor? Ülkeler parçalanıyor. Bakın önce bu coğrafyaları Türk'ten kopardılar sonra bunları kendi içlerinde parçalamaya başladılar. O zaman nihai hedef nedir? Dönün Osmanlı zamanlarından bugüne gelin anlayın meseleyi. Nihai hedef Türk'ün parçalanmasıdır."
"Bizi birbirimize kırdıracaklar, kavga ettirecekler, birbirimize düşürecekler ve tek çözümün birbirimizden uzaklaşmak, ayrılmak olduğunu dayatacaklar. Bunları belki 2025'te bize dayatmayacaklar, belki 2026 ya da 2027'de de değil. Ama 10, bilemedin 15-20 sene içinde benim gibi olan insanların çocukları genç yaşlarına ve çağlarına geldiğinde artık devlet ve vatan diye bir şey bırakmayacaklar."
- Suriye BOP’unun tamamlanması, Türkiye BOP’una işaret / 10.12.2024
- Kuzeyden güneye ‘İsrail koridoru’ tamamlanıyor / 07.12.2024
- ‘Halep’e girdik’ derken Kıbrıs’ı kaybediyoruz / 06.12.2024
- Suriye’deki gelişmeler BOP’un uzantısı / 04.12.2024
- Fırat’ın batısı da, doğusu gibi devlet istiyor / 03.12.2024
- Gelmiş ve gelecek tüm kadınların en üstünü: Hz. Fatıma (a.s.) / 30.11.2024
- Savaş riski varsa, ithalat neden? / 27.11.2024
- Siyasiler, bölünmeyi teşvik ediyor / 26.11.2024
- Birlik ve beraberliğin merkezi: Ehl-i Beyt / 23.11.2024