Atanamayan öğretmenler, sorunu devam ediyor. En son atama isteyen öğretmenlere bizzat Sayın Erdoğan, "biz, alacağımızı aldık" diyerek öğretmenlerin umutlarını bitirdi.
Detaylara geçmeden önce, 'öğretmen nedir, ne iş yapar' gibi sorulara merhum Prof. Dr. Haydar Baş'ın son Öğretmenler Günü mesajı ile bir daha hatırlayalım!
(Allah'ın selamı üzerine olsun) Baş Hocamız 24 Kasım 2019 tarihinde (Öğretmenler Günü'nde) şu mesajı yayınlamıştı;
"Eğitim bizim milli meselemiz. Ve en önemli meselemiz. Maalesef bugün eğitim ile ilgili birçok sorunumuz var; eğitimde fırsat eşitliği, ülkemizdeki sınav sistemi, atanamayan öğretmenler, öğretmen maaşları, ücretli öğretmenlik, uluslararası sınavlarda ülkemizin sıralaması, yabancı dil eğitimi ve benzeri birçok konu başlığını sayabiliriz.
Çözümsüz kalan sorunlar kronikleşiyor
Ülke olarak her yıl bu konuları konuşuyoruz. Ancak sorunlar çözülmediği gibi daha da kronikleşiyor.
Ülkelerin eğitim durumunu gösteren PISA sınavlarında Türkiye, 2012 yılında 65 ülke içinde 43'üncü sırada iken, 2015 yılında 52'nci sıraya gerilemiştir. Yine ülkemizde yapılan başka bir araştırmada öğrencilerimizin yüzde 66'sının okuduğunu anlamadığı tespit edilmiştir.
Öğrencilerimizin kendi milli değerlerine bağlı, araştıran ve sorgulayan, problem çözen, etkili iletişim kuran, özgüvene ve başarı kimliğine sahip, 21. yüzyıl becerileri ile donanmış öğrenciler olması için öncelikle eğitime ve eğitimciye bakış açımızın değişmesi bir zaruret haline gelmiştir.
Eğitime bakışımız Atatürk gibi olmalı
Eğitime ve eğitimciye bakış açımız Mustafa Kemal Atatürk gibi olmalıdır. 24 Kasım gününün Öğretmenler Günü olmasına neden olan ruhun yeniden canlanması gerekmektedir. 24 Kasım 1928 tarihi, Mustafa Kemal Atatürk'ün, Millet Mekteplerinin Başöğretmenliğini kabul ettiği gündür.
Atatürk, ülkede başlattığı eğitim seferberliği ile ülkesine bağlı, fedakâr ve çağın gerekleri ile donanmış bir nesil yetiştirme yolunda çok sağlam temeller atmıştır. Örneğin, Başöğretmenin eğitim anlayışının karşılık bulduğu kurumlardan biri Köy Enstitüleri'dir. Köy Enstitüleri'nin düşünme ve beceri merkezli eğitim anlayışı bugün çağdaş eğitimin en önemli hedefi olmuştur.
Öğretmen insan işçisidir
Öğretmenlik kutsaldır. Çünkü o, İnsan işçisidir. Her zaman ifade ettiğimiz gibi Öğretmenlerin kazancı insandır. Her meslek sahibi servet kazanır, para kazanır ama öğretmen insan kazanır.
Öğretmen, hem bu güne hem geleceğe hizmet eder. Çünkü ona emanet ettiğimiz çocuklarımız geleceğimizdir. Bu nedenle öğretmenlerimizin öncelikle toplumsal saygınlığının sağlanması zarurettir.
Öğrencilerimizin rol model aldığı öğretmenlerimizin yoksulluk sınırı altında maaş alması kabul edilebilir bir durum değildir. Bu nedenle öğretmen maaşı, diğer mesleklerden daha yüksek olmalıdır.
Bu vesile ile tekrar ifade etmek isteriz ki; öğretmenlerimiz, Milli Ekonomi Modeli ve sosyal devlet anlayışı ile hak ettiği değeri bizim iktidarımız döneminde bulacak, eğitimde kronikleşen sorunlar bizim dönemimizde çözülecektir.
Bu duygularla bütün öğretmenlerimizin öğretmenler gününü kutluyorum…"
* * *
Tarih 2021. Pandemiye rağmen 2020 yılında ekonominin % 7 büyüdüğü açıklandı. Başta cumhurbaşkanı olmak üzere Maliye Bakanı da bu rakamlar dünyanın en çok büyüyen ekonomisine sahibiz, dediler.
Öğretmenler ise atama bekliyordu ve ekonomiyi % 7 büyüten Hazine ve Maliye Bakanı atama bekleyen öğretmenlere "Sabretsinler, elimizden geleni yapacağız" demişti.
Yaptılar! 20 bin öğretmen atama kararı aldılar. Oysa insan eğitmek için hazır yarım milyon, resmi rakamlara göre de acil ihtiyaç olan 140 bin öğretmen açığı vardı. Bu kararı protesto etmek isteyen öğretmenler 3 Haziran'da Ankara Ulus Meydanında toplandı ve 40 bin olmasını talep ettiler. Tabi seslerini duyan olmadı.
Ve geçtiğimiz günlerde Cumhurbaşkanı Hatay'a gitti. Bir gurup atama bekleyen öğretmen nasıl olduysa Sayın Erdoğan'a yaklaşarak, '80 bin atama sözünü' hatırlattılar.
Sayın Erdoğan; "Biz alacağımızı aldık" cevabını verdi.
Bir öğretmen: "Yalvarıyoruz Reisim. 40 bin ek atama dediniz."
Erdoğan, "Hiçbir dönemde alınmadığı kadar (öğretmen) aldık" dedi. Malum öğretmen, "O kadar yalvardık" diye seslice iç geçirdi.
Ne kadar hazin bir durum! İnsan eğitmenleri bile pes etmiş, haklarını istemekten vazgeçmiş bir vaziyette.
Nasıl mı? 500 bin öğretmen. 140 bin açık. Ama 40 bin kişi alın yeter, mantığı. Kalan 100 bin artı 300 bin öğretmen ne olacak? Eğitimli insanlar bile hakkını arayamıyorsa, asıl olarak, seçtikleri vekillere yaptırım gücünü devreye koyamıyorsa eğitimsiz insanların hali ne olacak?
- Türkiye’yi batırdı ama Suriye’yi ayağı kaldıracak! / 25.12.2024
- Bu sorumluluğu tarih değil ABD yükledi / 23.12.2024
- İslam’da fakirlik sınırı / 22.12.2024
- ABD, Şam’a indi / 21.12.2024
- Doğu'nun kızı Butto, Alman kızı Merkel ve Erdoğan / 20.12.2024
- İsrail endişeli, Yunanistan ise panikteymiş / 19.12.2024
- AKP döneminde 28 Şubat manzaraları / 18.12.2024
- Türkiye’yi soracak olursanız! / 16.12.2024
- İsrail için milli stratejiler - 2 / 15.12.2024