Dünya kumarhameye, ekonomi de kumara dönüştürüldü. Öyle ya, akşamdan sabaha servet edinmenin veya kaybetmenin başka bir izahı olabilir mi? Bu nasıl oluyor ki, ömür boyu biriktirilen varlıklar, bir anda insanların elinden uçup gidiyor. Hiçbir ticari faaliyette bulunmadan cepteki paralar kar gibi eriyor. Bu Ali Cengiz oyununa ekonomi demek mümkün mü? Hayır hayır, dünyada ekonomi adı altında bir kumar oyunu oynanıyor. Maalesef, Türkiye'yi de bu kumar masasına oturttular.
Küresel oyuncular veya kumarhane kralları, bu kumar masasında varlıklarını kaybeden ülkeler için "krize düştü" diyorlar. Krize düşürdükleri ülkelerin imdadına (!) yine onlar koşuyorlar. Diyorlar ki: "Krizden kurtulman için şu oranda faizle, şu miktarda borç para bulman lazım." Kimden bulacaksın bu parayı? Tabiî olarak yine onlardan. Bunu da yapınca, kısır döngüye girmiş, daha doğrusu tamamen tuzağa vurmuş oluyorsun. Birisi çıkıp da, "böyle bir gidişin sonu ülkenin iflasıdır" deyince, onlar, "hayır ülkeler bir ticari işletme değil ki iflas etsinler" tezini savundular. Borçlanmayı durmadan teşvik ettiler. Bazı ülkelerin yöneticileri, bu sözlere aldanıp hesapsızca borçlandılar. Nihayet borçlarını ödem imkânı kalmayınca, kumarhane kralları ağız değiştirdiler. Şimdi ülkelerin iflası üzerinde çalışıyorlar.
Reel dedikleri gerçek ekonomide böyle şeyler olur mu? Olmaz. Dikkat ederseniz "krize düşme" olayı, hep borsa ve dövizde yaşanıyor. Başka bir deyişle borsa ve dövizin iniş ve çıkışına "kriz" diyorlar. Peki, şimdi soralım: Borsa ve dövizin, reel ekonmi ile ilgisi nedir? Borsa olmazsa, iç piyasada döviz dolaşmazsa, ne kaybederiz? Hiçbir şey. O halde, oyun belli, çözümü de açık. Borsa kapatılmalı, dövizin iç piyasadaki dolaşımı da yasaklanmalıdır.
Eskiden (eskiden dediysek çok eskiden değil, 1980 yılından önce) borsa ve döviz mi vardı? Bunlar, 1980'li yıllarda hızlanan ve yaygınlaşan küreselleşme oyununun eseridir. Örneğin, İstanbul Menkul Kıymetler Borsası (İMKB) 1965 yılında kuruldu. İlk seansı 02.01.1986 tarihinde gerçekleştirdi. Döviz de, 11 Ağustos 1989 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanan 32 Sayılı Kararname ile serbest bırakıldı. İşte o tarihlerden itibaren krizlerin ve kriz beklentilerinin ardı arkası kesilmedi. Kriz beklentileri de, en az krizler kadar tehlikeli ve yıparatıcı sonuçlar doğurdu. Bir bakanın bir beyanatı ile borsa ve döviz piyasası deniz gibi dalgalanır oldu. Halbuki gerçek (reel) ekonomide kriz olması için olağanüstü olayların cereyan etmesi gerkir. Hiçbir olağanüstü hâl yaşanmadan şiketlerimizin patır patır dökülmesi, iş yerlerimizin kapanması, hep bu para oyunlarının sonucudur.
ABD'de yaşayan, Niami Üniversitesi öğretim üyelerinden Prof. Dr. Nejat Veziroğlu diyor ki: "Dünya Bankası'nın bazı ileri gelenleri, para spekülatörü firmalara danışmanlık yapıyor. Diğer taraftan da ülkeler, IMF reçeteleriyle para spekülatörleri için uygun hale getiriliyor." Türkiye'de bu hale getirilmiş olmalı ki, Uluslararası iki spekülatör olan George Soras ile Mark Mobius, ülkemizde boy göstermeye başladılar. Mark Morbius diyor ki: "Rothschild'in 'kan sokaklarda akmaya başladığı zaman, alma zamanıdır' sözünü hep sevdim." "Türkiye'nin sokaklarında kan yok" demeyin. Onların 'kan' dediği, kapanan kepenklerdir, iş ve aş istediği ile sokaklara dökülen insanlardır. Kurt dumanlı havayı sevdiği gibi, spekülatörler de krizle i severler. Onun içindir ki, "her kriz, ayrı bir fırsattır" derler.
John. Mc. Donald, "kapitalizmin laboratuvarı pokerdir" der, yani kumar. Bu kumarın vazgeçilmez kurumu da borsadır. Şimdi buna bir de döviz eklendi. Borsa, döviz ve faiz diyerek, haksız bir şekilde varlıklar el değiştiriyor, hep bir tafa doğru akıyor. Para oyunlarıyla yapılan bu işlemleri bozmak veya tersine çevirmek hiç de zor değildir. Yeter ki, oyunun nasıl oynandığıda gerçekleşiyorsa, kurtulması da çok kısa zamanda mümkündür. 24 saatte ülkenin batırıldığını görüp de, 24 satte kurturulabileceğine inanmayanlar, ya gafildir, ya da işbirlikçidir.
