Geçtiğimiz hafta sonu, çok muhterem üstadım Prof. Dr. Haydar Baş Bey'in kıymetli ablalarının vefatı sebebiyle Trabzon'daydık ve dün de Mehmet Garacoğlu ağabeyin vefat haberini öğrendik. Allah rahmet eylesin, mekanları cennet olsun ve başta Prof. Dr. Haydar Baş Hocam olmak üzere tüm camiamızın başı sağolsun.
Bugün Mehmet Ağabeyimizi de Trabzon Akçaabat'ta Hakk'a uğurlayacağız. Mehmet Ağabey, her sahada hizmetine şahit olduğumuz, çalışkan, dürüst, sıcak kanlı, mütevazı, cömert, sevdiğimiz bir büyüğümüzdü.
Küçüklüğünden beri Prof. Dr. Haydar Baş Hocamla birlikte olmuş, en yakınlarının hidayetine vesile olmuş, tarihin önemli bir bölümüne şahitlik etmiş bir ağabeyimizdi.
Ama ne var ki ecel geldiği zaman genç, yaşlı, çocuk dinlemiyor; herkesin bir mühleti var ve O'na dönüyoruz.
Allah, Şehitlik Tepesi'nde medfun bulunan o güzel kokulu gülleri gibi Allah'ın ve Sevdiklerinin razı olacağı bir hayat geçirmeyi bizlere nasip eylesin. Prof. Dr. Haydar Baş Hocamızın sık sık anlattığı gibi, "Allah encamımızı hayreylesin."
Cenab-ı Hak birçok ayet-i kerimede ölüm gerçeğini hatırlatmaktadır:
"Onlar başlarına bir musibet geldiği zaman 'Biz Allah'a aidiz ve sonunda O'na döneceğiz' derler." (Bakara, 156)
"Her canlı ölümü tadar. Bir imtihan olarak sizi hayırla da şerle de deniyoruz. Ve siz ancak bize döndürüleceksiniz?" (Enbiyâ, 35)
"Allah, eceli geldiğinde hiç kimseyi (ölümünü) ertelemez. Allah, yaptıklarınızdan haberdardır." (El-Münâfikûn, 9?11)
"Yer üzerinde bulunan her canlı fanidir (yok olacaktır). Ancak azamet ve ikram sahibi olan Rabbinin zatı baki kalacaktır. (Rahman, 26,27)
"Bu dünya hayatı ancak bir eğlence ve oyundan ibarettir. Ahiret yurduna gelince, işte gerçek hayat odur. Keşke bilselerdi!" (Ankebut Suresi, 64)
Bir sahâbî Rasûlullah (s.a.v.)'e:
"Hangi mü'min daha akıllıdır ya Rasûlâllah?" diye sordu.
Hazret-i Peygamber (s.a.v.) de şöyle buyurdular:
"Ölümü sıkça hatırlayıp, ölümden sonrası için en iyi hazırlık yapan kimsedir. İşte gerçek akıllı insanlar onlardır?" (İbn-i Mâce, Zühd, 31)
Yine ölümü hatırlamayla ilgili Allah Resulü (s.a.v.) şöyle buyurmaktadır: "Bütün zevkleri kökünden yok eden ölümü çokça hatırlayınız." (Tirmizî, Kıyâmet, 26)
Hz. Peygamber (s.a.v.) hadislerinde dünya hayatının ahirete nispetle uçsuz bucaksız bir deryada bir damla gibi olduğunu belirtmiştir.
Hz. Ali (a.s.)'ın dünya hayatı, ölüm ve ahiretle ilgili sözleri şöyledir: "Dünya, körün gözünün işlediği son yerdir, ondan ötesini göremez; ama gözü sağlam olan bakışını ondan öteye vardırır ve ebedi evin (gerçek barınağın) onun ötesinde olduğunu anlar. Öyleyse gözü olan ona göz dikmez; kör olan ise ona göz diker; gözü olan ondan azık toplar, kör olan ise ona azık toplar."
"Gerçekten takvalı kimseler, hem geçici dünyanın nimetlerinden yararlandılar, hem de ahirette verilecek nimetleri kazandılar; dünya ehlinin dünyasına ortak oldular, ama dünya ehli onların ahiretinde onlara ortak olamadılar."
