James Cook ve adamları Pasifik Adalarına ayak bastıklarında, aylarca süren yolculuktan ve açlıktan bitmiş, birer paçavra haline dönmüşlerdi. Yerliler, adaya daha önce gelip kardeşlerini katletmiş olanlara benzeyen bu vahşi adamlara korkuyla bakıyorlardı. Kaptan Cook'un beyaz adamları bir yandan yemeklere saldırıyor, bir yandan da dinledikleri "yamyamlık" hikayelerinin etkisiyle soruyorlardı:
-"Siz de yamyam mısınız?"
Yerliler bu beyaz adamların kendilerini çiğ çiğ yiyecekleri korkusuyla
-"Evet" dediler, "biz de yamyamız!"
Beyaz adam; enformasyon ağıyla durmadan topladığı her şeyi yeniden devasa endüstriyalizimden günümüz sanal teknolojisine kadar, kendi yararına göre oluşturduğu simülasyon ekranında, deyim yerindeyse "ötekileştirdikleri" batılı olmayan ülke ve halklarına hep bu "yamyam" gözlüğüyle bakmış ve muamele etmişlerdir.
Batılı beyaz adam, bu saplantılı ideolojik süreçlerden batılı olmyan ülke ve halklarına dair çeşitli sınıflandırmalarla kendi menfaatleri uyarınca hep önyargılı olmuştur. Mesela: Türkler hep onlar için "Barbar Türk" kalmıştır, bu barbar Türklere kıyasla batılıya daha fazla mukavemet etmeyen Hintliler "Mülayim Hindu", gemi gemi Amerika'ya götürüp köleleştirdikleri ve hunharca katlettikleri siyah Afrikalılar ise "Pis Irz Düşmanı Zenci" olmuştur.
Batılı olmayan bu toplumları sınıflandırma, kaydetme, temsil etme/yeniden sunma ve işlemden geçirme doğrultusundaki batılı beyaz adamın sömürgeleştirme dönemine karşılık gelen modernizm ve sonrasını ifade etmek için kullandığı modern sonrası postmodern dönem açıkça; postkolonyal yani sömürgeleştirme sonrası dönemdir. Beyaz adam için 21. yüzyıla denk gelen dönem, modernizm sonrası= postmodern/postkolonyal globalizmin ilkelerinin yürürlüğe soktuğu hayati bir dönemdir. Dünyaya yeniden çekidüzen verme ve bunları emperyal tüketime rafineye hazır getirme, sömürüye daha münasip hale getirme stratejisi, batının kronikleşen gaddarca dünyayı kendi menfaatlerine göre yeniden yapılandırmasından başka bir şey değildir...
Batılı beyaz adamın, yamyam uzmanlarının bilim literatürüne hediye ettikleri "üçüncü dünya" gibi dünyayı yeniden sınıflandıran kolonyalizm ve postkolonyalizm terimlerle, alabildiğine bu coğrafyalarda talana girişmişlerdir.
Yerli halkın kanlarını son damlasına kadar sömürmeye, bu yerlerdeki yerli/kültürel her işi helak etmeye yarayan ve bunun yerine kendilerinin üretmiş oldukları ama artık, ne batılı ne de yerli olan bu duruma "Batılılaşma, Modernizasyon" işlemine bugün postmodernizm denmeye başlanmıştır.
Olaylara şahit olanların görüp anlam veremedikleri bu postmodern olaylara dayanan kasıtlı karmakarışık gösterilen kavramların, yeni yeni üretilen bu sisli tanımlamaların, yaratılan yanıltıcı imge ve imaj bombardımanının, bütün bu sahte-simültane ekranın ardındaki şeytani sebep: Batının yamyamlığını örtme girişimidir.
Kaptan Cook ve arkadaşlarının günlüklerinde yer alan yamyamlık hikayeleri, aslında batının kendi yamyamlık alışkanlığının karşılaştığı, batılı olmayan-öteki-yerli halklarının canlarının, malvarlıklarının ve ırzlarının tarumar edilerek yağmalanması, talan edilmesi, sömürülmesi ve bir karşıyansımasıdır. Vahşi olan batıydı, ilkel olan oydu ve sonuçta yamyamlık onlara daha uygundu. Fakat bugün de olduğu gibi modernizmin teşekkülünde dünyanın batılılaştırma safhasında hep batılılar bu yamyamlık hikayesini batılı olmayan, etlerine kadar yedikleri, sömürdükleri üçüncü dünya ülke ve halklarına ait görmek istemişlerdir. Yani yerli halkın Cook ve arkadaşlarının saplantılı sorularına verdikleri cevap aslında batılıların bu konudaki sorgularının bizzat batılı beyaz adamın yamyam olduğu ve batılı olmayanları yemek istedikleri gerçeğidir.
Sadece 20. yüzyılda batının doğrudan ve dolaylı katlettiği insanların yekununun neredeyse bin yıllık insanlık tarihinde katledilenlere denk gelmesiyle, bu gerçek -bugün asıl yamyam olanın- asıl vahşi ve ilkel olanın bizzat batılı olmayan-yerli halka "yamyam mısınız" sorusunu soran beyaz adamın olduğunu göstermiştir!
-"Siz de yamyam mısınız?"
Yerliler bu beyaz adamların kendilerini çiğ çiğ yiyecekleri korkusuyla
-"Evet" dediler, "biz de yamyamız!"
