Danışmanları mı artık kim buluyor ve veriyorsa Erdoğan, uçlarda uçuyor. Belki toplumumuzda 500 binde bir olan örnekleri vererek genellemelerde bulunuyor. Erdoğan'ın Soma faciası ve Fetih yıldönümü günlerinde aynı ucube örnekleri vermesi dikkatimi çekti. Tabi bu örnekler hem Gezi yıldönümü için bir gözdağı hem de yaklaşan seçimler için ön hazırlıktı. Ama ortada ihtiraslar için yazık edilen bir millet vardı? "Bundan 1 yıl önce, İstanbul'da bazı kendini bilmezler, bazı densizler, gittiler duvarlara 'Zulüm 1453'te başladı" diye yazdılar." Dedim ya! Bunlar olsa olsa 500 binde bir olur. Yani 76 milyonda 152 kişi olur. Onlar da zaten Anadolu çocuğu değillerdir. İyi de sokaktaki sıradan bir vatandaşımız bile kale almayacağı, anlamsız yazı veya benzer sloganları Başbakan neden gündem ediyor? Artı yaşanmadığı bizzat kamera görüntüleri ve şahıs ifadeleriyle belgelenen "Dolmabahçe'deki başörtülü bacısına" saldırı iddialarını neden ısıtıp, milletin önüne getiriyor? Yine aynı şekilde doğru söylediği, camide içki filan içilmedi, dediği için sürgün yiyen müezzine rağmen camileri bu söylemlerine katıyor. Böyle bir siyaset tarzı veya mantığı var mı, bilmiyorum ama icraatına tanık oluyoruz. Bu siyaset mantığının ne kadar ahlaki olduğunu bilmem ama ortaya koyanların ilk önce kendi kapılarının önlerini temizlemeleri gerekir, diye düşünüyorum. Öyle ya! Seninki benden kara, diye bir atasözümüz var. Bu mealde Erdoğan ve partisinin acilen temizlemesi, açıklama yapması, yargıya gitmesi gereken söylem ve iddialar var. Mesela; Geçen dönem AKP'den, Elazığ vekili olan Fevzi İşbaşaran Twitter'dan Tayyip Erdoğan'a şöyle sesleniyor (ki, bu bana göre camide şarap içilmesinden daha vahim bir durumdur);"Utanmaz adam. Senin kızın Arap Emirleri ile Petrus Şarabı içiyor. Yayınlamaktan utanıyoruz. Hiç bir şey gizli kalmaz. Londra garsonları yayınlar" diyor. Kızılay İstanbul Şubesi Başkanı, Bakan kardeşi? Her halde CHP veya MHP'li değildir. Erdoğan'ın cam, çerçeve indirmekle, şarapçılıkla, hainlikle vs. suçladığı sokak eylemcilerinden daha vahim, daha bölücü, daha yıkıcı bir tavır ortaya koydu. Erdoğan'dan hala tık çıkmadı. "Eğer arpanız fazla geldiyse, o arpayı önünüzden almayı da biliriz! Arpa taşıyanları da biliriz!", "Ya bu ülkede eşşek gibi yaşayacaksınız, ya da defolup gideceksiniz! Sizlere her kim destek oluyor, yüz veriyorsa o da şerefsizdir!"Başka! Yarım katrilyona yakın vergi affı alan, havuz medyasının sadık üyesi, ihalelerin vazgeçilmezi artı ve artı şöhretini "bu milletin a?na koyacağım" sözüyle yakalanan ve tesadüf o ki(!) Rizeli olan iş adamına kimse "şiiit alo" bile demedi. Hele hele Başbakan'ın emriyle cari açığın yüzde 15'ini kapattığını iddia eden ama karısından 7 kat daha az vergi veren, AKP kurmaylarının yakın dostu Rıza Zarrap'ın hal, söz, hareket ve duruşlarına iyi bir müfessir lazım. Bakara, makara, milyonları erit, kalanı melemen yap bölümü zaten malumunuz. Kısaca kitap yazmak istemediğim için burada kesiyorum. Onun