Kulübü ile sözleşme yenilemeye yanaşmayan ve sezon sonunda mukavelesi bitecek olan futbolcunun kadro dışı bırakılması her nedense normal bir hale geldi. Burada kulüplerin kayırıldığı, sözleşme imzalamayan futbolcu hakkında yargısız infaz yapıldığı apaçık ortada. Sözleşmesini uzatmak istemeyen taraf futbolcu olabileceği gibi bunun tam tersi de olabilir. Yani, kulübün de sözleşmesi biten oyuncu ile yeni sözleşme yapmak istememesi mümkün.
Her iki durumda da yönetmelik, sezon sonunda kulübü ile mukavelesi biten ve karşılıklı anlaşma sağlanamadığı için sözleşmesi yenilenmeyen profesyonel futbolculara bedelsiz olarak serbest kalma hakkı tanıyor. Uygulamanın ilk bakışta futbolcu haklarını korumaya yönelik olduğu zannedilebilir. Ancak, bizdeki uygulama işin hiç de böyle olmadığını ortaya koyuyor. Hatta tam tersine, kulüp haklarının daha fazla gözetildiği ve mağdur olan tarafın genellikle futbolcular olduğu gözleniyor. Sezon içerisinde sözleşme yenileme taraftarı olmayan futbolcunun sezon sonuna kadar sözleşmesi devam etmesine rağmen kadro dışı bırakılması bunun en açık göstergesi.
Esas itibarıyla profesyonel bir futbolcu, bağlı bulunduğu kulübün ücretli işçisinden başka biri değil. Dolayısıyla futbolcunun sözleşmesi bitene kadar çalışma özgürlüğünü hiç kimse elinden alma lüksüne de sahip değil. Eğer işveren tek taraflı sözleşmeyi fes etmişse bu adil bir davranış değildir. Yani, bir anlamda çalışma kanununa aykırı hareket etmiş olur. Bu tür sorunlarla karşılaşan futbolcuların başvurabilecekleri bir merci olmalı. Burada insanın aklına ilk olarak Futbol Federasyonu, ikinci aşamada ise işçi-işveren arasındaki anlaşmazlıkları yasal olarak çözüme kavuşturabilecek iş mahkemeleri geliyor. Ama tarafların bu iki yoldan birini seçerek sorunları çözüme kavuşturulması için çaba sarfedilmiyor.
Futbolcuların haklarının korunması için sendika ve benzeri bir kurum çatısı altında toparlanma arayışı içerisinde olmamaları bir başka eksikleri. Bu amaçla bir dernek kurulmuş olsa da derneğin bu gibi uyuşmazlıkların giderilmesi bakımından kamuoyu oluşturma dışında bir yaptırım gücünün olmadığı bir gerçek. Futbolda işçi-işveren arasındaki anlaşmazlıkların çözüme kavuşturacak bir yasal mevzuat ile taraflar arasında ortaya çıkan veya çıkması muhtemel ilişkileri düzenleyecek profesyonel sporcuların bağlı bulunduğu sendikaya ihtiyaç olduğu anlaşılıyor. Bu sağlanmadığı müddetçe kulüp-futbolcu ilişkileri daha uzun süre gündemi işgal etmeye devam edecek gibi görünüyor.
Her iki durumda da yönetmelik, sezon sonunda kulübü ile mukavelesi biten ve karşılıklı anlaşma sağlanamadığı için sözleşmesi yenilenmeyen profesyonel futbolculara bedelsiz olarak serbest kalma hakkı tanıyor. Uygulamanın ilk bakışta futbolcu haklarını korumaya yönelik olduğu zannedilebilir. Ancak, bizdeki uygulama işin hiç de böyle olmadığını ortaya koyuyor. Hatta tam tersine, kulüp haklarının daha fazla gözetildiği ve mağdur olan tarafın genellikle futbolcular olduğu gözleniyor. Sezon içerisinde sözleşme yenileme taraftarı olmayan futbolcunun sezon sonuna kadar sözleşmesi devam etmesine rağmen kadro dışı bırakılması bunun en açık göstergesi.
Esas itibarıyla profesyonel bir futbolcu, bağlı bulunduğu kulübün ücretli işçisinden başka biri değil. Dolayısıyla futbolcunun sözleşmesi bitene kadar çalışma özgürlüğünü hiç kimse elinden alma lüksüne de sahip değil. Eğer işveren tek taraflı sözleşmeyi fes etmişse bu adil bir davranış değildir. Yani, bir anlamda çalışma kanununa aykırı hareket etmiş olur. Bu tür sorunlarla karşılaşan futbolcuların başvurabilecekleri bir merci olmalı. Burada insanın aklına ilk olarak Futbol Federasyonu, ikinci aşamada ise işçi-işveren arasındaki anlaşmazlıkları yasal olarak çözüme kavuşturabilecek iş mahkemeleri geliyor. Ama tarafların bu iki yoldan birini seçerek sorunları çözüme kavuşturulması için çaba sarfedilmiyor.
Futbolcuların haklarının korunması için sendika ve benzeri bir kurum çatısı altında toparlanma arayışı içerisinde olmamaları bir başka eksikleri. Bu amaçla bir dernek kurulmuş olsa da derneğin bu gibi uyuşmazlıkların giderilmesi bakımından kamuoyu oluşturma dışında bir yaptırım gücünün olmadığı bir gerçek. Futbolda işçi-işveren arasındaki anlaşmazlıkların çözüme kavuşturacak bir yasal mevzuat ile taraflar arasında ortaya çıkan veya çıkması muhtemel ilişkileri düzenleyecek profesyonel sporcuların bağlı bulunduğu sendikaya ihtiyaç olduğu anlaşılıyor. Bu sağlanmadığı müddetçe kulüp-futbolcu ilişkileri daha uzun süre gündemi işgal etmeye devam edecek gibi görünüyor.
Murat Kandazoğlu / diğer yazıları
- Trabzonspor zor kazandı / 23.03.2004
- Trabzon finalde... / 19.03.2004
- Trabzon, bir engeli daha aştı... / 14.03.2004
- Gençler turu geçer... / 13.03.2004
- Köstek değil, destek zamanı... / 12.03.2004
- Geciken yasalar... / 10.03.2004
- Profesyonel futbol sendikalaşmalı... / 21.02.2004
- Trabzonspor'a sahip çıkalım / 19.02.2004
- Elimizdeki değerlere sahip çıkalım!.. / 07.02.2004
- İlk adım Cem Papila'dan..! / 01.02.2004
- Trabzon finalde... / 19.03.2004
- Trabzon, bir engeli daha aştı... / 14.03.2004
- Gençler turu geçer... / 13.03.2004
- Köstek değil, destek zamanı... / 12.03.2004
- Geciken yasalar... / 10.03.2004
- Profesyonel futbol sendikalaşmalı... / 21.02.2004
- Trabzonspor'a sahip çıkalım / 19.02.2004
- Elimizdeki değerlere sahip çıkalım!.. / 07.02.2004
- İlk adım Cem Papila'dan..! / 01.02.2004