İnsanın ruhunu dinlendirir Nutuk.
Şahsen çok severek ve büyük bir gururla okurum.
Okurken gözyaşı dökmeyene, ancak taş denir!
Bugünlere nereden geldin, nasıl geldin, şimdi ne durumdasın ve sen kimsin sorularının tüm yanıtlarını, Nutuk'ta bulabilirsiniz.
6 günde ve 36 saatte okunmuş yeryüzünde başka bir manifesto yoktur.
Özellikle de gençler bugünlerde bu Nutuk'u çok ama çok okumalıdır.
Bugünlük sadece bir damlasıyla yetinelim:
"Ey Türk Gençliği! Birinci vazifen; Türk bağımsızlığını, Türk Cumhuriyeti'ni sonsuzluğa kadar muhafaza ve müdafaa etmektir. Mevcudiyetinin ve geleceğinin yegâne temeli budur. Bu temel senin en kıymetli hazinendir. İstikbalde dahi, seni bu hazineden yoksun bırakmak isteyecek dâhili ve harici bedhahların (kötülüğünü isteyenler) olacaktır.
Bir gün, istiklal ve Cumhuriyet'i koruma mecburiyetine düşersen, vazifeye atılmak için, içinde bulunacağın vaziyetin imkân ve şartlarını düşünmeyeceksin! Bu imkân ve şartlar, çok elverişsiz bir mahiyette tezahür edebilir.
İstiklal ve Cumhuriyeti'ne kastedecek düşmanlar, bütün dünyada benzeri görülmemiş bir galibiyetin temsilcileri olabilirler. Zorla ve hile ile aziz vatanın bütün kaleleri zapt edilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve memleketin her köşesi fiili olarak işgal edilmiş olabilir. Bütün bu şartlardan daha acı ve daha korkunç olmak üzere, memleketin dâhilinde, iktidara sahip olanlar gaflet ve dalalet ve hatta hıyanet içinde bulunabilirler. Hatta bu iktidar sahipleri, şahsi çıkarlarını işgalcilerin siyasi emelleriyle birleştirebilirler. Millet yokluk ve yoksulluk içinde harap ve bitkin düşmüş olabilir.
Ey Türk istikbalinin evladı! İşte bu durum ve şartlar içinde dahi vazifen, Türk istiklal ve Cumhuriyeti'ni kurtarmaktır! Muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asil kanda mevcuttur!"
Eşsiz Atatürk, Türk milletine hesap vermek gibi yüce bir ahlaka sahip bir liderdi.
İşte buna çarpıcı bir örnek:
Mustafa Kemal Atatürk, Beytülmale (devlet hazinesine) bakışını ortaya koyan bir uygulamayı Sivas Kongresi için 2 Eylül 1919'da Sivas'a geldiğinde hayata geçirmiştir.
Kongre çalışmalarına başlarken Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti İkinci Başkanı Rasim Bey'den kendisine hizmet etmek üzere bir personel bulmasını istemiş, Rasim Bey de 4 Eylül Lisesi'nin idari işlerinde görevli Hacı Derviş'i uygun görerek Paşa'ya göndermiştir.
Hacı Derviş, Mustafa Kemal Paşa ile görüşmesini şöyle anlatmaktadır:
"Atatürk pantolonunun cebinden para kesesi çıkardı. Bütün paraları önündeki masanın üzerine döktü. 'Al bunları çarşıya git, bana çok büyük bir hesap defteri al', dedi. Acele çarşıya giderek defteri alıp liseye döndüm. Gazi, yarından itibaren bütün masrafları kuruşu kuruşuna bu deftere yaz emrini verdi. Paşam bu hengâmede senden kim hesap sorabilir dedim.
"Çocuk bir gün gelir, millet benden de başkasından da tek tek hesap sorar" dedi. Gazi Sivas'tan ayrılırken isteği üzerine o defteri teslim ettim.
Sonuç:
Siz bakmayın bugüne ve yaşanan olaylara.
Korku ve baskılara.
Sindirme ve etkisizleştirme çabalarına.
Asla unutulmamalıdır ki, bu milletin adına, TÜRK MİLLETİ denir!
Ve günü geldiğinde, mutlaka hesabını sorar.
Bu ülkede hesap sorulamayacak tek insan, ATATÜRK'tür.
Nokta!
- Harbiye Marşı'nı çok severim / 21.01.2025
- Teğmenler bu ülkenin namusudur / 20.01.2025
- Milli ittifak şart oldu! / 15.01.2025
- Anayasa 42-66-101 çarpmasın! / 09.01.2025
- Anayasa değil, kafalar değişmeli! / 07.01.2025
- 23 yıldır milleti silkeliyorlar! / 02.01.2025
- ‘Kürtçe’ diye bir dil yoktur / 01.01.2025
- Lanet olsun Emevilere! / 31.12.2024
- Atatürk’e kılıç çekeni Allah affetmez! / 30.12.2024