"Dünya, insanın elinin altında yumuşak olan ama içinde öldürücü zehir bulunan bir yılana benzer; aldanan bilgisiz ona meyleder, akıllı kişiyse ondan çekinir."
"Cennet, amelle kazanılır; emelle değil."
Şehitlerin efendisi Hz. Hüseyin (a.s.); ölümü, "üzerinden geçilen bir köprü" olarak tanımlamıştır. Aşura günü ashabını etrafına toplayarak şunları söylemiştir:
"Dostlarım! Önümüzde bir köprü var şimdi, hepimiz geçeceğiz ondan. Adı, ölümdür bu köprünün. Bu köprüden geçtikten sonra, hayal bile edemeyeceğiniz, tasavvuru mümkün olmayan bir diyar bulacaksınız karşınızda?"
Prof. Dr. Haydar Baş Bey, Mirac Kandili'nde yapmış olduğu konuşmada, başından geçen bir kaza hadisesini anlattıktan sonra şunu söyemiştir: "Siz eğer aklınız başınızda, sağlığınız yerindeyken Allah'ı unutmaz, O'nu hatırlar, zikrederseniz, o da şuurunuz yerinde değilken sizi asla unutmaz."
Özellikle de son nefeste?
Allah, cümlemize son nefesinde imanla, Kelime-i Şehadetle ölenlerden eylesin.
Resulü'nün, Ehli Beyt'inin ve de sevdiği ve seçtiği Dostlarının yolundan bizleri ayırmasın.
Bugün Mehmet Ağabeyimizi de Trabzon Akçaabat'ta Hakk'a uğurlayacağız. Mehmet Ağabey, her sahada hizmetine şahit olduğumuz, çalışkan, dürüst, sıcak kanlı, mütevazı, cömert, sevdiğimiz bir büyüğümüzdü.
Küçüklüğünden beri Prof. Dr. Haydar Baş Hocamla birlikte olmuş, en yakınlarının hidayetine vesile olmuş, tarihin önemli bir bölümüne şahitlik etmiş bir ağabeyimizdi.
Ama ne var ki ecel geldiği zaman genç, yaşlı, çocuk dinlemiyor; herkesin bir mühleti var ve O'na dönüyoruz.
Allah, Şehitlik Tepesi'nde medfun bulunan o güzel kokulu gülleri gibi Allah'ın ve Sevdiklerinin razı olacağı bir hayat geçirmeyi bizlere nasip eylesin. Prof. Dr. Haydar Baş Hocamızın sık sık anlattığı gibi, "Allah encamımızı hayreylesin."
Cenab-ı Hak birçok ayet-i kerimede ölüm gerçeğini hatırlatmaktadır:
"Onlar başlarına bir musibet geldiği zaman 'Biz Allah'a aidiz ve sonunda O'na döneceğiz' derler." (Bakara, 156)
"Her canlı ölümü tadar. Bir imtihan olarak sizi hayırla da şerle de deniyoruz. Ve siz ancak bize döndürüleceksiniz?" (Enbiyâ, 35)
"Allah, eceli geldiğinde hiç kimseyi (ölümünü) ertelemez. Allah, yaptıklarınızdan haberdardır." (El-Münâfikûn, 9?11)
"Yer üzerinde bulunan her canlı fanidir (yok olacaktır). Ancak azamet ve ikram sahibi olan Rabbinin zatı baki kalacaktır. (Rahman, 26,27)
"Bu dünya hayatı ancak bir eğlence ve oyundan ibarettir. Ahiret yurduna gelince, işte gerçek hayat odur. Keşke bilselerdi!" (Ankebut Suresi, 64)
Bir sahâbî Rasûlullah (s.a.v.)'e:
"Hangi mü'min daha akıllıdır ya Rasûlâllah?" diye sordu.
Hazret-i Peygamber (s.a.v.) de şöyle buyurdular:
"Ölümü sıkça hatırlayıp, ölümden sonrası için en iyi hazırlık yapan kimsedir. İşte gerçek akıllı insanlar onlardır?" (İbn-i Mâce, Zühd, 31)
Yine ölümü hatırlamayla ilgili Allah Resulü (s.a.v.) şöyle buyurmaktadır: "Bütün zevkleri kökünden yok eden ölümü çokça hatırlayınız." (Tirmizî, Kıyâmet, 26)
Hz. Peygamber (s.a.v.) hadislerinde dünya hayatının ahirete nispetle uçsuz bucaksız bir deryada bir damla gibi olduğunu belirtmiştir.
