Hükümetin yaptığı revizyonun tartışmaları sürüyor.Kimi yorumcular AKP'nin yeniden Milli Görüş çizgisine yakınlaşıp daha da muhafazakarlaştığı yorumlarını yaparken, kimileri de değişimi öve öve bitiremiyor.Bu noktada, şu soruyu sormak yerinde olur: Önceki kabine ne yapmak istedi de yapamadı, yeni kabine bundan farklı ne yapacak?Diğer önemli bir soru: Gerçekte neden böyle bir revizyona ihtiyaç duyuldu?Kabineden çıkartılan ya da yeri değiştirilen bakanların icraatlarına baktığımızda Başbakanla her hangi bir ters durumlarının olmadığını, kendilerine verilen talimatları yerine getirdiklerini görmekteyiz.Yani bakanların eğer yanlışları varsa, bu yanlışlardan hükümetin içinde, yukarıdan aşağıya herkes sorumludur.Hükümetin 2002'den bu yana uyguladığı temel politikalar bellidir.İç politikamızı AB belirlemektedir.Dış politikamızı ABD belirlemektedir.Ekonomimizi ise IMF yönlendirmektedir.2002'den bu yana Başbakan da, Başbakan yardımcıları da, iç işleri bakanı da, dışişleri bakanı da, Milli eğitim bakanı da ve diğer bütün bakanlar da bu rotada hareket etmişlerdir.AKP hükümeti bu rotada istikrarlı ve kararlı bir şekilde hiç sapmadan yürümüştür ve yürümektedir.Burada yapılmak istenen, yıllardır uygulanan yanlış ve bağımlı politikaların Türk milletinde oluşturduğu olumsuz havayı ve oluşan tepkileri bertaraf etmektir.Neticede vatandaş sıkıntıyı iliklerine kadar hissetmektedir ve her türlü küresel senaryoya rağmen Hükümet son seçimlerde 8 puanlık bir oy düşüşüne maruz kalmıştır.Burada yapılacak en kolay iş, -ABD demokrasisinden kopya edilen bir yöntem- faturayı birilerine kesip aynı tas aynı hamam devam etmektir.Yeni kabineyle farklı bir ekonomik program mı uygulanacak? Hayır.Küresel krize bir çözüm mü var? Hayır.IMF'nin talimatlarını harfiyen yerine getirmemizin neticesinde ekonomimiz battı, ama gelinen nokta da sanki ekonomimizin doğru düzgün gitmemesinin sebebi IMF'yle anlaşmamaya bağlanıyor.Bir hastalık, kanser bu kadar hoş gösterilebilir.Hükümet, revizyonla birlikte terörle, ekonomik krizle, protestolarla dolu gündemi biraz rahatlatıp yeni ama farklı olmayan bir gazla yoluna devam etmek istiyor.Rota aynı rota, yine çözüm yok, gidişat yine uçuruma doğru.Bazı yorumcular diyor ki, yeni kabine üyeleri daha fazla taviz vermeye meyilli. Bu, öncekiler sanki taviz vermeye meyilli değil anlamı taşır ki bu da yanlış görünüyor.Benim gördüğüm sadece topu taca atma meselesi.Hükümet, milletin tepkisini taca yönlendirerek, AB, ABD ve IMF'nin zorlu talepleri için düğmeye bastı bile.Sırada AB talimatlarına uyumlu yeni Anayasa hazırlığı, ABD'nin Ortadoğu ve Afganistan için talepleri, Ermenistan sınırının açılması, Kıbrıs meselesi vs birçok taviz maddesi var.Bunlar için taze kana ihtiyaç vardı ve revizyon yapıldı.Milletin tepkisini bastırmak için kurbana ihtiyaç vardı, birileri kurban edildi.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Murat Çabas / diğer yazıları
- Birlik ve beraberliğe adanmış bir ömür / 12.04.2025
- Öcalan açılımı, terörsüz Türkiye’ye götürür mü? / 10.04.2025
- Siyasette 3. yol tek seçenek / 09.04.2025
- Milli Ekonomi Modeli’ne artık duyarsız kalabilir miyiz? / 08.04.2025
- Trump yeni gümrük tarifeleriyle neyi amaçlıyor? / 05.04.2025
- Kıbrıs sürecinde düşmanlık ve müzakere aynı anda! / 04.04.2025
- Orta Doğu’da Trump’ın planı işliyor / 03.04.2025
- Tepki, demokrasinin zarar görmesinedir / 28.03.2025
- Din Allah’ın Kur’an’da anlattığı, Ehl-i Beyt’in yaşadığıdır / 27.03.2025
- Hakaret ve küfür, siyasetin dili olamaz / 26.03.2025
- Öcalan açılımı, terörsüz Türkiye’ye götürür mü? / 10.04.2025
- Siyasette 3. yol tek seçenek / 09.04.2025
- Milli Ekonomi Modeli’ne artık duyarsız kalabilir miyiz? / 08.04.2025
- Trump yeni gümrük tarifeleriyle neyi amaçlıyor? / 05.04.2025
- Kıbrıs sürecinde düşmanlık ve müzakere aynı anda! / 04.04.2025
- Orta Doğu’da Trump’ın planı işliyor / 03.04.2025
- Tepki, demokrasinin zarar görmesinedir / 28.03.2025
- Din Allah’ın Kur’an’da anlattığı, Ehl-i Beyt’in yaşadığıdır / 27.03.2025
- Hakaret ve küfür, siyasetin dili olamaz / 26.03.2025