Prof. Dr. Haydar Baş'ın Milli Ekonomi Modeli'nde tanımladığı "Milli Para", istikrarı olan ve ülkenin varlıklarına mukabil basılan paradır.
Bir paranın tasarruf kabiliyeti örselenmişse yani paranın değeri devamlı düşüyorsa bu para Milli Para olma vasfını kazanamaz.
Değeri devamlı düşen ve istikrarı olmayan bir para ticaret ve alışveriş için uygun olmadığı gibi kimse böyle bir parayı elinde tutmak istemez. Dolayısıyla bir paranın "Milli Para" olması için ekonominin sağlam temellere oturması şarttır. Eğer ekonomide daimi bir istikrarsızlık varsa orada "Milli Para" kavramından söz edilemez.
Enflasyon mal ve hizmet fiyatlarının veya genel fiyat seviyesinin yukarı yönlü hareket etmesidir. Enflasyonist ortamlarda Milli Para sistemini uygulamak mümkün değildir.
"Milli Para" sisteminin bir özelliği üretilen mal ve hizmetlere karşı olarak basılması olduğuna göre piyasadaki mal ve hizmet üretimi oranında para sürülmesi enflasyona yol açmaz fakat üretim yani arz tarafı artmadan para miktarı arttırılırsa bu enflasyona yol açar.
Eğer bir ekonomi devamlı yüksek dış ticaret açıkları veriyorsa "Milli Para" sisteminin de uygulanması mümkün olmaz. Çünkü yüksek dış ticaret açıkları yerli parayı değersizleştirerek para olma fonksiyonlarını yok ettiği gibi diğer ülke para birimlerine karşı savunmasız hale getirir ki bunun sonuncunda şirketler, şahıslar, yatırımcılar hatta hükümetin kendisi bile güvenli liman olarak altına ve diğer para birimlerine yanaşırlar.
Ancak dış fazla veren ekonomiler kendi para birimlerinin değerini muhafaza altına alabilirken dış ticaret açığı veren ülkelerin paraları kendi ülkelerinde bile adeta geçersiz olur, bunun sonucunda ülke ekonomisi açık pazar haline gelir, ucuz iş gücü cennetine döner ve yerli para ile fiyatlama bile yapılamaz.
Bir an için Türkiye ekonomisinin her yıl 500 milyar dolar değerinde dış ticaret fazlası verdiğini ve Merkez Bankası rezervlerinde ülkemizin yeraltı ve yerüstü kaynaklarına mukabil olarak basılan trilyonlarca dolar değerinde rezerv olduğunu düşünelim. İşte bu şartlar altında Merkez Bankası TL'nin kıymetini belirleme gücüne sahip olur.
Merkez Bankası bu yüksek rezervler ve dış ticaret fazlası ile TL/dolar paritesini istediği seviyede tutabilir. MB, eğer TL/dolar paritesini 2 lirada sabitlerse, 2 TL getiren herkese bir dolar veya 1 dolar getiren herkese 2 TL verilebilirse bir anlam taşıyacaktır.
Kasasında trilyonlarca dolar kıymetinde varlık bulunduran bir Merkez Bankası istediği pariteyi koruyabilir. Merkez Bankası'nın değerini belirleyebildiği para "Milli Para"dır. Aksi takdirde günümüzde olduğu gibi sonbahar yaprakları gibi savrulan ve kıymetini dış dünyanın veya dışsal etkilerin belirlediği para "Milli Para" vasfını kazanamaz.
Devletin, hükümetin, kurumların ve kişilerin devamlı surette döviz talebine karşılık veremeyen aciz bir Merkez Bankası ve ekonomi yönetimi döviz bulabilmek için TL'nin değerini devamlı düşürmek ve her seferinde daha yüksek bir dolar kuruna ve faizine razı olmak zorundadır.
Bu durum deniz suyu içmekten farksızdır. Deniz suyu içen birisinin kanmak bir yana harareti daha da artmakta ve susuzluktan ölmek dışında bir seçeneği de maalesef yoktur.
MB, geçen hafta politika faizi yüzde 30'a yükseltti. Bu faiz artışları nerede ve ne zaman duracak? Bilgisi olan var mı? Ekonomi yönetimi freni boşalmış kamyon gibi son hızla çarpacağı yeri aciz bir şekilde bekliyor.
Bu yüzden her gün ekonomi yönetiminin ve ekonomide yönetici pozisyonda olanların, halkın, yatırımcıların gözü faizde, dolar kurunda, altın fiyatlarında, borsada ve değişik yatırım araçlarında olur.
Devamlı dış ticaret açıkları verilen bir ekonomide ücretlerin düşmesi, ülke varlıklarının haraç mezat satılması, siyasi tavizler ve güvenlik problemleri gibi sorunlar baş gösterir. Böylesine savrulan istikrarsız bir ekonomide "Milli Para" kavramı olmaz.
- İç cephe nasıl tahkim edilir? / 04.11.2024
- Bu ne perhiz bu ne lahana turşusu / 03.11.2024
- Çözüm değil çözülme süreci / 25.10.2024
- Hazine üzerinde oturan dilenci olmayalım / 20.10.2024
- Hizbullah, İsrail'i frenlemeye devam ediyor -2- / 13.10.2024
- Hizbullah, İsrail'i frenlemeye devam ediyor / 06.10.2024
- Siper savaşları out Siber savaşları in / 23.09.2024
- Açlık sınırı = asgari ücret + 10.268 TL / 19.09.2024
- Lütfen herkes işini yapsın / 14.09.2024