Hz. Ali (a.s.)'ın dünya hayatı, ölüm ve ahiretle ilgili sözleri şöyledir: "Dünya, körün gözünün işlediği son yerdir, ondan ötesini göremez; ama gözü sağlam olan bakışını ondan öteye vardırır ve ebedi evin (gerçek barınağın) onun ötesinde olduğunu anlar. Öyleyse gözü olan ona göz dikmez; kör olan ise ona göz diker; gözü olan ondan azık toplar, kör olan ise ona azık toplar."
"Gerçekten takvalı kimseler, hem geçici dünyanın nimetlerinden yararlandılar, hem de ahirette verilecek nimetleri kazandılar; dünya ehlinin dünyasına ortak oldular, ama dünya ehli onların ahiretinde onlara ortak olamadılar."
"Dünya, insanın elinin altında yumuşak olan ama içinde öldürücü zehir bulunan bir yılana benzer; aldanan bilgisiz ona meyleder, akıllı kişiyse ondan çekinir."
"Cennet, amelle kazanılır; emelle değil."
Şehitlerin efendisi Hz. Hüseyin (a.s.); ölümü, "üzerinden geçilen bir köprü" olarak tanımlamıştır. Aşura günü ashabını etrafına toplayarak şunları söylemiştir:
"Dostlarım! Önümüzde bir köprü var şimdi, hepimiz geçeceğiz ondan. Adı, ölümdür bu köprünün. Bu köprüden geçtikten sonra, hayal bile edemeyeceğiniz, tasavvuru mümkün olmayan bir diyar bulacaksınız karşınızda?"
Prof. Dr. Haydar Baş Bey, Mirac Kandili'nde yapmış olduğu konuşmada, başından geçen bir kaza hadisesini anlattıktan sonra şunu söyemiştir: "Siz eğer aklınız başınızda, sağlığınız yerindeyken Allah'ı unutmaz, O'nu hatırlar, zikrederseniz, o da şuurunuz yerinde değilken sizi asla unutmaz."
Özellikle de son nefeste?
Allah, cümlemize son nefesinde imanla, Kelime-i Şehadetle ölenlerden eylesin.
Resulü'nün, Ehli Beyt'inin ve de sevdiği ve seçtiği Dostlarının yolundan bizleri ayırmasın.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Murat Çabas / diğer yazıları
- Siyasette 3. yol tek seçenek / 09.04.2025
- Milli Ekonomi Modeli’ne artık duyarsız kalabilir miyiz? / 08.04.2025
- Trump yeni gümrük tarifeleriyle neyi amaçlıyor? / 05.04.2025
- Kıbrıs sürecinde düşmanlık ve müzakere aynı anda! / 04.04.2025
- Orta Doğu’da Trump’ın planı işliyor / 03.04.2025
- Tepki, demokrasinin zarar görmesinedir / 28.03.2025
- Din Allah’ın Kur’an’da anlattığı, Ehl-i Beyt’in yaşadığıdır / 27.03.2025
- Hakaret ve küfür, siyasetin dili olamaz / 26.03.2025
- İmamoğlu’nun tutuklanması ve demokrasi sınavı / 25.03.2025
- ‘Onlar Kur'an'ın müşahhas halidir’ / 22.03.2025
- Milli Ekonomi Modeli’ne artık duyarsız kalabilir miyiz? / 08.04.2025
- Trump yeni gümrük tarifeleriyle neyi amaçlıyor? / 05.04.2025
- Kıbrıs sürecinde düşmanlık ve müzakere aynı anda! / 04.04.2025
- Orta Doğu’da Trump’ın planı işliyor / 03.04.2025
- Tepki, demokrasinin zarar görmesinedir / 28.03.2025
- Din Allah’ın Kur’an’da anlattığı, Ehl-i Beyt’in yaşadığıdır / 27.03.2025
- Hakaret ve küfür, siyasetin dili olamaz / 26.03.2025
- İmamoğlu’nun tutuklanması ve demokrasi sınavı / 25.03.2025
- ‘Onlar Kur'an'ın müşahhas halidir’ / 22.03.2025