Sayın Uras! Teşhis doğru ama tedavi yanlış

Ekonomi uzmanı Güngör Uras'ın önceki gün yayınlanan "Ekonomide tek çözüm halka para dağıtmak" başlıklı yazısı dikkatimi çekti. Sayın Uras yazısında ekonomide yavaşlamanın olduğunu, bunun kendi kendine düzelemeyeceğini belirttikten sonra şunları ifade ediyor:"Ekonomideki yavaşlamayı kısa sürede durdurmanın tek yolu, iç talebi canlandırmak için ekonomiye para akıtmaktır. Parayı hemen harcayabilecek kesimlerin, harcama gücünü artıracak düzenlemeleri bir an önce yapmaktır.Almadan vermek Tanrı'ya mahsustur. Paranın kaynağı üretimdir. Üretim olacak ki gelir-para artsın. Üretimin yavaşlaması demek, gelirin-paranın da azalması demektir. Ama üretim artışı gelire-paraya bağlıdır. Gelir-para artmadan talep artmaz, talep artmayınca üretim artmaz. Ekonomide canlanma olamaz. Üretim-gelir ilişkisi "yumurta tavuk" ilişkisidir.Yavaşlamayı durduracak talep artışını sağlamak için, ellerine geçen parayı hemen harcamaya dönüştürecek, talep artışını sağlayacak kesime para aktarmak zorunluluğu var?" (Güngör Uras, Milliyet, 22.06.2015)Öncelikle fikirlerine değer verdiğim Sayın Uras'tan bu tespitleri yaparken, bunları 2005 yılında yazdığı eserde ortaya koyan, dünyada tüketim eksenli tek denge analizi olan Milli Ekonomi Modeli'nden ve modelin sahibi Prof. Dr. Haydar Baş Bey'den bahsetmesini dilerdim. Prof. Dr. Baş, bu eserinde talep, yani pazar olmadan sağlıklı bir büyümenin asla olmayacağını belirterek bunu sağlamak için vatandaşlara adil bir gelir paylaşımının nasıl yapılacağını formüllerine varıncaya kadar izah ediyor.Modelin ilk ilan edildiği 2005 yılında Grand Cevahir Otel'de organize edilen 1. Uluslar arası Milli Ekonomi Modeli Kongresi'ne 40'ı aşkın ülkeden 150'yi aşkın bilim adamı katılmış ve bu modelin mükemmelliğini sundukları tebliğlerde ifade etmişlerdir. Eğer Sayın Uras dilerlerse MEM kitabını ve bu tebliğlerin yayınlandığı kitabı kendilerine ulaştırabiliriz.Sayın Uras talebi canlandırmaya yönelik önerilerini ifade ettikten sonra çözüm konusunda maalesef ciddi bir yanlışa düşüyor.Uras, talebi canlandıracak böyle bir paranın kaynağı olmadığını, bu paranın nereden bulunacağını, eğer bu para akımı devamlı bir hale gelirse gelecekte kamu maliyesinin bu yükün altında ezilebileceğini belirtiyor ve şunları söylüyor:"Böyle bir ödeme için, ancak 2015 yılı bütçe açığı büyütülerek kaynak bulunabilir. Bir yıl için büyüyecek bütçe açığının, orta dönemde "hazmedilebilmesi" mümkündür. Tehlike, ekonomiyi canlandırmak için yapılacak "ödemelerin devamlı hale" gelmesidir. Kim istemez amma... Vergilerde önemli ölçüde artırıma gitmeden, devletin devamlı borçlanmasına yol açmadan bunu yapmak mümkün değildir?"Ve Uras bu yanlıştan başka bir yanlışa daha düşüyor:"? Kısa sürede dünya piyasalarından daha ucuz borçlanabilmemiz ve ekonomik ilişkilerimizi yumuşatmamız için, ABD ve AB ülkeleriyle politik ilişkileri yumuşatmamız zorunlu. Komşularla, İsrail ile iyi ilişkiler kurmamız zorunlu?"Yani Sayın Uras çözüm noktasına geldiğinde Sayın Baş'ın uyardığı noktaya geliyor; Sayın Baş sık sık, "Bunlar yapamazlar çünkü bunların kaynakları vergidir, cezadır, zamdır ve de borçlanmadır. Bunlar başka bir şey bilmezler" diyordu.Milli Ekonomi Modeli'nin vatandaşın gelirini artırıcı çözümlerini Prof. Dr. Baş ve Bağımsız Türkiye Partisi kadroları her fırsatta, her ortamda dile getirdiler. Özetle yine tekrar edelim.Sayın Uras, siz de biliyorsunuz ki Türkiye'nin 2014 GSMH'si 2 trilyon lira? Devlet, Lozan'da elde ettiği bağımsızlık hakkının bir gereği olarak bunun mukabili senyoraj hakkını kullanır yani parasını basar ve bu parayı bir bahaneyle 5000 TL asgari ücret, 1500 TL ev hanımı maaşı, 1000 TL vatandaşlık maaşı, 250 TL çocuk parası, 15000 TL doğum parası olarak vatandaşının cebine koyar. Buradaki gaye milli gelirin vatandaşın cebine adil bir şekilde paylaşımıdır. Bu sağlanırsa zaten Türkiye'de pazar, yani talep daralması diye bir sorun kalmaz. Dolayısıyla talep canlandıkça üretim canlanır ve Türkiye sağlıklı ve sürekli bir büyüme elde etmiş olur.İkinci bir kaynak ise madenlerimizdir. Türkiye'nin 53 çeşit toplam 3 katrilyon dolar değerinde maden rezervi olduğu bilinen bir gerçektir. Bu da bir üretim olduğu için hem işletme gelirinden hem de bunun karşılığı basılacak paradan devlet ciddi bir gelir elde eder."Lozan'a göre bu madenler işletilemez" iddiası ise sizin de bildiğiniz gibi tam bir yalandır, bu Sevr'in şartıdır ve bu millet istiklal harbiyle bu Sevr'i yırtıp atmıştır ve o gün bugündür de bu madenler zaten kısmen de olsa işletilmektedir.Yani Sayın Uras, kaynak sadece vergi, ceza, zam ve borçlanma değildir. Sayın Baş öyle bir sistem belirtiyor ki vatandaşların bir iki kereliğine değil, sadece 2015 yılında değil, sürekli olarak gelirden pay alacağı bir sistem ve bir kuruş bütçe açığı vermeden, bir kuruş borçlanmadan, yatırımların sürekli artacağı, sürekli büyümenin, tam istihdamın sağlanacağı?Problemin teşhisi konusunda ciddi bir adım attınız, ülkemizin geleceği ve de milletimizin birlik ve beraberliği için çözüm konusunda da bir adım atmanızı ve çözümün adresini de ifade ederek bunu okurlarınızla paylaşmanızı dilerim.Saygılar?