Prof. Dr. Ali Victor Minin'in Meltem TV'de yayınlanan Gündem Özel programındaki değerlendirmelerine devam ediyoruz:
* "Haydar Baş sadece ekonomi alanında değil, manevi alanda da birleştirici bir rol üstlendi, batının İslam dünyasında mezhep savaşı çıkarma planını bozdu."
Batının asırlardır İslam coğrafyası üzerindeki en büyük hesabı bir mezhep savaşı çıkarmaktır. Çünkü her İslam ülkesi içinde değişik mezheplere sahip, Şii ya da Sünni Müslümanlar bulunmaktadır. Mezhepsel bir savaşın çıkması, ülkeler ve bloklar arası savaşa neden olabileceği gibi, her ülkenin kendi içinde de kaosa ve çatışmalara neden olur. İslam coğrafyası bir anda kan gölüne döner.
Prof. Dr. Baş, Minin'in de altını çizdiği gibi, sadece ekonomi modeliyle dünyaya adalet ve barışı getirmedi, aynı zamanda, Şii-Sünni kardeşliği vurgusu yaparak, İslam tarihinde ilk kez, hem Sünni hem de Şii kaynaklarla Ehl-i Beyt Külliyatı'nı yazarak, "Tevhidin Merkezi Ehl-i Beyt" tezini ortaya koyarak, uluslar arası Ehl-i Beyt sempozyumları ve panelleri tertip ederek batının bu menfur planlarını da bozdu.
* "Prof. Dr. Haydar Baş'tan öğrendiğim ikinci bir nokta ise şudur; İslam dünyası tek bir güç merkezi olarak oluşmamıştır. Çünkü Sünni ve Şii dünyasına ayrılmıştır. Haydar Baş'ı şu anda aktüel olan ve dünya tarafından kabul edilen Milli Ekonomi Modeli'ni ortaya koymak dışında bir de Müslüman bir lider olarak gönlünde Şii ve Sünni dünyasını birleştiren bir lider olarak görüyorum. Dolayısıyla bu iki çalışmaya biz manevi bir kahramanlık diyebiliriz. Milli Ekonomi Modeli yazıldığında onu anlayan insanların sayısı azdı. Onun günü şimdi geldi. Bu birinci kahramanlık, ikinci kahramanlık ise Sünni ve Şii dünyasını birleştirmektir. Demek ki güç Hak'tadır. Bütün bunlar oy için, reyting için yapılmadı."
Minin Sayın Baş'ın iki önemli kahramanlığından bahsediyor; birincisi, Milli Ekonomi Modeli ile ortaya koyduğu, dünyada barış eksenli olarak dengeleri yeniden şekillendiren maddi ve ekonomik bir kahramanlık, diğeri ise İslam dünyasında birliği tesis eden, Şii-Sünni birlikteliğini sağlayan manevi bir kahramanlık?
Bir Rus bilim adamı olan Minin, Prof. Dr. Haydar Baş'ın bütün bu değeri sonsuz olan hizmetlerini gayet iyi tanımlayarak bu gayretlerin oy için, reyting için yapılmadığını ifade ediyor. Hatırlarsanız, Prof. Dr. Baş, "Ben size oy dilenmek için gelmiyorum, sizi kurtarmaya geliyorum" demişti. Ne yazık ki, bu gerçeği bir Rus görebiliyor ama milletimiz hala göremiyor.
* "Dünyada maneviyat sahibi insan çok ama bu maneviyata sahip olup da bunu hayata geçiren Haydar Baş'tan başka birisini tanımıyorum. O bu maneviyatı hem maddi dünyasına taşıyan hem de manevi dünyasında uygulayan biri."
Bu gerçeği, hakkında Türkiye'de yıllarca "ateist, dinsiz ülke" olarak propagandası yapılan Rusya'nın, siyasette ve ekonomide etkin olan bir bilim adamı söylüyor. O bu gerçeği bütün açıklığıyla görüyor, TV kanalında canlı yayında tüm insanlığa takdim ediyor ama bin yıl İslam'ın bayraktarlığını yapmış, içinden birçok Allah dostu çıkarmış olan bir ceddin torunları bizler maalesef bu hakikati kavramaktan aciziz.
Unutmayalım ki, din Allah'ın dinidir, hiçbir kavmin, hiçbir milletin ve ülkenin tekelinde değildir. Kim Allah'ın indirdiği, Allah Resulü (a.s.) ve Ehl-i Beyt'in hayata geçirdiği şekliyle dini yaşar ve ona sahip çıkarsa Allah da onu yüceltir. Kim bu temel ölçüye riayet etmezse onun yaşadığı Allah'ın murad ettiği din değildir.
