Etnik ve mezhepsel çatışmalar çıkarma, Büyük Ortadoğu Projesi’nin (BOP) en temel hedeflerinden birisidir. Bu hedef tüm İslam ülkelerini kapsadığı gibi Türkiye’yi de içine almaktadır.
Bazı İslam ülkelerinde o ülkeleri bölüp parçalamak için sadece mezhepsel çatışma ya da sadece etnik çatışma yeterlidir ama bazı ülkelerde ikisi birden planlanmaktadır. Türkiye yapısı gereği her iki çatışmanın da planlandığı ülkeler arasındadır ve hatta en başındadır.
AB’nin sürekli Türkiye’ye dayattığı taleplerin başında 36 etnik kökene azınlık statüsü verilmesi vardır. AB, Türk milletini oluşturan Laz’ı, Kürt’ü, Çerkez’i asli kuruculuk vasfından çıkartıp azınlık yapıp bütünü parçalama telaşındadır. Ardından da her bölünen ülkelerin kaderinde olduğu gibi Batı güdümlü çatışma ve kaos yaşanacaktır.
AB, Alevi kardeşlerimizi de azınlık statüsü verilmesi konusunda baskılar yapmaktadır. Yani etnik bölünmenin yanına mezhepsel bir bölünmenin de tohumunu atmak istemektedir.
Ama Alevi kardeşlerimizin duyarlılığı bu fitne tohumunu engelledi. Onlar, “biz de Türk milletiyiz, bu ülkenin asli kurucularındayız, biz azınlık değiliz” diyerek AB’nin bu çirkin tezgahını bozdular.
AB ve BOP’un uygulayıcısı olan ABD, Türkiye’deki bu ayrışma faaliyetlerini körüklerken ve maalesef siyasi irade bu noktadaki planlara taşeronluk yaparken, Prof. Dr. Haydar Baş’ın ortaya koyduğu Ehl-i Beyt külliyatı ve de sempozyumlar bu oyunların hepsini bozdu.
Sayın Baş’ın Ehl-i Beyt Külliyatı “Alemlere Rahmet Hz. Muhammed (SAV)”, “İmam Ali”, “Hz. Fatıma”, “İmam Hasan”, “İmam Hüseyin”, “İmam Zeynel Abidin”, “İmam Cafer”, “İmam Muhammed Bakır” ve “İmam Rıza” eserlerinden oluşmaktadır.
Bu eserlerde hem Ehl-i Beyt kaynaklarına yer verilmiştir hem de Ehl-i Sünnet… Ve kaynakların ortak paydası Ehl-i Beyt’tir. Ehl-i Sünnet kaynakları da, Ehl-i Beyt kaynakları da Allah Resulü’nün (SAV) iki emanetini Allah’ın Kitabı Kur’an ve Ehl-i Beyt olarak ifade etmektedir, Ehl-i Beyt’i “canlı Kur’an” olarak belirtmektedir.
Ehl-i Beyt alimlerinin örnek aldığı insanlar Ehl-i Beyt imamlarıdır, Ehl-i sünnet alimlerinin dizine diz çöküp ölçü edindikleri de yine Ehl-i Beyt imamlarıdır.
Ehl-i Sünnetin önde gelen alimlerinden olan İmam Azam, İmam Ahmet bin Hanbel, İmam Şafi, İmam Malik, İmam Nesai, İmam Gazali ve daha niceleri Ehl-i Beyt nefesiyle ilmin derinliğine vakıf olmuşlardır.
Bugün Sünniler olarak kıldığımız namaz, tuttuğumuz oruç, yaptığımız Hac elbette ki İmam Hasan’ı, İmam Hüseyin’i şehit eden Emeviler vesilesiyle bizlere ulaşmamıştır.
Çünkü bildiğiniz gibi, Emevilerin Kufe valisi Velid, Cuma namazını çarşambaya almış ve sarhoşken namaz kıldırmıştır. Emevi liderleri dini değerlere asla riayet etmezlerdi, yaşamları dinin dışında bir yaşam tarzıydı.
Peki, 90 yıl boyunca yaşanan bu fetret döneminde –tabi, Abbasi dönemi de farklı değil- İslam’ın hükümleri nasıl muhafaza edilebildi diye sorulursa “elbette ki Ehl-i Beyt imamları ve onlara gönül vermiş olan insanlar tarafından” diye cevap verebiliriz.
