Habib b. Mezahir Kufeli, Beni Esed kabilesinden ve Hz. Ali'nin (a.s) has ashabındandı. Kendisi lain Muviye'nin ölümünden sonra İmam Hüseyin'in (a.s) Kûfe'ye gelmesi için davet mektubu yazmıştır, ancak Kûfelilerin biatlerine sadık kalmadıklarını görünce, gizlice Kûfe'den ayrılmış ve kendisini İmam Hüseyin'e ulaştırmıştır.
Habib, abid ve takvalı bir insandı. Kur'an hafızıydı. Her gece ibadete koyulur Allah'a dua ve yakarışta bulunurdu. İmam Hüseyin'in (a.s) söylediğine göre her gece Kur'an'ı hatmederdi. Temiz ve sade bir yaşantısı vardı. Dünyaya hiç önem vermeyen zühtçe bir yaşantıyı kendisine seçmişti. Her ne kadar kendisine para ve aman verildiyse de o kabul etmemiş ve şöyle demiştir: "Resulullah'ın (s.a.a) oğlunu mazlumca öldürürlerken, bizlerin canlı kalmak için Hz. Peygamber'in yanında bir özrümüz yoktur ve olamazda..."
75 yaşında iken Kerbela'da İmam Hüseyin'in (a.s) yanında Aşura günü şehit olmuştur. Aşura sabahı, İmam Hüseyin (a.s), Habib b. Mezahir'i az bir gruptan oluşan ordusunun sol kanat komutanı, Zuheyr b. Kayn'ı sağ kanadın komutanı ve Hz. Ebu'l Fazlı'l Abbas'ı (a.s) ordunun merkezine koyarak sancaktarı yaptı.
Habib bin Mezahir, 75 yaşlarında olmasına rağmen kahramanlar gibi kılıç sallıyordu. Bu şekilde düşmanlardan tam 62 kişiyi öldürmüştür. Bu esnada Bedil bin Meryem Akafani ona saldırmış ve başına kılıcıyla vurmuştur. Bir başkası mızrağı ile ona saldırmış ve atından yere düşmüştür. Sakalları başının kanı ile kızıla boyandı. Daha sonra Bedil bin Meryem, başını bedeninden ayırdı.
İmam Hüseyin (a.s) kendisini Habib'in yanına ulaştırmış ve şöyle buyurmuştur: "Kendi ve ashabımın sevabını yüce Allah'tan diliyorum "Ey Habib! Bir gecede Kur'an'ı hatmeden erdemli bir insandın."
Beni Esed kabilesi, Kerbela şehitlerini defnederken, kendilerinin yanında değerli ve büyüklerden olan Habibi'i İmam Hüseyin'in (a.s) 10 metre yanına ve bağımsız bir kabre defnetmişlerdir. Sonralardan kabri şerifleri İmam Hüseyin'in (a.s) ravzasının içinde kalmış ve doğu revaklarında yer almıştır.
İmam Hüseyin'in duasıyla Habib b. Mezahir'in dirilmesi
İmam Hüseyin (a.s) küçük yaşta iken Habib b. Mezahir yirmili yaşlarda idi. ve İmam Hüseyin'i (a.s) çok severdi. Öyle ki o yürürken arkasından yürür ve onun ayağının çıkardığı tozu toprağı eliyle alıp kendi başına serperdi. Bir gün babası Mezahir bu olayı kendi gözleriyle gördü ve bunun sebebini oğluna sorduğunda; Habib babasına dedi ki:
"Baba, Hz. Hüseyin'i (a.s) ve babası Hz. Ali'yi (a.s) ve dedesi Peygamberler peygamberi Hz. Muhammed'i (s.a.a.) kendi canımdan daha fazla sevdiğimden dolayı Hz. Hüseyin (a.s) yürürken ayağından çıkan tozu toprağı başıma koymadan edemiyorum..."
Mezahir oğlu Habib'e, "Gönlünden geçen nedir?" diye sorar ve o da derki: "Keşke bir gün evimize misafir olarak gelseler."
Habib'in babası Mezahir, Hz. Ali'ye (a.s) gider ve kendisini misafir olarak kendi evine davet eder. Ve yanında oğlu İmam Hüseyin'i de getirmesini rica eder. Hz. Ali (a.s) Mezahir'in davetini kabul eder. Ertesi gün Mezahir onları öğlen vakti evine beklerken oğlu Habib sabırsızlanır ve dayanamayıp evin çatısına çıkar ve yollarını gözlemeye başlar. O ikisinin nuru belirdiğinde heyecandan yerinde duramaz ve damdan yere düşerek oracıkta can verir.
Bunu gören babası Habib'in ölü cesedini alıp bir köşede saklar ve üstünü örter. Hz. Ali (a.s) ve Hz. Hüseyin (a.s) Mezahir'in evine vardıklarında Mezahir onlara belli etmeden kapıyı açar ve Hz. Ali'yi (a.s) ve İmam Hüseyin'i ağırlar. Hz. Ali (a.s) birkaç kez Habib'i sorsa da babası bir sürü bahaneler söyleyip durumu gizlemeye çalışır. Hz. Ali'nin (a.s) ısrarlarının sonunda olayı anlatır.
Hz. Ali (a.s) Hz. Hüseyin'e dönerek "O genç senin muhabbetinden dolayı öldü. Bu konuda sen ne yapacaksın" der. Hz. Hüseyin (a.s) ağlar gözlerle yüzünü semaya çevirip dua eder. Ve Habib tekrar nefeslenerek dirilir. Hz. Ali aleyhisselam bunun üzerine Habib b. Mezahir'e der ki: "Kerbela'da oğlum İmam Hüseyin'in türbesine ziyarete gelenlerin adını sen yazacaksın. Ve sadece senin ismini yazdıklarının ziyareti kabul olacaktır.
Kerbela'da İmam Hüseyin'in kabrini ziyaret ederken dışarı çıkmadan evvel tek başına köşede bulunan Habib bin Mezahir'in kabri ziyaret edilir. Ve şu cümle söylenir: "Selam olsun iki kez yaşayıp ölen Habib'e..."
- Kâbe'nin Rabbine and olsun ki kurtuldum / 23.03.2025
- Kadir gecesi / 21.03.2025
- “Bana sorun” / 18.03.2025
- İmam Ali’nin dilinden Hz. Peygamber / 15.03.2025
- Gayretullah’a dokunmak… / 13.03.2025
- Ben vermekle emrolundum / 06.03.2025
- Her hususta zirve şahsiyet İmam Ali / 28.02.2025
- Allah’ın selam yolladığı Hz. Hatice / 26.02.2025
- Ümmü Eymen anamız / 24.02.2025