için uçlarda gezmeye gerek yok. Milletimizin huzur ve güvene ihtiyacı var. Nefret eken yarın acı biçer, gözyaşı biçer, kan selinde boğulur? İETT anım! Hem de çok taze Evet, 30 Mayıs günü E-5 üzerinde saat 14 civarları bir duraktayım ama durak dolu. Biz de kalabalığa karıştık. Ama kalabalık homurdanıyor. İşimiz gereği kulak kabarttık. "30 kadar saydım? Allah b.. versin, bizim otobüs hala gelmedi" vs. Ben de dikkat ettim. İETT otobüsleri bolca geçiyor ama önlerinde görevli yazıyor. Otobüslerin içinde kız çocukları. Hemen hepsi devlet erkanı eşlerinin tercih ettiği sitilde başlarını bağlamışlar. Olayı çözdüm. Akşam izlediğim haberlerde beni doğruladı. Fetih kutlamaları yapılacak, Erdoğan katılacak. Haliyle insan taşınması lazım? Yanımdaki amcanın sesi iyice yükselmeye başladı; "Bunun hesabını soracak." Kim soracak, deyince, adam biraz da kızarak, "Allah soracak" dedi. Ama Allah ilk önce bunlara, o koltuğu teslim edenlere hesap sorar, dedim. Bizim ne suçumuz var, demez mi! Bir günaha sebep olan o günahı işleyen gibi değil midir, diye masumca sordum. Meğer amcanın damarına basmışız? Ne yapalım, başka kime verelim, dedi. Niye şikâyet ediyorsun o zaman? Otobüs gelmedi? O zaman şikâyet yok. Adam hazmedemedi. Aynı nakarata (ne yapalım, başka kime verelim) ben İsrail düşmanıyım, eklentisi yaparak, aklanma yoluna gitti. Yaş farkını sıfırlayarak, bak kardeşim! Senin kapına kadar Haydar Baş'ın adamları gelmedi mi! Geldi. AB'ye, ABD'ye, kapitalizme hayır, demediler mi! Dediler. Ellerinde noter senetleriyle asgari ücretin 4 bin TL olacağını, sağlık, eğitimin bedava olacağını?" anlatmadılar mı! Anlattılar. Amca başını yerden hiç kaldırmadı. Birileri bu hali sezmiş olacak ki! Benim otobüsü gönderdi. Ben, bindim. Amca beklemeye devam etti?
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Akın Aydın / diğer yazıları
- İktidarın kutsal (!) haç ve Konstantinapol sessizliği / 11.04.2025
- İktidara karşı değilse istediğiniz kadar yürüyebilirsiniz / 10.04.2025
- Papazı nasıl aldık hatırlıyor musun? / 09.04.2025
- Siyasette üçüncü yol şart mı? / 08.04.2025
- Alparslan Türkeş’in vefat yıl dönümünden önce / 07.04.2025
- Sayın Erdoğan’ın nefretten doğan AB aşkı -2- / 06.04.2025
- Sayın Erdoğan’ın nefretten doğan AB aşkı -1- / 05.04.2025
- Boykotun babasını yaptılar, yapıyorlar / 04.04.2025
- Erdoğan’ın ‘Filistin’ nöbeti / 03.04.2025
- İktidar sanki hiç sandık gelmeyecekmiş gibi hareket ediyor / 01.04.2025
- İktidara karşı değilse istediğiniz kadar yürüyebilirsiniz / 10.04.2025
- Papazı nasıl aldık hatırlıyor musun? / 09.04.2025
- Siyasette üçüncü yol şart mı? / 08.04.2025
- Alparslan Türkeş’in vefat yıl dönümünden önce / 07.04.2025
- Sayın Erdoğan’ın nefretten doğan AB aşkı -2- / 06.04.2025
- Sayın Erdoğan’ın nefretten doğan AB aşkı -1- / 05.04.2025
- Boykotun babasını yaptılar, yapıyorlar / 04.04.2025
- Erdoğan’ın ‘Filistin’ nöbeti / 03.04.2025
- İktidar sanki hiç sandık gelmeyecekmiş gibi hareket ediyor / 01.04.2025