Senin derdin 'Kürt'lük değil

Milli ve manevi ne kadar değerimiz varsa bu iktidar döneminde hepsi sistematik olarak sıradanlaştırıldı ve adeta ağızlara birer sakız olarak verildi. O haddini bilmeyen ağızlarda çiğnedikçe çiğnediler. İşin ilginci, birileri bizim bu değerlerimizi enine-boyuna çekip, uzatırken biz onları sadece seyrettik, bir tepki bile koyamadık.İşte bu değerlerimizden biri, belki de en önemlisi "millet"? Hepimizin anlayacağı bir dilde, daha doğrusu bugüne kadar yaşandığı şekilde "millet" kavramını tarif edersek kısaca şöyle deriz;Millet; Aynı inanç ve kültürü paylaşan insanların meydana getirdiği topluma denir. Bu gözlükle Türkiye'ye baktığımızda ortada bir sorun görebilir miyiz? Yani Türk Milleti, Kürt Milleti, Laz Milleti, Gürcü Milleti vs. bir ayırıma gidebilir miyiz? Hayır. Fert bazında Türk, Kürt, Laz vs. olabiliriz. Bu bizim alt kimliğimizdir. Bizi birleştiren, bir arada tutan ve bizi diğer milletlere karşı kuvvetli kılan üst kimliğimizin adı ise Türk Milleti'dir. İslam bu kimliğin ruhudur. Bu coğrafyada yaşayıp, bu kimlikten rahatsız olanların, bu kimliğe anlam kazandıran İslam'dan da rahatsız oldukları aşikârdır. Ama bunu itiraf edemezler. Etseler halkı kandıramazlar. Onun için diyorum ki; Türk Milleti kimliğinden utanan, bu kimlikten kurtulmak isteyenlerin önce bu kimliğe değer katan o ruhtan kurtulmaları lazımdır. Olur mu öyle şey, ben kendi ırkımla devlet olup, inancımı da yaşarım diyenler olabilir. Onlara da deriz ki; sizin adınız sadece "yezit" olur, başka bir şey olmaz.Evet, ortada bir sorun olduğu doğru. Bu sorunu biz mi ürettik? Hayır. Biz maşa olduk. Bu topraklar üzerinde emelleri olanların, tarihteki mağlubiyetlerini hazmedemeyenlerin oyunuydu bu. Ve bu oyunu içimizdeki taşeronlarına oynattılar.Bir devlet düşünün ki, temelini tarihindeki değerlerden alıyor, çağdaş uygarlık seviyesine gitme yolunda diğer milletleri taklitten uzak, kendi milli-manevi unsurlarını kullanarak ilerliyorsa?Halka hizmeti kendine amaç edinmiş, insan hak ve özgürlüklerinin doya doya yaşandığı? Hukuk, adalet, eşitlik kavramlarının hayata geçirildiği bir toplumda, bir devlette ayrı-gayrı olabilir mi? Olamaz. Çünkü bu tip bir devlet Prof. Dr. Haydar Baş Bey'in anlattığı "milli devlettir", "sosyal devlettir"Maalesef uzun yıllardır devleti yönetenler hesaplarını, millet üzerine değil, ülkedeki çok az bir azınlığın çıkarlarına, küresel güçlerin hedeflerine göre program ürettikleri için halk aç kalmıştır, açıkta kalmıştır, sahipsiz kalmıştır. Yine ülkemiz üzerinde emelleri olanlar halkın bu durumundan istifade ederek halkla devleti karşı karşıya getirmeye çalışmış, kısmen de olsa başarılı olmuşlardır.Neyse biz konunun başına dönelim. Şimdi Romanya'dan veya Bulgaristan'dan bir Hıristiyan gelse. Ben de Türk ırkındanım, dese ne hissedersiniz? Dinin ne? Hıristiyan. Bana ne senin Türklüğünden derim ben olsam.Bir başkası gelse Afrika'dan. Ben müslümanım dese. Ne hissedersiniz? Kardeşim, deyip bağrınıza basmaz mısınız? İhtiyaçlarını büyük bir zevkle karşılamaz mısınız?Ben, bir Kürt gelse, demiyorum. Yahu biz zaten kardeşiz, akrabayız, dostuz. Aynı secdeye baş koymuşuz, aynı uğurda can vermişiz. Ben kardeşime "sen" demem. "Sen" diyeni de kardeşten saymam?