Olumsuz duyguları yönetmek gerekiyor
İnsanın özellikle yönetmesi gereken beş olumsuz duygu olduğunu, bunların “karanlık beşli” olarak da isimlendirildiğini ifade eden Psikiyatrist Prof. Dr. Nevzat Tarhan, “Bu duygular kin, nefret, öfke, kıskançlık ve düşmanlıktır. Bunların hepsi insani duygulardır ancak bir vahşi at gibi yönetmek gerekiyor” dedi
17.12.2022 15:24:00
Üsküdar Üniversitesi Kurucu Rektörü, Psikiyatrist Prof. Dr. Nevzat Tarhan, beyin kimyasına zarar veren duygularla ilgili değerlendirmede bulundu. 90'lı yılların sonuna doğru psikolojik bilimlerde bir devrim yaşandığını belirten Tarhan, bu devrimle birlikte bilimsel kategori olarak duyguların da ele alınmaya başladığını söyleyerek şu ifadeleri kullandı: "Daha önce duygu konusu şairlerin, sanatçıların, manevi değerlere önem veren kişilerin konusu, duygu bilimsel kategori değil diye biliniyordu. Çünkü kanıt yoktu. 90'lı yıllarda kanıt çıktı ortaya. Ve bu çıkan kanıtları da yazılı kitap haline getirip Amerika'da yayınlayan Antonio Damasio isimli Portekiz kökenli bir sinir bilimci oldu. Nörobilimci Antonio Damasio, bu konuyla ilgili olarak 'Descartes' in Yanılgısı' isimli bir kitap yazdı. Şu anda bu somut alanın içerisine duygular da girdi."
İnsanın karar verirken sadece mantığını değil aynı zamanda psikolojik ve sosyal ihtiyaçlarını da gözeterek karar vermesi gerektiğini ifade eden Prof. Dr. Nevzat Tarhan, "Duyguları yönetmeyi öğrenmek gerekiyor. Bu doğuştan öğrenilmiyor. Duygularımızın içerisinde iyicil bir parça da var, kötücül bir parça da... İnsanı iyicil duygular da yönetir, kötücül duygular da yönetir. Buna aslında biz karar veriyoruz. Aslında her dakika bir seçim her karar bir seçim, tercih bu şekilde hayatımız ilerliyor. Bu nedenle duyguları yönetmek gerekiyor. Olumlu duygular var, olumsuz duygular var. Her ikisini de birlikte yönetmek gerekiyor. Bu da bir beceri, yetenek değil, sonradan öğreniliyor. Kişinin bu konuya yatırım yapması lazım. Bu şekilde öğrenebiliyor" dedi.
İnsanın özellikle yönetmesi gereken beş olumsuz duygu olduğunu, bunun mahşerin beş atlısı ya da karanlık beşli olarak da isimlendirilebildiğini ifade eden Prof. Dr. Nevzat Tarhan, "Bu duygular kin, nefret, öfke, kıskançlık ve düşmanlık. Bunların hepsi insani duygular. İstemediğimiz bir olay ya da durumla karşılaştığımızda, engellendiğimiz zaman ya da haksızlığa uğradığımız zaman bu duyguları hissedebiliriz. Bazen kıskançlık, bazen nefret, bazen öfke ya da kin ve bazen düşmanlık hissederiz. Bu duygular vahşi bir attır. Bu vahşi atı yönetmek gerekiyor. Vahşi atı yönetirsek o duygular bizi hedefimize götürür. Yönetemezsek at sizi istediği yöne götürür, hata yaptırır. O nedenle bu duyguları yönetmek gerekiyor" tavsiyesinde bulundu.
Kişinin duygularını eğitmeyi ailesinde öğrenebileceğini kaydeden Tarhan, "Kişi bu duyguları çocukluğundan beri yaşayacak. Bu duygulara karşı annesi ve babası nasıl tepki veriyor? Bunu onlardan öğrenecek. Bir öfke ya da kıskançlık anında nasıl davranması gerektiğini, bunların çok insani duygular olduğunu anlamış olacak" dedi. Duygu yönetimini öğrendikten sonra vücudumuzun vereceği fizyolojik tepkilerde değişiklik olacağını kaydeden Tarhan, "Öfkelendiğimizde sempatik sinir sistemi devreye giriyor. Omuz, boyun, bel, sırt kasları kasılıyor. Vücut geriliyor, göz bebekleri büyüyor, beyne giden oksijen miktarı da artıyor. Kişinin dikkati artıyor. Bu durum birkaç saat sürerse vücut onu hemen tolere ediyor. Hatta kana hemen şeker pompalanıyor. Kan şekeri yükseliyor. Vücudun enerjiye ihtiyacı olduğu için bunlar yapılıyor. Birkaç saat içerisinde parasempatik sinir sisteminin devreye girmesi gerekiyor. Yani 'Tehlike geçti, gevşe ve rahatla' der. Kişide şefkat, neşe, sevinç, huzur, ümit gibi olumlu duyguları varsa parasempatik sinir sistemi çalışıyor demektir" dedi.
