Sahi bu milleti nasıl tatmin edeceksin?

İnsanımız meraklanıyor; Bu sefer paketten ne çıkacak, diye. Çünkü ülkemiz ya paket ya da torba şeklinde yönetiliyor. Akıl, ilim, kültür, tarih, uzlaşı, istişare, dayanışma vs. gibi hayati ölçüler bir tarafa atılmış, birilerinin pakete veya torbaya koyduğu fikir ve planlar, vakti gelince çekiliyor. Bu sefer torbadan bu çıktı, diye icraata geçiliyor. Yine aynı olacak?Aslında bu yeni torbadan çıkacak denilen ve adı demokratikleşme paketi olan şeyin ne olduğu belli zaten. AKP'nin, iktidarını koruma ve kollama maddeleri çıkacak.Çünkü bugüne kadar hep böyle oldu, haliyle şimdi de böyle olacak. Ne zamana kadar mı? Şar tel indirilene kadar? Demokratikleşmeymiş, paketiymiş! Ne demokrasisi, ne paketi!İktidara yan bakanın, gözünün oyulduğu, müezzin doğru söyledi diye, sürgün yediği bir ülkede hangi demokrasiden bahsediyorsunuz! Emeğin değil paranın hâkim olduğu, bilginin değil torpilin öne çıktığı, halkın sınıflandırıldığı, benim yüzde ellim ve diğerleri olarak adlandırıldığı vs. bir yönetim anlayışında? İhalelerin seçmeli hale geldiği, polis teşkilatının sanki iktidar ve partisinin özel koruma memurluğu gibi görev yaptığı bir ülkede hangi demokrasi?Başbakan konuşurken onlarca televizyonun canlı yayın yapması ama ülkedeki diğer siyasi ve sosyal yapılara ekranlarını kapatması kimin için demokrasi?  Gerçi bugünlerin geleceğini Erdoğan bizzat ifade etmişti ve hala ediyor; "Bu reformları Türkiye'de şartlar oluştuğu için, engeller, bariyerler, dirençler ortadan kalktığı için 11 yıllık zincirin bir halkası olarak gerçekleştiriyoruz. Bunu özellikle bilmenizi istiyorum? AK Parti kurulduğu gün, programında neyi vaat ettiyse bugün şartlar oluştuğu için onu gerçekleştiriyor?" diyor.Diğerleri bir tarafa, PKK'ya resmiyet kazandırmak için tam 11 yıl beklemiş Erdoğan ve iktidarı. Olur, mu öyle şey! Olur, kardeşim olur! PKK ile görüşen şerefsizdir, şu dur, bu dur, deyip sonra görüştük yine de görüşürüz, diyenlerden her şey olur? Bak oldu da!  Kandil sıkıştırıyor; Söz verdiklerinizi yapın, yoksa? Bebek katili aylar öncesinden, gerekli yasal düzenlemeleri yapın yoksa ben aradan çekilirim ve halk isyanı başlar?PKK'nın artık resmi sözcülüğünü üstlenen BDP ise "bizi özerklik kesmez, tam bağımsızlık istiyoruz" diyor. Yine bu kafadaki Ahmet Türk, Türk hükümetini, Kürdistan ile iyi ilişkiler kurmaya çağırıyor ve yoksa? Diye ekliyor. Altan Tan ise noktayı koyuyor; "? En geç birkaç yıl içinde herkes hakkını alacak. (Erdoğan'a) Elinden geliyorsa engelle, hodri meydan." Diyor.Yurt dışındaki, Kandil yapılanması ise tamamlanmış gözüküyor. Film artistlerinin, yazarların, ünlü dergi ve gazetelerin, iktidar ve siyasi anlayışların; Ülkemizde PKK sorunu yoktur, Kürt sorunu vardır, diyen Erdoğan'a; "artık bunlara (PKK'ya) istediğini verin. Bu onların tabii haklarıdır" yaklaşımında olduklarını görüyoruz, okuyoruz, duyuyoruz. Papa bile PKK'nın safında iyi mi? Geçen 6 Şubat İngiliz The Guardian gazetesinde "Apo'ya özgürlük" ilanı yayınlanmıştı. Aynı ilan şimdi Almanya'da yayınlanan Tageszeitung (taz), Neues Deutschland ve Junge Welt gazetelerinde yayınlandı.  Bu ilanlarda birçok ülkeden yüzlerce siyasal, sanatsal ve toplumsal alanlarda öne çıkanların imzası var. Tabi baş imzalar Aysel Tuğluk ve Leyla Zana'nın. Erdoğan ne diyor; "Kimilerinin daha dere görünmeden paçayı sıvadıklarını görüyoruz. Olur, olmaz şeyler ilan ettiklerini görüyoruz. Şu anda henüz açıklanmamış bir paketle ilgili yapılan yorumların tamamı afakîdir, tamamı yersiz ve yetersizdir. Çalışmaları tamamlayıp, paketi açıkladığımızda toplumun her kesiminin memnun olacağını inşallah ifade etmek isterim?"Meclisin, muhalefetin, medyanın vs. bu paketten haberi yok. Herkes olasılıklar üzerine konuşuyor. Erdoğan, ben tatmin ederim, diyor. Sahi bu milleti nasıl tatmin edeceksin?