23 Ocak Çarşamba günkü Zaman Gazetesi, iki ülkenin iki şehrinde yapılacak iki ayrı toplantının haberini veriyordu.
Birincisi, İtalya'nın Assini Şehri'nde yapılacak "Dünya Barışı İçin Dua Günü."
İkincisi ise 31 Ocak-4 Şubat tarihleri arasında Amerika'nın New York şehrinde yapılacak olan "Dünya Ekonomik Formu" haberi.
Gazete, bu toplantılarla ilgili şu bilgiyi veriyordu:
"... Farklı ülkelerden din adamlarının davet edildiği sempozyumlara, Türkiye'den hiçbir ilâhiyatçının çağrılmaması dikkat çekiyor. Uzmanlar, Diyanet İşleri Başkanlığı'nın uluslararası arenaya hazırlıklı olmadığı görüşünde birleşiyor."
İlâhiyatçı çağrılmamış değil, çağrılmış ama sadece Diyânet İşleri Başkanı...
Zaman'ın uzmanları demek ki Diyânet İ. Başkanı'nı ilâhiyatçı saymıyorlar.
Aynı uzmanlar, Diyânet namına konuşmaktan da geri kalmıyorlar:
"Diyanet, uluslararası arenaya hazırlıklı değil."
Tercümesi şu: Onlar hazır değil; biz hazırız, bizi çağırsanıza...
***
Diyanet ikinci toplantıya değil ama birinci toplantıya davet edilmiş.
Sevgili Zamancılar bunu bile içlerine sindiremediklerinden midir nedir, Diyanet'in ikinci toplantıya davet edilmediğini yazıyorlar da, birincisine davet edildiğini yazmıyorlar.
Bir gün sonraki Zaman'sa, haberi düzeltiyor:
"İstanbul Patriği Bartholomeos ve Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Nuri Yılmaz da davetliler arasında yer alıyor."
Hele şükür...
Bir gün önce, "Hiç bir ilahiyatçı çağrılmadı" derken, ikinci gün iki ismi birden veriverdi.
İyi ki Bartholomeos varmış da, yanında Diyanet İ. Başkanı'nın ismi de geçti...
* * *
Zaman, uzman diye haberde iki isim veriyor:
Marmara İlahiyat'tan Prof. Bekir Karlığa ve Selçuk Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dekanı Prof. Mehmet Aydın.
İkisi hakkında birer cümlelik bilgi vereyim.
Geçen sene The Marmara Oteli'nde yaptığı bir konuşmanın arkasından, Bekir Karlığa'ya Hıristiyanlar hakkında şunu sormuştum:
-Peygamberimiz'e inanmayan bir kimse, Cennet'e girebilir mi?
Ne dese beğenirsiniz:
-Kimin Cennet'e gireceğini ben bilemem.
İlahiyat profesörü, Peygamberimiz'e inanmayanın Cennet'e girmesinin mümkün olmadığını bilemiyormuş!!!
Mehmet Aydın'a gelince.
Yine aynı toplantıda, Hıristiyanlık hakkında öyle ifadeler kullandı ki, inanarak dinleyenin nerdeyse Hıristiyan olacağı gelir.
Bu düşünceyi sadece ben taşımıyormuşum ki, İzmir İlahiyat'tan genç bir arkadaş, (galiba doçentti; ismi bendedir) dayanamadı ve kürsüye gelerek şunu sormak ihtiyacını hissetti:
-Peki, bu durumda çocuklarımız Hıristiyanlığa özenir de Hıristiyan olmak isterlerse ne olacak?
Selçuk İlahiyat Dekanı Mehmet Aydın ne cevap verdi biliyor musunuz?
-Burada konumuz o değil...
Zaman Gazetesi'nin uzman dedikleri işte bunlar...
***
Papa 2. Jean Paul'ün girişimiyle düzenlenen "Dünya Barışı İçin Dua Günü"ne, Diyanet İşleri Başkanı çağırıldığı halde, bu uzmanlar çağırılmazlarsa elbette canları sıkılır...
