Ekonomi yönetimi kolay bir iş değildir. İçerden ve dışardan bu işin başarısını etkileyebilecek birçok faktör söz konusudur. Ülkeler arası ticari-finansal bağlılıktan tutun da, seçimler, iç savaşlar ve benzeri birçok unsur, ekonomi yönetiminin başarısını etkileyebilmektedir. Ekonomi yönetiminiz ne kadar iyi niyetli olursa olsun, bazı şeyler sizin kontrolünüzün dışına gelişebilmektedir.
Bu anlamda düzenleyici kurumlara çok ciddi görevler düşmektedir. Ülkemiz özelinde olaya bakacak olursak, TCMB, BDDK ve Hazine gibi farklı düzenleyici kurumlar, yetkileri çerçevesinde, ekonomi yönetimi ile ilgili kararlar-tedbirler almaktadır. İstenen o ki, düzenleyici kurumların aldıkları kararlar, hem uzun vadeli ve öngörülebilir olsun hem de bu kararlardan (olumsuz) etkileneceklerin sayısı minimum olsun, hatta hiç olmasın.
Yakın tarihli birkaç örnek verelim. Birkaç gün önce Hükümet, buğday, arpa, mısır gibi bazı tarım ürünlerinin ithalatındaki gümrük vergisini sıfırlayan uygulamasını Nisan 2021' e kadar uzattı. Veya TCMB, piyasadaki döviz sıkışıklığını gidermek ve döviz rezervlerini (geçici) artırmak amacı ile farklı ülkelerle (Katar gibi) döviz swap (takas) sözleşmelerine girişti. Son olarak BDDK, bazı ürünlerde (elektronik, mobilya, taşıt gibi) kredili alımları azaltmak adına taksit (vade) sınırlamasına gitti.
Bu örnekleri çoğaltmak mümkün. Tabii bunlar yazımızın başlığından da anlaşılacağı üzere pansuman (geçici) tedbirler. Diğer bir ifade ile beklenen etkiyi ne kadar vermektedir? Uzun vadede ne kadar etkili olabilir? Uzun vadede, hangi oyuncuda ve ne kadar olumsuz etki yaratır? Tartışılır.
Şöyle ki, Siz, tarım ürünlerinin fiyatlarının (enflasyon) artmaması için gümrükleri sıfırlayabilirsiniz. Ama bu sefer içerdeki yerli (küskün, girdi fiyatları zaten artan) üreticinin (uzun vadede) zarara uğramasına neden olabilirsiniz. Veya taksitli satışları, hane halkının (aşırı) borçlanma düzeyini veya ithalatı azaltmak adına azaltma yoluna gidebilirsiniz. Bu sefer de, yine içerdeki üretici-satıcı-tüccar beklediği satışı gerçekleştiremeyecek, belki de ekonomik büyüme sınırlanacaktır.
Sonuç itibariyle, nasıl ki sağlık alanında, pansuman işlemi bir yarayı geçici süreliğine iyileştirme özelliği gösteriyorsa, ekonomi yönetiminde de benzer özelliktedir. Diğer bir ifade ile, pansumandan sonra sorunun kaynağına inmeden veya (gerekiyorsa) ameliyat etmeden, uzun vadede yaranın-hastanın iyileşmesi zor belki de imkansız ise, ekonomi yönetiminde de böyledir.
Öyle (yapısal) kararlar-tedbirler alınmalı ki, ülkenin ekonomisini ayağa kaldırsın. Ülkelerin ekonomi yönetimleri, şu kararı alırsak şu kesim (olumsuz) etkilenir, bu kararı alırsak bu kesim (olumsuz) etkilenir diye düşünür oldu. Yani, hemen herkes, en az gol yeme ile (zararla) maçı bitirme derdinde. Oysa maçı kazanacağız diye sahaya çıkılmalı. Kaybedeceğiz kaybetmesine de, az gol yiyelim diye değil.
Bu anlamda, öyle kararlar-tedbirler alınmalı ki, toplumun kahir ekseriyeti kazanmalı veya çok az kesim (olumsuz) etkilenmeli. Ancak gelinen noktada, sadece biz değil hemen her ülke ekonomi yönetimi bu tarz tedbirlere-kararlara başvurur durumdalar. Tam bu noktada, toplumun hiçbir kesiminin unutulmadığı, ekonominin, ülkenin kendi yerli-milli kaynakları ile borçlanmadan idare edilebildiği bir sistem var. Adı da Milli Ekonomi Modeli (MEM). Eğer bugün olduğu gibi yaraya zamanında müdahale edilmeden geçici pansumanlarla idare edilmeye çalışılıyorsa veya yara kronikleşmişse, MEM'in kurallarını uygulama zamanı çoktan gelmiş de geçiyor demektir.
- Bari burada yapmayın!! / 09.08.2021
- Keşke dokunmasaydım! / 24.07.2021
- Rusya yaptı da ya biz? / 02.07.2021
- Birisi işsizlik mi dedi? / 15.06.2021
- Korkmalı mıyız? / 17.05.2021
- Pandemi turnusolu / 05.05.2021
- Sanal vurgun / 27.04.2021
- Olması gerekendi / 20.04.2021
- Yeni başkanın ilk sınavı / 12.04.2021