Seçim tartışmaları siyasi gündemimizin vazgeçilmezleri arasına girdi. Artık iktidarı ile muhalefeti ile bütün siyasiler bu konuda kanaat belirtiyorlar. Erken seçim olsun mu, olmasın mı tartışması bilindiği gibi Kemal Derviş'in seçim tarihi şimdiden belirlensin çıkışıyla gündemdeki yerine oturmuştu. Acaba Derviş'in bu talebinin ardındaki gerçek ne idi?
Ülkemizin ekonomik tablosuna baktığımız takdirde verilen mesaj net olarak anlaşılacaktır. "Uyum hükümeti" tam bir uyum içerisinde, IMF ve Dünya Bankası istekleri doğrultusunda Kemal Dervişin yönlendirdiği politikaya destek vermesine rağmen gelinen ekonomik manzara iç açıcı değil. Hazine her dakika 113 milyar faize, 40 milyar personele, 21 milyar SSK-Bağ-Kur ve Emekli Sandığı açıklarını kapatmaya harcarken sadece 89 milyar lira vergi toplayabiliyor. Yani hükümet her geçen dakika ülkeyi batağa doğru sürüklüyor.
Üretimin azaltılması, sanayiinin durma noktasına gelmesi ve esnafın tezgahını kapamak zorunda kalması, KOBİ'lerin nakit sıkıntısı... göz önüne alınırsa gelecek günler bu günleri aratacak. Bütün bu olumsuz tabloya rağmen Derviş'in ülkemizde ekonomi düzeldi" şeklindeki beyanatları "benim yapabileceklerim bu kadar" şeklinde de yorumlanabilir. Kamuoyu araştırmalarına baktığımızda iktidar partilerinin toplamı bile seçim barajını aşamayacağına göre elbette Derviş'in seçilebilme umudu yok. Üstelik uygulanan ekonomik politikaya göre ekonominin dönmesi için her yıl dışardan 15-20 milyar dolar para girmesi gerekiyor. Bütün bu veriler alt alta konduğu zaman çıkan sonuç, en iyimser tahminle Derviş hükümeti bırakmak istiyor, başarısız olduğu için geldiği yere tekrara dönmek istiyor.
Hükümet ortağı partiler DSP ve MHP seçimden ısrarla kaçınıyorlar. Onlar halk nezdindeki kredilerinin bittiğinin farkındalar. Mesut Yılmaz ise erken seçime sıcak baktıklarına dair mesaj veriyor. Hatta erken seçim için tarih bile teklif ediyor. Yılmaz'ın bu davranışı tamamen siyasi bir manevradan ibaret. Güya seçime hazırlıklı olduğu izlenimini vermek istiyor. ANAP'ın da bitmiş bir parti olduğunu elbette kamuoyu da biliyor; Yılmaz da biliyor.
İktidar partileri hükümeti götürebildiği kadar devam ettirmeye kararlı. Uyguladıkları ekonomik modelin ve sosyal politikaların kokusu iyiden iyiye çıkıncaya kadar da yollarına devam edecekler.
Sosyal olarak, siyasal olarak ve ekonomik olarak her şeyin bitti zannedildiği zamanda BTP, seçmenin önüne yeni bir alternatif olarak çıkmış bulunuyor. Prof. Dr. Haydar Baş Bey yıllardan beri ortaya koyduğu milli duruşla, toplumsal barış projesiyle ve milli ekonomik modelle milletin umudu haline geldi. Kapalı spor salonlarına sığmayan kalabalıklar büyük bir coşku içerisinde seçim kelimesi ile barışmanın hazzını yaşıyorlar. İktidarı ile muhalefeti ile siyasiler seçim tarihini tartışa dursunlar; seçmen milli iradeyi iktidar edecek olan Prof. Dr. Haydar Baş Beyi başbakan, BTP'yi tek başına iktidar edecek coşkuyu ortaya koyuyor.
Türkiye'deki seçim tartışmalarını özetleyecek olursak, "Kasap et derdinde; koyun can derdinde" diyebiliriz.
Ülkemizin ekonomik tablosuna baktığımız takdirde verilen mesaj net olarak anlaşılacaktır. "Uyum hükümeti" tam bir uyum içerisinde, IMF ve Dünya Bankası istekleri doğrultusunda Kemal Dervişin yönlendirdiği politikaya destek vermesine rağmen gelinen ekonomik manzara iç açıcı değil. Hazine her dakika 113 milyar faize, 40 milyar personele, 21 milyar SSK-Bağ-Kur ve Emekli Sandığı açıklarını kapatmaya harcarken sadece 89 milyar lira vergi toplayabiliyor. Yani hükümet her geçen dakika ülkeyi batağa doğru sürüklüyor.