Sıkılmış da. Nasıl sıkılmasın ki?!
Bir ilâhiyatçı düşünün ki,
Hıristiyanlar Allah'ı -bir değil- üç kabul ettikleri halde, o, Hıristiyanlığı da İslam gibi, tek ilah kabul eden bir dinmiş gibi anlatıyor.
Tevrat ve İncil'ler orijinalliğini kaybettiği halde, hâlâ o bozuk kitaplara inananları hak yoldalarmış gibi gösteriyor.
Bozulmamış olsalar bile, Kur'an gelmekle İncil ve Tevrat'ın hükmü geçtiği halde, hâlâ hükümleri duruyormuş gibi gösteriyor.
İslâm'ın yanında, ona kardeş başka hak dinler varmış gibi konuşuyor ve "Allah dinlerin çeşitli olmasından rahatsız olmaz" diyor.... vs.. vs...
Buna rağmen, İtalya'da yapılan bir dua gününe D.İ.B. çağırılıyor da o çağrılmıyor ve Papa cenaplarıyla beraber olamıyor...
E canım, şimdi nasıl zorlarına gitmesin?! D.İ. Başkanı'nı nasıl kıskanmasın?!
"Başkanlık bu işe hazır değil! Biz hazırız!"da mı demesin?!
Elbette diyecektir. Hakkıdır da...
Birincisi, İtalya'nın Assini Şehri'nde yapılacak "Dünya Barışı İçin Dua Günü."
İkincisi ise 31 Ocak-4 Şubat tarihleri arasında Amerika'nın New York şehrinde yapılacak olan "Dünya Ekonomik Formu" haberi.
Gazete, bu toplantılarla ilgili şu bilgiyi veriyordu:
"... Farklı ülkelerden din adamlarının davet edildiği sempozyumlara, Türkiye'den hiçbir ilâhiyatçının çağrılmaması dikkat çekiyor. Uzmanlar, Diyanet İşleri Başkanlığı'nın uluslararası arenaya hazırlıklı olmadığı görüşünde birleşiyor."
İlâhiyatçı çağrılmamış değil, çağrılmış ama sadece Diyânet İşleri Başkanı...
Zaman'ın uzmanları demek ki Diyânet İ. Başkanı'nı ilâhiyatçı saymıyorlar.
Aynı uzmanlar, Diyânet namına konuşmaktan da geri kalmıyorlar:
"Diyanet, uluslararası arenaya hazırlıklı değil."
Tercümesi şu: Onlar hazır değil; biz hazırız, bizi çağırsanıza...
***
Diyanet ikinci toplantıya değil ama birinci toplantıya davet edilmiş.
Sevgili Zamancılar bunu bile içlerine sindiremediklerinden midir nedir, Diyanet'in ikinci toplantıya davet edilmediğini yazıyorlar da, birincisine davet edildiğini yazmıyorlar.
Bir gün sonraki Zaman'sa, haberi düzeltiyor:
"İstanbul Patriği Bartholomeos ve Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Nuri Yılmaz da davetliler arasında yer alıyor."
Hele şükür...
Bir gün önce, "Hiç bir ilahiyatçı çağrılmadı" derken, ikinci gün iki ismi birden veriverdi.
İyi ki Bartholomeos varmış da, yanında Diyanet İ. Başkanı'nın ismi de geçti...
* * *
Zaman, uzman diye haberde iki isim veriyor:
Marmara İlahiyat'tan Prof. Bekir Karlığa ve Selçuk Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dekanı Prof. Mehmet Aydın.
İkisi hakkında birer cümlelik bilgi vereyim.
Geçen sene The Marmara Oteli'nde yaptığı bir konuşmanın arkasından, Bekir Karlığa'ya Hıristiyanlar hakkında şunu sormuştum:
-Peygamberimiz'e inanmayan bir kimse, Cennet'e girebilir mi?
Ne dese beğenirsiniz:
-Kimin Cennet'e gireceğini ben bilemem.
