Sayın Erdoğan yaptıklarının hepsini anlatmıyor

Vatandaşın fatura tepkisi gittikçe büyüyor. İktidar kanadından ise tutarsız açıklamalar, medya şövalyelerinden ise dalga geçen açıklamalar geliyor.

Hatta geçen gün magazin haberlerini ve manken açıklamalarını takip ettiğini tahmin ettiğim bir yetkili, 'faturaların az gelmesini istiyorsanız evlerinizde atletle dolaşmayın' bile dedi. 

Sayın Erdoğan ne demişti? 'Şu an Avrupa'nın en ucuz doğal gazı bizde. Geçen yıl elektrik faturalarında yüzde 50, doğal gaz faturalarında yüzde 75 oranında devlet olarak sübvansiyon sağladık. Tarifelere yansıtılmayan toplam sübvansiyon (destekleme) tutarı 100 milyar lirayı buldu' diyor.

Keşke yaptıkları sübvansiyonların (desteklemelerin) tamamını anlatsaydı.

Örneğin 2017'de 8.12 milyar dolar, 2018'de 8.61 milyar dolar, 2019'da 8.66 milyar dolar, 2020'de ise 8.12 milyar dolar yardım yapmışlar. 

2021 yılındaki yardım miktarı 8 milyar dolar. Toplayın: 41 milyar dolar. Bugünkü kurla çarpın: Yaklaşık 540 milyar TL.

Kime mi yapmışlar? Yabancı ülkelere ve bu alanda ABD'den sonra en çok yardım yapan ikinci ülke olmuşuz.

Üstüne Suriyeli ve diğer sığınmacılara harcanan 60 milyar dolardan fazla parayı koyun. Suriye'de, Kosova'da ve diğer ülkelerde yaptırdıkları yüz binlerce konutun bedellerini koyun. 

Yurt içinde yandaş şirketlerin silinen milyarlarca liralık vergi borçlarını koyun. Yap-işlet-devret batağına gömülen milyarlarca lirayı koyun. Saray'ın günlük 10 milyonluk masrafını koyun. Ölü yatırımlara harcanan milyarları da koyun. 

Bakan Nebati'nin tabiri ile 'akıllı yatırımcıların' kur oyunlarıyla bir gecede kazandıkları milyarları da koyun. Koydunuz mu? 

Şimdi! Milletimize elektrik ve doğalgazda ne kadar destekleme yapmıştılar? 100 milyar. 

2019 yılında zamanı Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı Zehra Zümrüt Selçuk, bugüne kadar vatandaşa, 289 milyar lira sosyal yardım ulaştığını söylemişti. 200 milyarda benden olsun.

100+289+200 = 589 milyar TL.

4 yılda yabancı ülkelere 540 milyar yardım yapan iktidar 20 yılda kendi vatandaşına 589 milyar yardım yapmış.

Ama halkın iktidarıyız, diyorlar. Halkımızda alkışlıyor.

Bir vatandaşımız sosyal medyadan: 'Benzin ve mazota ne kuruş, kuruş zam yapıyorsunuz? Yapın litresini 35 lira. Sonra indirin 25 lirayı. Girin halaya' diyor. Olay bu kadar!

Neydi o günler!

Tarih 09 Aralık 2001. Yer Kırşehir. R.T. Erdoğan, halka sesleniyor: "5 Kişilik bir aile bir simit ve çayla karnını doyurmuş olsa bile asgari ücret yetmiyor. AB ye girmek istiyorsunuz. Hangi yüzle gireceksiniz."

Erzincan- 22 Nisan 2002: "AK Parti iktidar olunca fakir fukara olmayacak."

Yozgat 30 Nisan 2002: "Türkiye'de öyle bir hükümet var ki, herkesi inim, inim inletiyor. Bu hükümet bizi fakirleştiriyor."

Sonuç: 'Anamızı ağlattınız'. Cevap: 'ananı da al, git'. 

Artık bir şeylerin değiştirilmesi gerekiyor

Yaptığı vurgular, çözüm önerileri ve yaşadığımız olaylara geçmiş, güncel ve geleceğe dair kıyaslamalarla farklı bir bakış açısı sunan, 'önce siyasi ahlak' çıkışı ile halkımızın, gençliğimizin umudu olan BTP lideri Hüseyin Baş yaşanan ekonomik sorunları tek cümlede özetledi: "Ekonominin ne olduğunu konuşmamızın çok lüzumu yok, zaten durum ortada".

Siz söyleyin, var mı? Sorunları konuşarak, kavga boyutunda tartışarak ve de suçlu arayarak çözüme ulaşabilir miyiz? Hayır. O halde ne yapılması lazım?

Cevabı ;BTP lideri Hüseyin Baş'tan alalım:

"Halkın bazı şeyleri değiştirmesinden korkması doğru değil. Hz. Şems'in çok güzel bir sözü var, 'Hayatım alt üst olur, neye uğradığımı şaşırırım' diye korkma. Hayatının altının üstünden daha iyi olmayacağını nereden biliyorsun' diyor. 

Toplumun bunu fark etmesi lazım. O hayatımızın altı belki şuandaki üstünden çok daha iyi olacaktır. 

O yüzden ekonomiyi tekrar tekrar konuşmaya gerek yok, ekonomi bitmiş vaziyette, esnaf çok şikayetçi bu durumdan ama bunun çözümü de yine esnafın, yine işçinin sandığa gidip tercihini tekrar gözden geçirmesinden geçiyor…

Biz, o veya bu manipülasyonlarla yönetilen ekonominin altında ezilmeyeceğiz. Türkiye'de gerçekliklerle örtüşen bir modele, anlayışa ihtiyacımız var. Biz bu modele, Milli Ekonomi Modeli'ne sahibiz." dedi.

Ezilmeye devam mı? Yoksa asıl dirilişe evet mi?