Geçtiğimiz Cuma günü Meltem TV'de yayınlanan Ekoanaliz programına konuk olan Bağımsız Türkiye Partisi (BTP) Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş birçok güncel konuda önemli tespitler yaptı, çözüm yollarını gösterdi.Bütün cümleleri güzeldi ama programın sonunda öyle bir cümle ifade etti ki gerçekten asla unutulmaması gerekiyor:"Biz insanımızı anne karnındayken teslim alacağız, mezara koyana kadar ona sahip çıkacağız"Müthiş bir sahiplenme ve aidiyet duygusu?Peki, bu cümle sadece siyasi bir söylem mi yoksa Prof. Dr. Haydar Baş'ın bu büyük hedefi başarma noktasında projeleri var mı?Esasen bu cümle, Prof. Dr. Baş'ın Ekoanaliz programının başından sonuna kadar anlattığı gerçeklerin bir özeti bir neticesi gibiydi.Sayın Baş, önce neler yapacağını bir bir açıkladı ve son olarak da bu tarihi cümleyi söyledi. İnsanımızı anne karnından teslim almak, mezara kadar ona devlet olarak sahip çıkmak?Prof. Dr. Haydar Baş pratikte bu cümleyi nasıl hayata geçireceğini, dilerseniz, programda anlattıklarından, Milli Ekonomi Modeli ve Sosyal Devlet-Milli Devlet tezinden alıntılar yaparak ifade edelim.Ev hanımlarına 500 TL "Ev Hanımı Meslek maaşı" verilecek, ev hanımları ayrıca 500 TL de Vatandaşlık Maaşı alacak. Devlet sağlığı "vatandaşına hizmet" mantığıyla ele alacak ve sosyal devlet gereği sağlık hizmetleri kaliteli ve ücretsiz olacak.Böylece hamile olan bir ev hanımı yeterli ve sağlıklı beslenebilecek, doğum yapana kadar sürekli doktor gözetiminde olacak.Doğum anı geldiğinde hastane hastane dolaşmayacak, doğum masraflarını nasıl ödeyeceğiz diye düşünmeyecek. Devlet doğum ve sonrası bakım için tam 15 bin TL "Doğum Parası" verecek.Anne ve babalar çocuk sahibi olduklarında "nasıl bakarız" diye kara kara düşünmeyecek. Milli Devletin kanatları altında geleceğe güvenle bakacaklar. Çocuk büyümeye başladı. Devlet, 18 yaşına gelinceye kadar çocuğun masraflarını üstleniyor ve her ay 250 TL burs veriyor. Bu arada eğitimin de tamamen ücretsiz olduğunu ifade etmeliyiz.18 yaşını aştığı zaman her vatandaş 500 TL vatandaşlık maaşı alıyor. Genç üniversiteye devam etmek isterse sınavsız bir şekilde üniversiteye girebiliyor ve üniversitede okuduğu müddetçe herhangi bir eğitim masrafı yine yok.Genç işçi olarak çalışmaya başladı, asgari ücreti 2 bin TL olacak.Genç, memur olarak çalışmaya başladı en düşük memur maaşı 3 bin TL olacak. Maaşlarından da herhangi bir kesinti olmayacak.Yok açlık sınırıdır, yok yoksulluk sınırıdır gibi bir dert de kalmıyor. Herkes işinin sahibi oluyor, çalışıyor, üretiyor, verimlilik had safhaya çıkıyor.Genç evlenmek istedi, uzun vadeli sıfır faizli evlilik kredisi alıyor. Ev, araba sahibi olmak istedi yine sıfır faizli uzun vadeli ev kredisi, araba kredisi alabiliyor.Genç eğitim dönemini tamamladı, iş sahibi olmak istiyor ve kendi işini kurmak istiyor, devlet üreticiye uzun vadeli sıfır faizli kredi imkanı sunuyor.Unutmadan söyleyelim, Milli Ekonomi Modeli döneminde işçi ya da memur olmak tercih meselesi olacak, kabiliyeti olan herkes devlet desteğiyle kendi işini kurabilecek. Emeklilik yaşı geldi, tabii bu yaş mezar yaşı olmayacak. Devlet, emeklilerin bütün sağlık problemlerini ücretsiz olarak üstlendiği gibi, mevcut emekli maaşlarının kat kat fazlasıyla onları desteklemeye devam ediyor.Daha çok şeyler söylenebilir, ama kısaca ifade etmek gerekirse Prof. Dr. Haydar Baş, sunduğu projelerle halkımıza anne karnından mezara kadar sahip çıkıyor.Prof. Dr. Haydar Baş'ın Milli Ekonomi Modeli'ne boşu boşuna "insan merkezli model" denmiyor.Bu model ve sahibi boşu boşuna Nobel'e aday gösterilmiyor.Boşu boşuna bu model için 6 uluslar arası kongre yapılmıyor, bu kongrelerde 400'ü aşkın dünya çapında bilim adamı bu modeli boşu boşuna ayakta alkışlamıyor.Prof. Dr. Haydar Baş gerçekten farklı bir lider ve projeleri de mükemmel.İnşallah bu eşsiz modelin uygulanmasına yakın bir gelecekte şahit oluruz.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Murat Çabas / diğer yazıları
- Türkiye’de tarım BTP ile zirveye ulaşır / 01.02.2025
- İsrail, işgallerini kalıcı hale getirmeye çalışıyor / 31.01.2025
- Trump hızlı başladı; ne değişecek? / 29.01.2025
- İnsan bozulunca, her şey bozuluyor / 28.01.2025
- Gazze’deki ateşkes ABD’ye mi emanet? / 25.01.2025
- Kartalkaya’da yüreğimiz yandı / 24.01.2025
- Hz. Fatıma edep, ölçü ve iman abidesidir / 22.01.2025
- ‘Söneriz diye üflediler, alev aldık’ / 21.01.2025
- Türk’ün düşmanı, Kürt’ün katili ile ‘barış süreci’ / 18.01.2025
- Gazze’de ateşkes muamması / 17.01.2025
- İsrail, işgallerini kalıcı hale getirmeye çalışıyor / 31.01.2025
- Trump hızlı başladı; ne değişecek? / 29.01.2025
- İnsan bozulunca, her şey bozuluyor / 28.01.2025
- Gazze’deki ateşkes ABD’ye mi emanet? / 25.01.2025
- Kartalkaya’da yüreğimiz yandı / 24.01.2025
- Hz. Fatıma edep, ölçü ve iman abidesidir / 22.01.2025
- ‘Söneriz diye üflediler, alev aldık’ / 21.01.2025
- Türk’ün düşmanı, Kürt’ün katili ile ‘barış süreci’ / 18.01.2025
- Gazze’de ateşkes muamması / 17.01.2025