Cenab-ı Hak, “Kur’an’ı biz indirdik, O’nu koruyacak olan biziz” derken, bu, dünya sahnesinde Ehl-i Beyt vesilesiyle olmuştur. Hangi açıdan bakarsanız bakın, Alevi, Sünni, Şii, Caferi birlikteliğinin tek ortak paydası Ehl-i Beyt’tir. İşte Prof. Dr. Haydar Baş, yazmış olduğu bu tarihi Külliyatla bu gerçeğe işaret etmiştir.
Külliyatla fikir ve kitap boyutunda sağlanan birliktelik, düzenlenen sempozyumlarla pratik hayata indirgenmiştir.
Yapılan 3 sempozyumda Alevi’si, Sünni’si, Şii’si ve Caferi’si tek bilek tek yürek olmuş, aynı değerler için göz yaşı dökmüş ve birbirlerini aynı ortamda tanıma fırsatı bulmuşlardır.
Bu sempozyumlar Batının fitne çıkartarak ötekileştirmek istediği İslam dünyasını bir ve beraber kılmanın tek yöntemidir.
Bu sempozyumlarda, farklı mezheplerde olan Müslümanlar, birbirlerinin fikirlerini dinleme fırsatı bulmuş ve temel noktalarda hiçbir ayrılığın olmadığını gözlemlemiştir.
Sayın Baş’ın bu samimi çalışmaları, asırlık fitnelerin kökünü kazımaktadır.
Bazı İslam ülkelerinde o ülkeleri bölüp parçalamak için sadece mezhepsel çatışma ya da sadece etnik çatışma yeterlidir ama bazı ülkelerde ikisi birden planlanmaktadır. Türkiye yapısı gereği her iki çatışmanın da planlandığı ülkeler arasındadır ve hatta en başındadır.
AB’nin sürekli Türkiye’ye dayattığı taleplerin başında 36 etnik kökene azınlık statüsü verilmesi vardır. AB, Türk milletini oluşturan Laz’ı, Kürt’ü, Çerkez’i asli kuruculuk vasfından çıkartıp azınlık yapıp bütünü parçalama telaşındadır. Ardından da her bölünen ülkelerin kaderinde olduğu gibi Batı güdümlü çatışma ve kaos yaşanacaktır.
AB, Alevi kardeşlerimizi de azınlık statüsü verilmesi konusunda baskılar yapmaktadır. Yani etnik bölünmenin yanına mezhepsel bir bölünmenin de tohumunu atmak istemektedir.
Ama Alevi kardeşlerimizin duyarlılığı bu fitne tohumunu engelledi. Onlar, “biz de Türk milletiyiz, bu ülkenin asli kurucularındayız, biz azınlık değiliz” diyerek AB’nin bu çirkin tezgahını bozdular.
AB ve BOP’un uygulayıcısı olan ABD, Türkiye’deki bu ayrışma faaliyetlerini körüklerken ve maalesef siyasi irade bu noktadaki planlara taşeronluk yaparken, Prof. Dr. Haydar Baş’ın ortaya koyduğu Ehl-i Beyt külliyatı ve de sempozyumlar bu oyunların hepsini bozdu.
Sayın Baş’ın Ehl-i Beyt Külliyatı “Alemlere Rahmet Hz. Muhammed (SAV)”, “İmam Ali”, “Hz. Fatıma”, “İmam Hasan”, “İmam Hüseyin”, “İmam Zeynel Abidin”, “İmam Cafer”, “İmam Muhammed Bakır” ve “İmam Rıza” eserlerinden oluşmaktadır.
Bu eserlerde hem Ehl-i Beyt kaynaklarına yer verilmiştir hem de Ehl-i Sünnet… Ve kaynakların ortak paydası Ehl-i Beyt’tir. Ehl-i Sünnet kaynakları da, Ehl-i Beyt kaynakları da Allah Resulü’nün (SAV) iki emanetini Allah’ın Kitabı Kur’an ve Ehl-i Beyt olarak ifade etmektedir, Ehl-i Beyt’i “canlı Kur’an” olarak belirtmektedir.
Ehl-i Beyt alimlerinin örnek aldığı insanlar Ehl-i Beyt imamlarıdır, Ehl-i sünnet alimlerinin dizine diz çöküp ölçü edindikleri de yine Ehl-i Beyt imamlarıdır.
