Prof. Dr. Haydar Baş Milletimizin Birliği Ve Beraberliğidir

Ülkemiz üzerinde hesapları olanların önlerindeki en büyük engel milletimizin birlik ve beraberliği ve de bu birlikteliği sağlayanlardır.Dikkat edilirse bütün saldırıların hedefinde hep bunlar vardır.Nedir bu birlik ve beraberlik unsurları?Milli değerlerimizdir: Vatanımız, bayrağımız, marşımız, tarihimiz, bağımsızlığımız, kültürümüzdür; Türklük şemsiyesi altında Lazıyla, Kürdüyle, Çerkeziyle, Arabıyla? tek bilek tek yürek olmamızdır.Dini değerlerimizdir: Yüzde 99 Müslüman bir millet olmamız hasebiyle dini değerlerimiz toplumumuzun ahlaki dokusunu oluşturmaktadır. Çanakkale'de, Kurtuluş Savaşında, Kıbrıs harekatında en olumsuz şartlara rağmen moralimizi yüksek kılan ve düşman karşısında yılmamıza engel olan en önemli unsurlardan biri de dini değerlerimizdir.Nedir birlik ve beraberliğimizi temin edenler?DevletimizdirAskerimizdirPolisimizdirVe milli ve manevi değerlerimizin önemini vurgulayan, devlet-millet, asker sivil tek bilek tek yürek olmamızı sürekli telkin eden, çözümü bağımsızlığımızı ve değerlerimizi tehlikeye atan okyanus ötesi projelerde değil, milli projelerde arayan liderlerimiz ve kadrolarıdır.Son Hrant Dink cinayeti sonrasına baktığımızda:"Hepimiz Ermeniyiz" sloganları atılarak birlik ve beraberliğimiz hedef alınmıştır.301. madde üzerindeki baskılar arttırılmış, milli değerlerimize hakaret edilmesinin önü açılmak istenmiştir.Trabzon hedef gösterilmiş, bölgesel ayrımcılık tetiklenmek istenmiştir.Vatanını seven, değerlere sahip çıkan insanlar potansiyel suçlu ilan edilmiştir.Devlet, asker ve millet hedef tahtasına oturtulmuş, suçlu ilan edilmiştir.Halbuki herkes de iyi bilmektedir ki, Dink cinayetinden en çok fayda sağlamayı amaçlayanlar, Dink'i kurban seçerek kirli senaryolarını devreye sokanlar, devlete, millete, askere, polise, vatan sevdalısı kişilere bütün bu iftiraları atanlardır.Sadece görünürde figüran rolü üstlenerek tetiği çekenler, bilinen azmettiriciler, ya da basında yaygara koparanlar değil, sessiz sedasız hatta riyakar bir mütevazilik içinde oturan, etliye sütlüye karışmaz gibi görünüp, ülkemizi bölmek isteyenlerin taşeronluğunu yapanlar, timsah göz yaşları dökenlerdir.Okyanus ötelerinden, "ulusalcı dalgayı aşacağız" talimatları gönderenlerdir.Ülkemiz üzerinde kirli hesaplar hiç bitmeyeceğine göre, bu tür senaryolar ne ilktir ne de son olacaktır. Dün de vardı, bugün de var, yarın da mutlaka olacak.O halde yapılması gereken nedir?Bütün bu değerlerimize ve bu değerlerimizi koruyanlara sahip çıkmaktır; tek bilek tek yürek olmaktır.Yalnız bu mecazi bir durumdur. Bunu müşahhas hale getirmek gerekirse, bugün bu değerlerimizden yola çıkarak kim bir proje üretiyorsa onu başımıza taç etmektir.Görünen o ki, milli projeler sunan, sunduğu projeler akademik düzeyde de tescilli olan, siyaseti bir esnaflık olarak değil, milletine hizmet olarak gören, bu vatanın evladı, vatanın ve bayrağın sevdalısı, hem aidiyet duygusuna sahip hem de çözümü olan bir lider var:O da Milli Ekonomi Modeli'nin sahibi, Bağımsız Türkiye Partisi'nin Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş.Dikkat ederseniz bazı taşeron basın mensuplarının ve onları yönlendirenlerin Sayın Baş'ın üzerine gitmesinin sebebi de budur. Başta da ifade ettiğimiz gibi, küresel sömürücüler ve onların yerli taşeronları sadece değerlere saldırmıyor, bu değerlere sahip çıkanları da hedef alıyor.Prof. Dr. Haydar Baş, ülkemiz üzerinde yıllarca oynanan küresel oyunları milli duruşuyla ve projeleriyle darmadağın etmiştir; milletimiz ümitsizliğe düştüğü bir anda bir ümit kaynağı olmuştur; bütün siyasilerin "borçla yaşamaya alışın", "AB, ABD ve IMF olmadan olmaz", "Devleti küçültelim", "Kıbrıs'ı verelim", "Topraklarımızı, madenlerimizi satalım" dediği, çözümsüzlüğü çözüm olarak sunduğu bir dönemde bütün borçlarımızı ödeyebileceğimiz ülkemizi kainat devleti yapacak milli bir projeyi ortaya koymuştur.Buna rağmen küresel güçlerin yerli avukatı olan taşeron bir gazetenin yazarı çıkıyor ve "Kimdir bu Haydar Baş" diye soruyor.Sayın Baş'ı Rus bilimadamları tanıyor, takdir ediyor,Amerikan bilimadamları tanıyor, takdir ediyor,Alman bilimadamları tanıyor, takdir ediyor,Azeri bilimadamları tanıyor, takdir ediyor,Gürcü, Kazak, Tatar, Kırgız ve birçok Türki Cumhuriyetlerin bilimadamları tanıyor, takdir ediyor?Kısacası Sayın Baş'ı dünya tanıyor takdir ediyor, bizimki "Kimdir bu Haydar Baş?" diyor. Yazıklar olsun sana.Bu soruyu soran yazar esasen Haydar Baş'ı çok iyi tanıyor ve de takip ediyor, Ama Selim Kotil Beyin de ifade ettiği gibi "Maaşın gözü kör olsun". Emir büyük yerden.O yazarımıza ben bir soru sorayım: "Eğer siz ve size maaş verenler bugüne kadar Haydar Baş'ın hukuka aykırı bir cümlesini bulabilseydiniz, hiç gündem etmez miydiniz?"Haydar Bey'in konuşmalarını dinleyip hata bulmak isteyen, köşe başlarını tutmuş siz ve sizin gibiler o kadar çok ki, hala bir hata bulamadığınıza göre, sadece bu gerçek bile Sayın Baş'ın ne kadar hukuka bağlı olduğunu ispatlamaktadır. Tabii durum bu olunca kuduruyorlar, telaşlanıyorlar, sağa sola desteksiz sataşmaya başlıyorlar?Artık onlar da farkında, "Güneş balçıkla sıvanmaz".Artık bundan sonra hangi kirli senaryoyu devreye koyarlarsa koysunlar, sonuçta kazanan hep devlet olacak, millet olacak ve bu vatanın gerçek sevdalısı Prof. Dr. Haydar Baş olacaktır.