Araplar Hz. Peygamber'den sonra Ehl-i Beyt'e zulmettiler ve dini kavmiyetçi bir zihniyetle, kendilerine yontarak yaşadılar. Türkler, Ehl-i Beyt neslinden olan İmam Rıza vesilesiyle Maveraünnehir'de Ehl-i Beyt İslam'ı ile tanıştılar ve bu anlayışla İslam'a öylesine sahip çıktılar ki, "asakirullah" unvanını aldılar. Cenab-ı Hak Türk milletine nice topraklar, nice fetihler nasip etti. İçinden Ahmet Yeseviler, Mevlanalar, Yunuslar, Hacı Bektaşlar, Mustafa Kemal Atatürkler çıktı. Sonra Ehl-i Beyt'e sırtını döndü, Allah elindeki bütün nimetleri aldı.
Şayet bizler içimizdeki değerlerin kıymetini bilmezsek, hazine üstünde oturan dilenciler gibi olursak, Allah kadrini kıymetini bilene nimetini nasip eder. Dün Araplardan alıp nasıl Türklere nimetini verdiyse, bugün de Türklerden alır, Ruslara ya da kim sahip çıkıyorsa ona verir.
Yarın devam edeceğiz.
* "Haydar Baş sadece ekonomi alanında değil, manevi alanda da birleştirici bir rol üstlendi, batının İslam dünyasında mezhep savaşı çıkarma planını bozdu."
Batının asırlardır İslam coğrafyası üzerindeki en büyük hesabı bir mezhep savaşı çıkarmaktır. Çünkü her İslam ülkesi içinde değişik mezheplere sahip, Şii ya da Sünni Müslümanlar bulunmaktadır. Mezhepsel bir savaşın çıkması, ülkeler ve bloklar arası savaşa neden olabileceği gibi, her ülkenin kendi içinde de kaosa ve çatışmalara neden olur. İslam coğrafyası bir anda kan gölüne döner.
Prof. Dr. Baş, Minin'in de altını çizdiği gibi, sadece ekonomi modeliyle dünyaya adalet ve barışı getirmedi, aynı zamanda, Şii-Sünni kardeşliği vurgusu yaparak, İslam tarihinde ilk kez, hem Sünni hem de Şii kaynaklarla Ehl-i Beyt Külliyatı'nı yazarak, "Tevhidin Merkezi Ehl-i Beyt" tezini ortaya koyarak, uluslar arası Ehl-i Beyt sempozyumları ve panelleri tertip ederek batının bu menfur planlarını da bozdu.
* "Prof. Dr. Haydar Baş'tan öğrendiğim ikinci bir nokta ise şudur; İslam dünyası tek bir güç merkezi olarak oluşmamıştır. Çünkü Sünni ve Şii dünyasına ayrılmıştır. Haydar Baş'ı şu anda aktüel olan ve dünya tarafından kabul edilen Milli Ekonomi Modeli'ni ortaya koymak dışında bir de Müslüman bir lider olarak gönlünde Şii ve Sünni dünyasını birleştiren bir lider olarak görüyorum. Dolayısıyla bu iki çalışmaya biz manevi bir kahramanlık diyebiliriz. Milli Ekonomi Modeli yazıldığında onu anlayan insanların sayısı azdı. Onun günü şimdi geldi. Bu birinci kahramanlık, ikinci kahramanlık ise Sünni ve Şii dünyasını birleştirmektir. Demek ki güç Hak'tadır. Bütün bunlar oy için, reyting için yapılmadı."
Minin Sayın Baş'ın iki önemli kahramanlığından bahsediyor; birincisi, Milli Ekonomi Modeli ile ortaya koyduğu, dünyada barış eksenli olarak dengeleri yeniden şekillendiren maddi ve ekonomik bir kahramanlık, diğeri ise İslam dünyasında birliği tesis eden, Şii-Sünni birlikteliğini sağlayan manevi bir kahramanlık?
Bir Rus bilim adamı olan Minin, Prof. Dr. Haydar Baş'ın bütün bu değeri sonsuz olan hizmetlerini gayet iyi tanımlayarak bu gayretlerin oy için, reyting için yapılmadığını ifade ediyor. Hatırlarsanız, Prof. Dr. Baş, "Ben size oy dilenmek için gelmiyorum, sizi kurtarmaya geliyorum" demişti. Ne yazık ki, bu gerçeği bir Rus görebiliyor ama milletimiz hala göremiyor.