Beyaz adam; enformasyon ağıyla durmadan topladığı her şeyi yeniden devasa endüstriyalizimden günümüz sanal teknolojisine kadar, kendi yararına göre oluşturduğu simülasyon ekranında, deyim yerindeyse "ötekileştirdikleri" batılı olmayan ülke ve halklarına hep bu "yamyam" gözlüğüyle bakmış ve muamele etmişlerdir.
Batılı beyaz adam, bu saplantılı ideolojik süreçlerden batılı olmyan ülke ve halklarına dair çeşitli sınıflandırmalarla kendi menfaatleri uyarınca hep önyargılı olmuştur. Mesela: Türkler hep onlar için "Barbar Türk" kalmıştır, bu barbar Türklere kıyasla batılıya daha fazla mukavemet etmeyen Hintliler "Mülayim Hindu", gemi gemi Amerika'ya götürüp köleleştirdikleri ve hunharca katlettikleri siyah Afrikalılar ise "Pis Irz Düşmanı Zenci" olmuştur.
Batılı olmayan bu toplumları sınıflandırma, kaydetme, temsil etme/yeniden sunma ve işlemden geçirme doğrultusundaki batılı beyaz adamın sömürgeleştirme dönemine karşılık gelen modernizm ve sonrasını ifade etmek için kullandığı modern sonrası postmodern dönem açıkça; postkolonyal yani sömürgeleştirme sonrası dönemdir. Beyaz adam için 21. yüzyıla denk gelen dönem, modernizm sonrası= postmodern/postkolonyal globalizmin ilkelerinin yürürlüğe soktuğu hayati bir dönemdir. Dünyaya yeniden çekidüzen verme ve bunları emperyal tüketime rafineye hazır getirme, sömürüye daha münasip hale getirme stratejisi, batının kronikleşen gaddarca dünyayı kendi menfaatlerine göre yeniden yapılandırmasından başka bir şey değildir...
Batılı beyaz adamın, yamyam uzmanlarının bilim literatürüne hediye ettikleri "üçüncü dünya" gibi dünyayı yeniden sınıflandıran kolonyalizm ve postkolonyalizm terimlerle, alabildiğine bu coğrafyalarda talana girişmişlerdir.
Yerli halkın kanlarını son damlasına kadar sömürmeye, bu yerlerdeki yerli/kültürel her işi helak etmeye yarayan ve bunun yerine kendilerinin üretmiş oldukları ama artık, ne batılı ne de yerli olan bu duruma "Batılılaşma, Modernizasyon" işlemine bugün postmodernizm denmeye başlanmıştır.
Olaylara şahit olanların görüp anlam veremedikleri bu postmodern olaylara dayanan kasıtlı karmakarışık gösterilen kavramların, yeni yeni üretilen bu sisli tanımlamaların, yaratılan yanıltıcı imge ve imaj bombardımanının, bütün bu sahte-simültane ekranın ardındaki şeytani sebep: Batının yamyamlığını örtme girişimidir.
Kaptan Cook ve arkadaşlarının günlüklerinde yer alan yamyamlık hikayeleri, aslında batının kendi yamyamlık alışkanlığının karşılaştığı, batılı olmayan-öteki-yerli halklarının canlarının, malvarlıklarının ve ırzlarının tarumar edilerek yağmalanması, talan edilmesi, sömürülmesi ve bir karşıyansımasıdır. Vahşi olan batıydı, ilkel olan oydu ve sonuçta yamyamlık onlara daha uygundu. Fakat bugün de olduğu gibi modernizmin teşekkülünde dünyanın batılılaştırma safhasında hep batılılar bu yamyamlık hikayesini batılı olmayan, etlerine kadar yedikleri, sömürdükleri üçüncü dünya ülke ve halklarına ait görmek istemişlerdir. Yani yerli halkın Cook ve arkadaşlarının saplantılı sorularına verdikleri cevap aslında batılıların bu konudaki sorgularının bizzat batılı beyaz adamın yamyam olduğu ve batılı olmayanları yemek istedikleri gerçeğidir.
Sadece 20. yüzyılda batının doğrudan ve dolaylı katlettiği insanların yekununun neredeyse bin yıllık insanlık tarihinde katledilenlere denk gelmesiyle, bu gerçek -bugün asıl yamyam olanın- asıl vahşi ve ilkel olanın bizzat batılı olmayan-yerli halka "yamyam mısınız" sorusunu soran beyaz adamın olduğunu göstermiştir!
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Adnan Ulutaş / diğer yazıları
- Bir medeniyetin iflası nedir bilir misin? / 23.07.2002
- Demokrasi kabusu / 17.07.2002
- Avrupalılaşmanın neresindeyiz'-II / 12.07.2002
- Avrupalılaşmanın neresindeyiz'-I / 11.07.2002
- Hangi zaman? / 10.07.2002
- Hangi ruh? / 09.07.2002
- Zulmün hukuku olmaz / 03.07.2002
- Batının ahlâksız hayatı! / 25.06.2002
- Avrupalaşma ihaneti / 19.06.2002
- Alçaklığın adı hukuk oldu! / 16.05.2002
- Demokrasi kabusu / 17.07.2002
- Avrupalılaşmanın neresindeyiz'-II / 12.07.2002
- Avrupalılaşmanın neresindeyiz'-I / 11.07.2002
- Hangi zaman? / 10.07.2002
- Hangi ruh? / 09.07.2002
- Zulmün hukuku olmaz / 03.07.2002
- Batının ahlâksız hayatı! / 25.06.2002
- Avrupalaşma ihaneti / 19.06.2002
- Alçaklığın adı hukuk oldu! / 16.05.2002