Küresel oyuncular veya kumarhane kralları, bu kumar masasında varlıklarını kaybeden ülkeler için "krize düştü" diyorlar. Krize düşürdükleri ülkelerin imdadına (!) yine onlar koşuyorlar. Diyorlar ki: "Krizden kurtulman için şu oranda faizle, şu miktarda borç para bulman lazım." Kimden bulacaksın bu parayı? Tabiî olarak yine onlardan. Bunu da yapınca, kısır döngüye girmiş, daha doğrusu tamamen tuzağa vurmuş oluyorsun. Birisi çıkıp da, "böyle bir gidişin sonu ülkenin iflasıdır" deyince, onlar, "hayır ülkeler bir ticari işletme değil ki iflas etsinler" tezini savundular. Borçlanmayı durmadan teşvik ettiler. Bazı ülkelerin yöneticileri, bu sözlere aldanıp hesapsızca borçlandılar. Nihayet borçlarını ödem imkânı kalmayınca, kumarhane kralları ağız değiştirdiler. Şimdi ülkelerin iflası üzerinde çalışıyorlar.
Reel dedikleri gerçek ekonomide böyle şeyler olur mu? Olmaz. Dikkat ederseniz "krize düşme" olayı, hep borsa ve dövizde yaşanıyor. Başka bir deyişle borsa ve dövizin iniş ve çıkışına "kriz" diyorlar. Peki, şimdi soralım: Borsa ve dövizin, reel ekonmi ile ilgisi nedir? Borsa olmazsa, iç piyasada döviz dolaşmazsa, ne kaybederiz? Hiçbir şey. O halde, oyun belli, çözümü de açık. Borsa kapatılmalı, dövizin iç piyasadaki dolaşımı da yasaklanmalıdır.
Eskiden (eskiden dediysek çok eskiden değil, 1980 yılından önce) borsa ve döviz mi vardı? Bunlar, 1980'li yıllarda hızlanan ve yaygınlaşan küreselleşme oyununun eseridir. Örneğin, İstanbul Menkul Kıymetler Borsası (İMKB) 1965 yılında kuruldu. İlk seansı 02.01.1986 tarihinde gerçekleştirdi. Döviz de, 11 Ağustos 1989 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanan 32 Sayılı Kararname ile serbest bırakıldı. İşte o tarihlerden itibaren krizlerin ve kriz beklentilerinin ardı arkası kesilmedi. Kriz beklentileri de, en az krizler kadar tehlikeli ve yıparatıcı sonuçlar doğurdu. Bir bakanın bir beyanatı ile borsa ve döviz piyasası deniz gibi dalgalanır oldu. Halbuki gerçek (reel) ekonomide kriz olması için olağanüstü olayların cereyan etmesi gerkir. Hiçbir olağanüstü hâl yaşanmadan şiketlerimizin patır patır dökülmesi, iş yerlerimizin kapanması, hep bu para oyunlarının sonucudur.
ABD'de yaşayan, Niami Üniversitesi öğretim üyelerinden Prof. Dr. Nejat Veziroğlu diyor ki: "Dünya Bankası'nın bazı ileri gelenleri, para spekülatörü firmalara danışmanlık yapıyor. Diğer taraftan da ülkeler, IMF reçeteleriyle para spekülatörleri için uygun hale getiriliyor." Türkiye'de bu hale getirilmiş olmalı ki, Uluslararası iki spekülatör olan George Soras ile Mark Mobius, ülkemizde boy göstermeye başladılar. Mark Morbius diyor ki: "Rothschild'in 'kan sokaklarda akmaya başladığı zaman, alma zamanıdır' sözünü hep sevdim." "Türkiye'nin sokaklarında kan yok" demeyin. Onların 'kan' dediği, kapanan kepenklerdir, iş ve aş istediği ile sokaklara dökülen insanlardır. Kurt dumanlı havayı sevdiği gibi, spekülatörler de krizle i severler. Onun içindir ki, "her kriz, ayrı bir fırsattır" derler.
John. Mc. Donald, "kapitalizmin laboratuvarı pokerdir" der, yani kumar. Bu kumarın vazgeçilmez kurumu da borsadır. Şimdi buna bir de döviz eklendi. Borsa, döviz ve faiz diyerek, haksız bir şekilde varlıklar el değiştiriyor, hep bir tafa doğru akıyor. Para oyunlarıyla yapılan bu işlemleri bozmak veya tersine çevirmek hiç de zor değildir. Yeter ki, oyunun nasıl oynandığıda gerçekleşiyorsa, kurtulması da çok kısa zamanda mümkündür. 24 saatte ülkenin batırıldığını görüp de, 24 satte kurturulabileceğine inanmayanlar, ya gafildir, ya da işbirlikçidir.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
M. Hilmi Yıldırım / diğer yazıları
- İnsan hakları ve ihlâlleri / 01.02.2019
- Sömürü ve şahsiyetli insan / 21.01.2019
- Ekonomik kararlar ve insan davranışları / 09.01.2019
- Medeniyetlerin etkileşimi / 20.12.2018
- Ekonomide bitmeyen tartışma / 12.12.2018
- İletişim çağında iletişimsizlik / 22.11.2018
- Öngörülerdeki isabetsizlikler / 09.11.2018
- Küresel ekonomi ve ülke ekonomileri / 22.10.2018
- Adaletsiz ekonomi / 11.10.2018
- Ekonomide milli strateji / 18.09.2018
- Sömürü ve şahsiyetli insan / 21.01.2019
- Ekonomik kararlar ve insan davranışları / 09.01.2019
- Medeniyetlerin etkileşimi / 20.12.2018
- Ekonomide bitmeyen tartışma / 12.12.2018
- İletişim çağında iletişimsizlik / 22.11.2018
- Öngörülerdeki isabetsizlikler / 09.11.2018
- Küresel ekonomi ve ülke ekonomileri / 22.10.2018
- Adaletsiz ekonomi / 11.10.2018
- Ekonomide milli strateji / 18.09.2018