Başbakan Recep Tayyip Erdoğan kendine muhalefet edenlere sıklıkla şu ifadeyi kullanır: “Sandıkta hesaplaşalım” Bu ifadeyi Taksim direnişi için de kullanıyor. Başbakanın sırtı kendince sağlam yere dayanıyor. Onu da zaten ifade ediyor: % 50 destekçim var diyor.İfade olarak haklı gibi görünüyor. Çünkü Türkiye de güçlü olmanın ispatı, sandıktan çıkan oylara ya da seçim sisteminin sağladığı avantaja göre yapılmaktadır. Sandıkta gerçek bir hesaplaşmanın olup olmadığı inancı kişiye göre değişmektedir. Çünkü bizde demokrasinin işleyişindeki çarpıklık yüzünden sandık hesaplaşma yeri olmaktan çıkmıştır. Gerek seçim barajındaki yükseklik, gerek demokrasinin yeterli derecede rayına oturmaması, sandıkta hesaplaşmaya da gölge düşürmektedir. 2 gündür demokrasi ve seçim barajı hakkında yazılar kaleme aldım. Hatırlarsanız demokrasinin yanlış anlaşılması, demokratik kurumların istendiği gibi işlememesi, bizde görülen uygulamalardaki yanlışlıkların demokrasi ve sandığa olan güvenin de ortadan kalkmasına sebep olduğu hakkında çeşitli tespitler yapmıştık. İktidarı eline geçiren ve meclisteki sayısal çoğunluğu sağlayanlar, devletin gücünü kullanarak güçlerine güç katmaktadır. Seçimde de devletin gücünü, seçim yardımından sağladığı geliri ve kamusal güçleri yanında bulundurunca, zaten seçime açık farkla önde girmektedir. Seçim sandığı milletin önüne konurken de şartlar asla eşit olmamaktadır. En büyük reklamı, en büyük şovu da yine iktidar partisi yapınca diğerleri ister istemez gölgede kalmaktadır. Bir de iktidarın sansür ve baskısıyla karşılaşan karşı fikirler hem cılız kalmakta, hem de fikirlerini herkese ulaştıramamaktadırlar. Dolayısıyla eski tas eski hamam girilen seçimden farklı bir sonuç da çıkmamaktadır. Demokrasinin yerleşmesini isteyenler, öncelikle seçimle alakalı ne varsa değiştirmelidirler. Devlet kesesinden yapılan seçim yardımı ve seçim barajı mutlaka kaldırılmalı. Fikri olan herkse eşit oranda propaganda hakkı verilmeli, şartlar eşit olarak seçime girilmelidir. Başta seçim sistemi, devletin seçim yardımları ve seçim barajı olmak üzere yapılacak değişikliklerin sağlanacağı ve eşit şartlarla seçime gireceği ortamlar olsaydı, inanıyorum ki Başbakan bu kadar cesur konuşamayacaktı.
Uğur Kepekçi / diğer yazıları
- Eğitimin açmazları / 18.01.2025
- Aile ocağı en kıymetli eğitim alanıdır / 17.01.2025
- Yağmur nereye yağarsa tarlasını oraya taşıyanlar / 16.01.2025
- Prof. Dr. Haydar Baş'ın dedikleri aynen çıkıyor / 15.01.2025
- Hüseyin Baş ezberleri bozuyor / 14.01.2025
- ‘Lan oğlum sen Hüseyin Baş’ı tanımıyor musun?’ / 13.01.2025
- Örnek insanla beraber olmanın faydaları / 11.01.2025
- Çekilin gençlerin önünden onlar halledecektir / 10.01.2025
- 30 yıl önceden haber verilen gerçekler / 09.01.2025
- Hakkımı helal etmiyorum / 08.01.2025
- Aile ocağı en kıymetli eğitim alanıdır / 17.01.2025
- Yağmur nereye yağarsa tarlasını oraya taşıyanlar / 16.01.2025
- Prof. Dr. Haydar Baş'ın dedikleri aynen çıkıyor / 15.01.2025
- Hüseyin Baş ezberleri bozuyor / 14.01.2025
- ‘Lan oğlum sen Hüseyin Baş’ı tanımıyor musun?’ / 13.01.2025
- Örnek insanla beraber olmanın faydaları / 11.01.2025
- Çekilin gençlerin önünden onlar halledecektir / 10.01.2025
- 30 yıl önceden haber verilen gerçekler / 09.01.2025
- Hakkımı helal etmiyorum / 08.01.2025