Üretimin azaltılması, sanayiinin durma noktasına gelmesi ve esnafın tezgahını kapamak zorunda kalması, KOBİ'lerin nakit sıkıntısı... göz önüne alınırsa gelecek günler bu günleri aratacak. Bütün bu olumsuz tabloya rağmen Derviş'in ülkemizde ekonomi düzeldi" şeklindeki beyanatları "benim yapabileceklerim bu kadar" şeklinde de yorumlanabilir. Kamuoyu araştırmalarına baktığımızda iktidar partilerinin toplamı bile seçim barajını aşamayacağına göre elbette Derviş'in seçilebilme umudu yok. Üstelik uygulanan ekonomik politikaya göre ekonominin dönmesi için her yıl dışardan 15-20 milyar dolar para girmesi gerekiyor. Bütün bu veriler alt alta konduğu zaman çıkan sonuç, en iyimser tahminle Derviş hükümeti bırakmak istiyor, başarısız olduğu için geldiği yere tekrara dönmek istiyor.
Hükümet ortağı partiler DSP ve MHP seçimden ısrarla kaçınıyorlar. Onlar halk nezdindeki kredilerinin bittiğinin farkındalar. Mesut Yılmaz ise erken seçime sıcak baktıklarına dair mesaj veriyor. Hatta erken seçim için tarih bile teklif ediyor. Yılmaz'ın bu davranışı tamamen siyasi bir manevradan ibaret. Güya seçime hazırlıklı olduğu izlenimini vermek istiyor. ANAP'ın da bitmiş bir parti olduğunu elbette kamuoyu da biliyor; Yılmaz da biliyor.
İktidar partileri hükümeti götürebildiği kadar devam ettirmeye kararlı. Uyguladıkları ekonomik modelin ve sosyal politikaların kokusu iyiden iyiye çıkıncaya kadar da yollarına devam edecekler.
Sosyal olarak, siyasal olarak ve ekonomik olarak her şeyin bitti zannedildiği zamanda BTP, seçmenin önüne yeni bir alternatif olarak çıkmış bulunuyor. Prof. Dr. Haydar Baş Bey yıllardan beri ortaya koyduğu milli duruşla, toplumsal barış projesiyle ve milli ekonomik modelle milletin umudu haline geldi. Kapalı spor salonlarına sığmayan kalabalıklar büyük bir coşku içerisinde seçim kelimesi ile barışmanın hazzını yaşıyorlar. İktidarı ile muhalefeti ile siyasiler seçim tarihini tartışa dursunlar; seçmen milli iradeyi iktidar edecek olan Prof. Dr. Haydar Baş Beyi başbakan, BTP'yi tek başına iktidar edecek coşkuyu ortaya koyuyor.
Türkiye'deki seçim tartışmalarını özetleyecek olursak, "Kasap et derdinde; koyun can derdinde" diyebiliriz.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Doç. Dr. Ahmet H. Kepekçi / diğer yazıları
- Yeraltı zenginliklerimiz için millî mücadele zamanıdır / 23.02.2025
- Kızılderililerden Ortadoğu'ya aynı senaryo / 15.02.2025
- Amerika’nın hamleleri küresel gerginliği arttırıyor / 07.02.2025
- Emekliye lüks yaşam: Maaş kuş, harcamalar uçuş / 31.01.2025
- Kervan yolda düzülür, canlar yolda kaybolur / 30.01.2025
- Siyasi liderlere yönelik yargılamalar / 23.01.2025
- Yeni anayasa ve İmralı süreci: Gizli gündemler / 19.01.2025
- Türkiye üzerindeki oyunlar: Vatan elden giderse / 18.01.2025
- Emekliler mezara mı girsinler / 11.01.2025
- Demokrasi mi dediniz! / 10.01.2025
- Kızılderililerden Ortadoğu'ya aynı senaryo / 15.02.2025
- Amerika’nın hamleleri küresel gerginliği arttırıyor / 07.02.2025
- Emekliye lüks yaşam: Maaş kuş, harcamalar uçuş / 31.01.2025
- Kervan yolda düzülür, canlar yolda kaybolur / 30.01.2025
- Siyasi liderlere yönelik yargılamalar / 23.01.2025
- Yeni anayasa ve İmralı süreci: Gizli gündemler / 19.01.2025
- Türkiye üzerindeki oyunlar: Vatan elden giderse / 18.01.2025
- Emekliler mezara mı girsinler / 11.01.2025
- Demokrasi mi dediniz! / 10.01.2025