Ehl-i Sünnetin önde gelen alimlerinden olan İmam Azam, İmam Ahmet bin Hanbel, İmam Şafi, İmam Malik, İmam Nesai, İmam Gazali ve daha niceleri Ehl-i Beyt nefesiyle ilmin derinliğine vakıf olmuşlardır.
Bugün Sünniler olarak kıldığımız namaz, tuttuğumuz oruç, yaptığımız Hac elbette ki İmam Hasan’ı, İmam Hüseyin’i şehit eden Emeviler vesilesiyle bizlere ulaşmamıştır.
Çünkü bildiğiniz gibi, Emevilerin Kufe valisi Velid, Cuma namazını çarşambaya almış ve sarhoşken namaz kıldırmıştır. Emevi liderleri dini değerlere asla riayet etmezlerdi, yaşamları dinin dışında bir yaşam tarzıydı.
Peki, 90 yıl boyunca yaşanan bu fetret döneminde –tabi, Abbasi dönemi de farklı değil- İslam’ın hükümleri nasıl muhafaza edilebildi diye sorulursa “elbette ki Ehl-i Beyt imamları ve onlara gönül vermiş olan insanlar tarafından” diye cevap verebiliriz.
Cenab-ı Hak, “Kur’an’ı biz indirdik, O’nu koruyacak olan biziz” derken, bu, dünya sahnesinde Ehl-i Beyt vesilesiyle olmuştur. Hangi açıdan bakarsanız bakın, Alevi, Sünni, Şii, Caferi birlikteliğinin tek ortak paydası Ehl-i Beyt’tir. İşte Prof. Dr. Haydar Baş, yazmış olduğu bu tarihi Külliyatla bu gerçeğe işaret etmiştir.
Külliyatla fikir ve kitap boyutunda sağlanan birliktelik, düzenlenen sempozyumlarla pratik hayata indirgenmiştir.
Yapılan 3 sempozyumda Alevi’si, Sünni’si, Şii’si ve Caferi’si tek bilek tek yürek olmuş, aynı değerler için göz yaşı dökmüş ve birbirlerini aynı ortamda tanıma fırsatı bulmuşlardır.
Bu sempozyumlar Batının fitne çıkartarak ötekileştirmek istediği İslam dünyasını bir ve beraber kılmanın tek yöntemidir.
Bu sempozyumlarda, farklı mezheplerde olan Müslümanlar, birbirlerinin fikirlerini dinleme fırsatı bulmuş ve temel noktalarda hiçbir ayrılığın olmadığını gözlemlemiştir.
Sayın Baş’ın bu samimi çalışmaları, asırlık fitnelerin kökünü kazımaktadır.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Murat Çabas / diğer yazıları
- Öcalan açılımı, terörsüz Türkiye’ye götürür mü? / 10.04.2025
- Siyasette 3. yol tek seçenek / 09.04.2025
- Milli Ekonomi Modeli’ne artık duyarsız kalabilir miyiz? / 08.04.2025
- Trump yeni gümrük tarifeleriyle neyi amaçlıyor? / 05.04.2025
- Kıbrıs sürecinde düşmanlık ve müzakere aynı anda! / 04.04.2025
- Orta Doğu’da Trump’ın planı işliyor / 03.04.2025
- Tepki, demokrasinin zarar görmesinedir / 28.03.2025
- Din Allah’ın Kur’an’da anlattığı, Ehl-i Beyt’in yaşadığıdır / 27.03.2025
- Hakaret ve küfür, siyasetin dili olamaz / 26.03.2025
- İmamoğlu’nun tutuklanması ve demokrasi sınavı / 25.03.2025
- Siyasette 3. yol tek seçenek / 09.04.2025
- Milli Ekonomi Modeli’ne artık duyarsız kalabilir miyiz? / 08.04.2025
- Trump yeni gümrük tarifeleriyle neyi amaçlıyor? / 05.04.2025
- Kıbrıs sürecinde düşmanlık ve müzakere aynı anda! / 04.04.2025
- Orta Doğu’da Trump’ın planı işliyor / 03.04.2025
- Tepki, demokrasinin zarar görmesinedir / 28.03.2025
- Din Allah’ın Kur’an’da anlattığı, Ehl-i Beyt’in yaşadığıdır / 27.03.2025
- Hakaret ve küfür, siyasetin dili olamaz / 26.03.2025
- İmamoğlu’nun tutuklanması ve demokrasi sınavı / 25.03.2025