Kişinin kin, öfke, nefret, kıskançlık ve düşmanlık duygularını yönetebilirse bu duyguların pozitif enerjiye dönüştüğünü ifade eden Prof. Dr. Nevzat Tarhan, "Bu nedenle bu negatif duyguları düşman gibi görmeyelim. Sadece yönetilmesi gereken duygular olarak değerlendirelim. Kişinin bu negatif enerjiyi, pozitif enerji haline nasıl çevireceğiz diyerek buna odaklanması kişinin işine yarar" ifadelerini kullandı.
Duyguları yönetmeyi öğrenmek gerekiyor
İnsanın karar verirken sadece mantığını değil aynı zamanda psikolojik ve sosyal ihtiyaçlarını da gözeterek karar vermesi gerektiğini ifade eden Prof. Dr. Nevzat Tarhan, "Duyguları yönetmeyi öğrenmek gerekiyor. Bu doğuştan öğrenilmiyor. Duygularımızın içerisinde iyicil bir parça da var, kötücül bir parça da... İnsanı iyicil duygular da yönetir, kötücül duygular da yönetir. Buna aslında biz karar veriyoruz. Aslında her dakika bir seçim her karar bir seçim, tercih bu şekilde hayatımız ilerliyor. Bu nedenle duyguları yönetmek gerekiyor. Olumlu duygular var, olumsuz duygular var. Her ikisini de birlikte yönetmek gerekiyor. Bu da bir beceri, yetenek değil, sonradan öğreniliyor. Kişinin bu konuya yatırım yapması lazım. Bu şekilde öğrenebiliyor" dedi.
Karanlık 5'li mutlaka yönetilmeli
İnsanın özellikle yönetmesi gereken beş olumsuz duygu olduğunu, bunun mahşerin beş atlısı ya da karanlık beşli olarak da isimlendirilebildiğini ifade eden Prof. Dr. Nevzat Tarhan, "Bu duygular kin, nefret, öfke, kıskançlık ve düşmanlık. Bunların hepsi insani duygular. İstemediğimiz bir olay ya da durumla karşılaştığımızda, engellendiğimiz zaman ya da haksızlığa uğradığımız zaman bu duyguları hissedebiliriz. Bazen kıskançlık, bazen nefret, bazen öfke ya da kin ve bazen düşmanlık hissederiz. Bu duygular vahşi bir attır. Bu vahşi atı yönetmek gerekiyor. Vahşi atı yönetirsek o duygular bizi hedefimize götürür. Yönetemezsek at sizi istediği yöne götürür, hata yaptırır. O nedenle bu duyguları yönetmek gerekiyor" tavsiyesinde bulundu.
Duyguların eğitimi de ailede olmalı
Kişinin duygularını eğitmeyi ailesinde öğrenebileceğini kaydeden Tarhan, "Kişi bu duyguları çocukluğundan beri yaşayacak. Bu duygulara karşı annesi ve babası nasıl tepki veriyor? Bunu onlardan öğrenecek. Bir öfke ya da kıskançlık anında nasıl davranması gerektiğini, bunların çok insani duygular olduğunu anlamış olacak" dedi. Duygu yönetimini öğrendikten sonra vücudumuzun vereceği fizyolojik tepkilerde değişiklik olacağını kaydeden Tarhan, "Öfkelendiğimizde sempatik sinir sistemi devreye giriyor. Omuz, boyun, bel, sırt kasları kasılıyor. Vücut geriliyor, göz bebekleri büyüyor, beyne giden oksijen miktarı da artıyor. Kişinin dikkati artıyor. Bu durum birkaç saat sürerse vücut onu hemen tolere ediyor. Hatta kana hemen şeker pompalanıyor. Kan şekeri yükseliyor. Vücudun enerjiye ihtiyacı olduğu için bunlar yapılıyor. Birkaç saat içerisinde parasempatik sinir sisteminin devreye girmesi gerekiyor. Yani 'Tehlike geçti, gevşe ve rahatla' der. Kişide şefkat, neşe, sevinç, huzur, ümit gibi olumlu duyguları varsa parasempatik sinir sistemi çalışıyor demektir" dedi.
Bu duygular nasıl pozitife dönüşür?
Kişinin kin, öfke, nefret, kıskançlık ve düşmanlık duygularını yönetebilirse bu duyguların pozitif enerjiye dönüştüğünü ifade eden Prof. Dr. Nevzat Tarhan, "Bu nedenle bu negatif duyguları düşman gibi görmeyelim. Sadece yönetilmesi gereken duygular olarak değerlendirelim. Kişinin bu negatif enerjiyi, pozitif enerji haline nasıl çevireceğiz diyerek buna odaklanması kişinin işine yarar" ifadelerini kullandı.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.