Siyasi partilerin seçim vaatleri, sorunlarımızın da göstergesidir. Öyle ki, inkâr edilen veya yok sayılan sorunların tümü, siyasi partilerin seçim beyannamelerinde vaat olarak yer almaktadır. Vaatlere bakarak bir değerlendirme yaparsak, en önemli sorunumuzun ekonomi olduğu hükmüne varırız. Zira siyasi partilerin vaatlerinin çoğu, ekonomi üzerinde yoğunlaşmaktadır.AKP hükümeti, her ne kadar ekonomiyi iyi göstermeye çalışırsa çalışsın, mızrak çuvala sığmıyor. O da seçime giderken, bir dizi ekonomik vaatte bulunmak zorunda kalmıştır. Gerçek şudur ki, ekonomik sorunlarımız sürekli artıyor ve büyüyor. Bu sorunlar içerisinde bazıları tehlikeli boyutlara varmış durumdadır. İşsizlik, yoksulluk ve gelir dağılımındaki adaletsizlik, o sorunların başta gelenleridir. Ekonomik işlevler devlet, özel sektör ve hane halkı arasında cereyan etmektedir. Ekonominin iyi olduğunu söylemek için üç tarafta da işlerin iyi gitmesi gerekir. Siyasi partilerin ekonomik vaatleri, üç tarafı da kapsadığına göre, demek ki, ekonomimizin genel durumu hakkında hiçbir siyasi partinin görüşü olumlu değildir. Ekonomimizin en temel sorunlarından biri de sıcak paraya mahkûmiyettir. O kadar ki, sıcak para gelmediğinde ekonomimizin çarkları durmaktadır. Bu, taşıma suyla değirmen çevirmeye benzemektedir. Bunu ilânihaye devam ettirmek imkânsızdır. O bakımdan duvara toslamadan, başımızın çaresine bakmamız şarttır. AKP hükümeti de, geçmiş hükümetler gibi ekonomiyi borsa ve döviz göstergelerinden takip etmektedir. Hâlbuki borsanın yükselmesi, dövizin yükselmemesi, toplumun ancak belli bir kesiminin ilgi alanına girmektedir. Toplumun büyük çoğunluğu, bireylere dönük, kısa vadeli ekonomik vaatlerle ilgilenmektedir. Onun içindir ki, asgari ücret, bu seçim sürecinin en çok tartışılan konusu olmuştur. AKP, CHP ve MHP, BTP karşısında bireylere dönük ekonomik vaatlerde yaya kaldığından, uzun vadeli toplumsal vaatlere yöneldiler. AKP 2023'ten, CHP 2035'ten söz etmeye başladı. CHP, 2035 yılında biteceğini söylediği 'Merkez Türkiye' projesini gündeme getirdi.Başbakan Ahmet Davutoğlu, 'Merkez Türkiye' kavramını ilk olarak kendisinin kullandığını ve bunu 'Stratejik Derinlik' adlı kitabının arka kapağında yazdığını ifade etti. Böyle kavramları üretmek ve kullanmak bilimsel çevrelerde ilgi uyandırabilir. Ama önemli olan o kavramların içini doldurmak ve onu gerçekleştirecek stratejileri ortaya koymaktır. CHP'nin 'Merkez Türkiye' projesi dört dörtlük bir proje midir? Bir çalışmanın proje olarak adlandırılabilmesi için, gösterilen hedefe nasıl ulaşılacağının da ayrıntılı bir şekilde açıklanması gerekir. Maalesef, CHP'nin 'Merkez Türkiye' projesinde, böyle temel hususlar yer almamıştır. Meselâ, Anadolu'da 3 milyon nüfuslu mega kent vaat edilmektedir. Bunun nerede ve nasıl kurulacağına dair hiçbir bilgi verilmemektedir. En azından, akla ilk gelebilecek soruların cevapları sıralanmalıydı. Bu ve buna benzer nedenlerden dolayı AKP, CHP ve MHP'nin vaatleri beklenen ilgiyi çekmemiştir. 7 Haziran 2015 seçim sürecinde vaatleri ilgiyle izlenilen tek parti BTP'dir. Söz konusu ilginin oya dönüşmesi, işsizler, yoksullar ve yardıma muhtaç kimseler için kurtuluş vesilesi olacaktır.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
M. Hilmi Yıldırım / diğer yazıları
- İnsan hakları ve ihlâlleri / 01.02.2019
- Sömürü ve şahsiyetli insan / 21.01.2019
- Ekonomik kararlar ve insan davranışları / 09.01.2019
- Medeniyetlerin etkileşimi / 20.12.2018
- Ekonomide bitmeyen tartışma / 12.12.2018
- İletişim çağında iletişimsizlik / 22.11.2018
- Öngörülerdeki isabetsizlikler / 09.11.2018
- Küresel ekonomi ve ülke ekonomileri / 22.10.2018
- Adaletsiz ekonomi / 11.10.2018
- Ekonomide milli strateji / 18.09.2018
- Sömürü ve şahsiyetli insan / 21.01.2019
- Ekonomik kararlar ve insan davranışları / 09.01.2019
- Medeniyetlerin etkileşimi / 20.12.2018
- Ekonomide bitmeyen tartışma / 12.12.2018
- İletişim çağında iletişimsizlik / 22.11.2018
- Öngörülerdeki isabetsizlikler / 09.11.2018
- Küresel ekonomi ve ülke ekonomileri / 22.10.2018
- Adaletsiz ekonomi / 11.10.2018
- Ekonomide milli strateji / 18.09.2018