* "Dünyada maneviyat sahibi insan çok ama bu maneviyata sahip olup da bunu hayata geçiren Haydar Baş'tan başka birisini tanımıyorum. O bu maneviyatı hem maddi dünyasına taşıyan hem de manevi dünyasında uygulayan biri."
Bu gerçeği, hakkında Türkiye'de yıllarca "ateist, dinsiz ülke" olarak propagandası yapılan Rusya'nın, siyasette ve ekonomide etkin olan bir bilim adamı söylüyor. O bu gerçeği bütün açıklığıyla görüyor, TV kanalında canlı yayında tüm insanlığa takdim ediyor ama bin yıl İslam'ın bayraktarlığını yapmış, içinden birçok Allah dostu çıkarmış olan bir ceddin torunları bizler maalesef bu hakikati kavramaktan aciziz.
Unutmayalım ki, din Allah'ın dinidir, hiçbir kavmin, hiçbir milletin ve ülkenin tekelinde değildir. Kim Allah'ın indirdiği, Allah Resulü (a.s.) ve Ehl-i Beyt'in hayata geçirdiği şekliyle dini yaşar ve ona sahip çıkarsa Allah da onu yüceltir. Kim bu temel ölçüye riayet etmezse onun yaşadığı Allah'ın murad ettiği din değildir.
Araplar Hz. Peygamber'den sonra Ehl-i Beyt'e zulmettiler ve dini kavmiyetçi bir zihniyetle, kendilerine yontarak yaşadılar. Türkler, Ehl-i Beyt neslinden olan İmam Rıza vesilesiyle Maveraünnehir'de Ehl-i Beyt İslam'ı ile tanıştılar ve bu anlayışla İslam'a öylesine sahip çıktılar ki, "asakirullah" unvanını aldılar. Cenab-ı Hak Türk milletine nice topraklar, nice fetihler nasip etti. İçinden Ahmet Yeseviler, Mevlanalar, Yunuslar, Hacı Bektaşlar, Mustafa Kemal Atatürkler çıktı. Sonra Ehl-i Beyt'e sırtını döndü, Allah elindeki bütün nimetleri aldı.
Şayet bizler içimizdeki değerlerin kıymetini bilmezsek, hazine üstünde oturan dilenciler gibi olursak, Allah kadrini kıymetini bilene nimetini nasip eder. Dün Araplardan alıp nasıl Türklere nimetini verdiyse, bugün de Türklerden alır, Ruslara ya da kim sahip çıkıyorsa ona verir.
Yarın devam edeceğiz.
Murat Çabas / diğer yazıları
- Asgari ücreti kim belirliyor; komisyon mu, yabancılar mı? / 25.12.2024
- ‘Terörist’ kıyafet değiştirip ‘siyasetçi’ oluveriyor! / 24.12.2024
- Suriye’yi HTŞ vekaletiyle ABD yönetecek! / 21.12.2024
- Asgari Ücret Komisyonunda işçiler temsil edilmiyor! / 20.12.2024
- Bayram değil, seyran değil, Trump bizi niye öptü? / 18.12.2024
- Asgari ücrette ‘kabullenilmiş çaresizlik’ yaşanıyor / 17.12.2024
- Yeni Suriye’nin net kazananları ABD ve İsrail / 14.12.2024
- Suriye’de fotoğrafın büyüğünü görmek! / 13.12.2024
- İsrail’i Suriye’de şimdi kim durduracak? / 11.12.2024
- Suriye BOP’unun tamamlanması, Türkiye BOP’una işaret / 10.12.2024
- ‘Terörist’ kıyafet değiştirip ‘siyasetçi’ oluveriyor! / 24.12.2024
- Suriye’yi HTŞ vekaletiyle ABD yönetecek! / 21.12.2024
- Asgari Ücret Komisyonunda işçiler temsil edilmiyor! / 20.12.2024
- Bayram değil, seyran değil, Trump bizi niye öptü? / 18.12.2024
- Asgari ücrette ‘kabullenilmiş çaresizlik’ yaşanıyor / 17.12.2024
- Yeni Suriye’nin net kazananları ABD ve İsrail / 14.12.2024
- Suriye’de fotoğrafın büyüğünü görmek! / 13.12.2024
- İsrail’i Suriye’de şimdi kim durduracak? / 11.12.2024
- Suriye BOP’unun tamamlanması, Türkiye BOP’una işaret / 10.12.2024