Proje, denilince bizlerin aklına genelde yapı, şehir, yol, baraj vs. gibi yapıların planı akla gelir. Ama proje düşünüp, tasarlanmış her şeydir. Bunun için insanoğlu girer, hayvanat girer, nebatat girer, tabiat girer.
Konumuz devlet ve millet olduğu için projeyi devletin varlığı ve devamlılığı, milletin huzur, güven ve istikrarı için atılacak adımların önceden planlanması, bu planların sürekliliği olması ve her daim geçerliliğini muhafaza etmesi gerekir, diye düşünüyorum.
Bu bağlamda dünden bugüne devleti yöneten kadroların, bu devlet, bu millet için 'milli ve yerli' bir projeleri olmadığı gerçeği ile yüzleşmek lazımdır.
Ama efendim! Her siyasi parti ve iktidara gelenler her alanda binlerce proje hazırlıyorlar, diyebilirsiniz. Onlar proje değil. Şablon ve tembel bir öğrencinin yanlış sayfadan kopya çekmesi gibi bir şey.
Nasıl yani, derseniz! İşte yaşadığımız gerçekler ortada, derim.
15 yıllık kesintisiz iktidar, Milli eğitimde bir proje ortaya koyabildi mi?
15 yıllık kesintisiz iktidar, tarım ve hayvancılıkta bir proje ortaya kayabildi mi?
15 yıllık kesintisiz iktidar, madenlerimiz konusunda bir proje ortaya koyabildi mi?
15 yıllık iktidar, yerel yönetimler, kentleşme konusunda bir proje ortaya koyabildi mi?
15 yıllık kesintisiz iktidar para politikası, faiz, bankacılık noktasında bir proje ortaya koyabildi mi?
15 yıllık kesintisiz iktidar, insan, sosyal ahlak, milli şuur, milli kimlik, kültür birliği, dil birliği, inanç gibi hayati konularda bir proje ortaya koyabildi mi?
15 yıllık kesintisiz iktidar, dış siyasette bir duruş projesi ortaya koyabildi mi?
15 yıllık kesintisiz iktidar, asgari ücret, gelir adaletsizliği, işsizlik gibi konularda bir proje ortaya koyabildi mi?
En önemlisi ise 15 yıllık kesintisiz iktidardan önceki iktidarlar bu gibi konularda bir proje ortaya koyamadıkları için bu iktidar 15 yıldır iktidar. Ama proje yok. Ne var? Deneme-yanılma, ABD, AB çıkarlarına göre kanun ve planlamalar yapma icraatları var.
Hadi oradan, diyenler olabilir. İşte milli eğitim, işte tarım, işte hayvancılık, işte sosyal yapımız, işte asgari ücret, işte dost ABD, AB'nin attığı kazıklar, işte NATO'nun açıklamaları, işte sınırlarımız.
Hangisini sayayım. Kadın cinayetlerini mi? Çocuk istismarlarını mı? Maneviyattan uzaklaşan gençliği mi? İman ve madde tercihiyle karşılaşan insanımızın maddeyi tercih etmesini mi?
2018 yılı bütçesi kadar 14 yılda faiz ödendiğini mi? Fuhşiyatın her tarafı sardığını mı? Kavurun kestiği hayvan etlerinin mangal yapıldığını mı?
En son NATO'nun, 'S-400'leri, alabilirsiniz. Ama bunun bir bedeli olacaktır' açıklamasını mı? Hangisi sayayım?
Prof. Dr. Haydar Baş Hocam, siyaset mantığını şöyle özetler; "Siyaset yapan insanların yapması gereken şey, eğer milletine hizmet kararı, ilmi, bilgisi, projesi, programı varsa; hodri meydan demesidir. Bunlar yoksa bana göre ortaya çıkması ciddi yanlıştır. Bizde bunların hepsi var... Ben bu konularda Milli Ekonomi Modeli ile bunu nasıl uygulayacağımızı ortaya koyan Milli Devlet, Sosyal Devlet kitaplarını yazdım. Dünya bu projeleri kabul etti ve uyguluyor?"
Sayın Baş'ın bir önemli tespiti de şu şekilde; "Bir insan eğer insanları idareye talipse, evvela kendisini idare etmesini bilecek. Bizim akaidimizde 'helal ve haram' sınırları vardır; onlara uyacak, milli duygularla beslenecek; vatanına, milletine, devletine hizmet edecektir. Bunlar yapılmıyorsa, siyasetçi esir olmuştur."
Evet, emperyalist ülkelerin ekseni dışında projeleri olan, esir olmayan, lafla değil, ilmi, bilgisi ve projeleriyle kendisini dünyaya kabul ettirmiş ülkemizden bir siyasetçi tanıyor musunuz?
Ben tanıyorum. Siz de kim olduğunu çok iyi biliyorsunuz.
Konumuz devlet ve millet olduğu için projeyi devletin varlığı ve devamlılığı, milletin huzur, güven ve istikrarı için atılacak adımların önceden planlanması, bu planların sürekliliği olması ve her daim geçerliliğini muhafaza etmesi gerekir, diye düşünüyorum.
Bu bağlamda dünden bugüne devleti yöneten kadroların, bu devlet, bu millet için 'milli ve yerli' bir projeleri olmadığı gerçeği ile yüzleşmek lazımdır.