İlahiyat profesörü, Peygamberimiz'e inanmayanın Cennet'e girmesinin mümkün olmadığını bilemiyormuş!!!
Mehmet Aydın'a gelince.
Yine aynı toplantıda, Hıristiyanlık hakkında öyle ifadeler kullandı ki, inanarak dinleyenin nerdeyse Hıristiyan olacağı gelir.
Bu düşünceyi sadece ben taşımıyormuşum ki, İzmir İlahiyat'tan genç bir arkadaş, (galiba doçentti; ismi bendedir) dayanamadı ve kürsüye gelerek şunu sormak ihtiyacını hissetti:
-Peki, bu durumda çocuklarımız Hıristiyanlığa özenir de Hıristiyan olmak isterlerse ne olacak?
Selçuk İlahiyat Dekanı Mehmet Aydın ne cevap verdi biliyor musunuz?
-Burada konumuz o değil...
Zaman Gazetesi'nin uzman dedikleri işte bunlar...
***
Papa 2. Jean Paul'ün girişimiyle düzenlenen "Dünya Barışı İçin Dua Günü"ne, Diyanet İşleri Başkanı çağırıldığı halde, bu uzmanlar çağırılmazlarsa elbette canları sıkılır...
Sıkılmış da. Nasıl sıkılmasın ki?!
Bir ilâhiyatçı düşünün ki,
Hıristiyanlar Allah'ı -bir değil- üç kabul ettikleri halde, o, Hıristiyanlığı da İslam gibi, tek ilah kabul eden bir dinmiş gibi anlatıyor.
Tevrat ve İncil'ler orijinalliğini kaybettiği halde, hâlâ o bozuk kitaplara inananları hak yoldalarmış gibi gösteriyor.
Bozulmamış olsalar bile, Kur'an gelmekle İncil ve Tevrat'ın hükmü geçtiği halde, hâlâ hükümleri duruyormuş gibi gösteriyor.
İslâm'ın yanında, ona kardeş başka hak dinler varmış gibi konuşuyor ve "Allah dinlerin çeşitli olmasından rahatsız olmaz" diyor.... vs.. vs...
Buna rağmen, İtalya'da yapılan bir dua gününe D.İ.B. çağırılıyor da o çağrılmıyor ve Papa cenaplarıyla beraber olamıyor...
E canım, şimdi nasıl zorlarına gitmesin?! D.İ. Başkanı'nı nasıl kıskanmasın?!
"Başkanlık bu işe hazır değil! Biz hazırız!"da mı demesin?!
Elbette diyecektir. Hakkıdır da...
Ali Eren / diğer yazıları
- Alın size Avrupa'dan taze cevap / 16.03.2002
- Derviş'e ODTÜ'yü dar etmek / 02.03.2002
- Bayram sonrası düşünceleri / 26.02.2002
- Artık açıkça "ha kilese ha câmi" diyebiliyorlar / 16.02.2002
- Müfsidi Kebir (Büyük Fesatçı) / 13.02.2002
- Bir maskara / 12.02.2002
- Tarihe ve zihinlere bir-iki hatıra kaydı / 09.02.2002
- Başbakanlığı al, neyi ver? / 02.02.2002
- Papa'nın davet etmemesine üzülünür (!) / 26.01.2002
- Bizi, onlarca sene dinsiz tanıtmışlar / 19.01.2002
- Derviş'e ODTÜ'yü dar etmek / 02.03.2002
- Bayram sonrası düşünceleri / 26.02.2002
- Artık açıkça "ha kilese ha câmi" diyebiliyorlar / 16.02.2002
- Müfsidi Kebir (Büyük Fesatçı) / 13.02.2002
- Bir maskara / 12.02.2002
- Tarihe ve zihinlere bir-iki hatıra kaydı / 09.02.2002
- Başbakanlığı al, neyi ver? / 02.02.2002
- Papa'nın davet etmemesine üzülünür (!) / 26.01.2002
- Bizi, onlarca sene dinsiz tanıtmışlar / 19.01.2002