Ama efendim! Her siyasi parti ve iktidara gelenler her alanda binlerce proje hazırlıyorlar, diyebilirsiniz. Onlar proje değil. Şablon ve tembel bir öğrencinin yanlış sayfadan kopya çekmesi gibi bir şey.
Nasıl yani, derseniz! İşte yaşadığımız gerçekler ortada, derim.
15 yıllık kesintisiz iktidar, Milli eğitimde bir proje ortaya koyabildi mi?
15 yıllık kesintisiz iktidar, tarım ve hayvancılıkta bir proje ortaya kayabildi mi?
15 yıllık kesintisiz iktidar, madenlerimiz konusunda bir proje ortaya koyabildi mi?
15 yıllık iktidar, yerel yönetimler, kentleşme konusunda bir proje ortaya koyabildi mi?
15 yıllık kesintisiz iktidar para politikası, faiz, bankacılık noktasında bir proje ortaya koyabildi mi?
15 yıllık kesintisiz iktidar, insan, sosyal ahlak, milli şuur, milli kimlik, kültür birliği, dil birliği, inanç gibi hayati konularda bir proje ortaya koyabildi mi?
15 yıllık kesintisiz iktidar, dış siyasette bir duruş projesi ortaya koyabildi mi?
15 yıllık kesintisiz iktidar, asgari ücret, gelir adaletsizliği, işsizlik gibi konularda bir proje ortaya koyabildi mi?
En önemlisi ise 15 yıllık kesintisiz iktidardan önceki iktidarlar bu gibi konularda bir proje ortaya koyamadıkları için bu iktidar 15 yıldır iktidar. Ama proje yok. Ne var? Deneme-yanılma, ABD, AB çıkarlarına göre kanun ve planlamalar yapma icraatları var.
Hadi oradan, diyenler olabilir. İşte milli eğitim, işte tarım, işte hayvancılık, işte sosyal yapımız, işte asgari ücret, işte dost ABD, AB'nin attığı kazıklar, işte NATO'nun açıklamaları, işte sınırlarımız.
Hangisini sayayım. Kadın cinayetlerini mi? Çocuk istismarlarını mı? Maneviyattan uzaklaşan gençliği mi? İman ve madde tercihiyle karşılaşan insanımızın maddeyi tercih etmesini mi?
2018 yılı bütçesi kadar 14 yılda faiz ödendiğini mi? Fuhşiyatın her tarafı sardığını mı? Kavurun kestiği hayvan etlerinin mangal yapıldığını mı?
En son NATO'nun, 'S-400'leri, alabilirsiniz. Ama bunun bir bedeli olacaktır' açıklamasını mı? Hangisi sayayım?
Prof. Dr. Haydar Baş Hocam, siyaset mantığını şöyle özetler; "Siyaset yapan insanların yapması gereken şey, eğer milletine hizmet kararı, ilmi, bilgisi, projesi, programı varsa; hodri meydan demesidir. Bunlar yoksa bana göre ortaya çıkması ciddi yanlıştır. Bizde bunların hepsi var... Ben bu konularda Milli Ekonomi Modeli ile bunu nasıl uygulayacağımızı ortaya koyan Milli Devlet, Sosyal Devlet kitaplarını yazdım. Dünya bu projeleri kabul etti ve uyguluyor?"
Sayın Baş'ın bir önemli tespiti de şu şekilde; "Bir insan eğer insanları idareye talipse, evvela kendisini idare etmesini bilecek. Bizim akaidimizde 'helal ve haram' sınırları vardır; onlara uyacak, milli duygularla beslenecek; vatanına, milletine, devletine hizmet edecektir. Bunlar yapılmıyorsa, siyasetçi esir olmuştur."
Evet, emperyalist ülkelerin ekseni dışında projeleri olan, esir olmayan, lafla değil, ilmi, bilgisi ve projeleriyle kendisini dünyaya kabul ettirmiş ülkemizden bir siyasetçi tanıyor musunuz?
Ben tanıyorum. Siz de kim olduğunu çok iyi biliyorsunuz.
Akın Aydın / diğer yazıları
- Hüseyin Baş’tan Atatürk duruşu / 26.12.2024
- Türkiye’yi batırdı ama Suriye’yi ayağı kaldıracak! / 25.12.2024
- Bu sorumluluğu tarih değil ABD yükledi / 23.12.2024
- İslam’da fakirlik sınırı / 22.12.2024
- ABD, Şam’a indi / 21.12.2024
- Doğu'nun kızı Butto, Alman kızı Merkel ve Erdoğan / 20.12.2024
- İsrail endişeli, Yunanistan ise panikteymiş / 19.12.2024
- AKP döneminde 28 Şubat manzaraları / 18.12.2024
- Türkiye’yi soracak olursanız! / 16.12.2024
- İsrail için milli stratejiler - 2 / 15.12.2024
- Türkiye’yi batırdı ama Suriye’yi ayağı kaldıracak! / 25.12.2024
- Bu sorumluluğu tarih değil ABD yükledi / 23.12.2024
- İslam’da fakirlik sınırı / 22.12.2024
- ABD, Şam’a indi / 21.12.2024
- Doğu'nun kızı Butto, Alman kızı Merkel ve Erdoğan / 20.12.2024
- İsrail endişeli, Yunanistan ise panikteymiş / 19.12.2024
- AKP döneminde 28 Şubat manzaraları / 18.12.2024
- Türkiye’yi soracak olursanız! / 16.12.2024
- İsrail için milli stratejiler - 2 / 15.12.2024