İçinde bulunduğumuz Zilhicce ayının önemli olaylarından biri de Mübahele olayıdır. "Gelin; oğullarımızı ve oğullarınızı, kadınlarımızı ve kadınlarınızı, öz benliklerimizi ve öz benliklerinizi çağıralım, mübahele edelim de Allah'ın lanetini yalancılar üzerine salalım." (Al-i İmran-61)
Mübahele ayetinin de içinde bulunduğu Âl-i İmrân suresinin ilk 80 ayetinin nüzul sebebi olarak Necran Hıristiyanlarından bir heyetin Hz. Peygamber'le yaptığı tartışma gösterilmiştir.
Resul-i Kibriya Muhammed Mustafa (s.a.a) efendimiz Necran Hıristiyanlarını İslâmiyet'e davet ettikten sonra, onların büyük âlimlerinden olan yaklaşık altmış kişilik bir heyet ile birlikte Hicretin 9. (631) yılında Medine'ye geldiler. Allah Resulü ile yaptıkları bir kaç ilmi münazaralarda, sabit ve muhkem delillerle gereken cevapları alarak yenilgiye uğradılar.
Resûlullah bunları Müslümanlığa davet edince heyetin reisi Oskof-u A'zam Ebu Hârise, "Ey Ahmed! Biz senden önce Müslüman olduk" dedi. Hz. Peygamber domuz eti yemeleri, haça tapınmaları ve İsâ Mesih'i Allah'ın oğlu kabul etmeleri sebebiyle İslamiyet'i benimsemiş sayılamayacaklarını bildirdi.
Resûlullah'ın (s.a.a) delilleri öyle güçlü idi ki; teslim olmaktan başka çareleri de yoktu. Ama makam ve mevki sevgisi ve merkezi otoritenin onlar üzerindeki tehditleri, teslim olmalarına mani oldu. Onlar İslam'ı kabullenmediklerinden dolayı Peygamber Efendimiz Muhammed Mustafa (s.a.a) Allah'ın emri üzerine, doğrunun yalancıdan ayırt edilmesi için onlara mübahele (karşılıklı beddualaşma) yapma önerisinde bulundu. Nasraniler de bu öneriyi kabullenip bu işin yarına bırakılmasını söylediler; Hazret de bu teklifi kabul etti.
Ertesi gün, Nasranilerin hepsi din bilginleri eşliğinde, Medine'nin çıkışında, Resûlullah'ın (s.a.a) kalabalık bir toplulukla onlara gözdağı vermek için geleceğini sanıyorlardı.
Aniden Medine? Kalesi'nin kapısı açıldı; İki cihan serveri Resûlullah (s.a.a), sağında bir genç, solunda hicaplı bir kadın ve ön tarafında ise iki çocuk olduğu bir halde gelerek Nasranilerin karşısındaki bir ağacın altında oturdular. Bunların dışında kimse onlarla gelmemişti.
Nasranilerin en bilgini ve âlimi olan Oskof-u A'zam, Muhammed ile gelenlerin kim olduklarını sordu; "O genç, onun damadı ve amcası oğlu Ebu Talib oğlu Ali'dir, o kadın kendi kızı Fatıma'dır, o iki çocuk ise onun torunları ve kızının evlatları olan Hasan ve Hüseyin'dir" dediler.
Heyetin reisi Oskof-u A'zam Ebu Hârise bu durumu görünce Nasrani âlimlerine şöyle dedi: "Bakınız Muhammed nasıl da kendinden emin bir halde en yakınlarını, evlatlarını ve en çok sevdiği azizlerini mübaheleye getirmiş. Allah'a yeminler olsun ki; eğer onun zerrece tereddüt ve korkusu olsaydı, asla onları getirmez ve mübaheleden vazgeçerdi veya en azından ailesinden olan azizlerini bu hadiseden uzak tutardı. Onunla mübahele yapmamız, kesinlikle doğru değildir. Eğer Rum Kralı'ndan korkmasaydım ona iman ederdim. Öyleyse onun isteklerini kabullenerek anlaşıp kendi şehrimize dönelim."
Diğer Nasraniler de; "Söylediklerinin hepsi doğrudur" diyerek Oskof'u tasdik ettiler. Daha sonra Ebu Hârise, Hz. Peygamber'e; "Biz seninle mübahele yapmıyor, anlaşmak istiyoruz." dedi. Hz. Nebi de onların bu teklifini kabul etti. Barış anlaşması Hz. Ali'nin (a.s) eli ile yazıldı. Daha sonra kendi diyarlarına döndüler. Yolda giderken onların âlimlerinden biri olan Akıb kendi dostlarına şöyle dedi:
"Allah'a and olsun ki; ben ve siz, bu Muhammed'in vaat edilen peygamber ve söylediklerinin de Allah tarafından olduğunu çok iyi biliyoruz. Allah'a yeminler olsun ki; herhangi bir peygamberle mübahele eden kimse, kurtuluşa ermemiştir. Eğer biz de mübahele etseydik, kesinlikle hepimiz helak olurduk ve yer yüzünde bir tane dahi Nasrani kalmazdı. Yeminler olsun, ben onlara baktığımda öyle simalar gördüm ki; eğer Allah'tan isteseydiler, dağları yerinden oynatırlardı."
- Hüseyin Baş güler yüzlülüğü ve samimiyeti / 12.10.2022
- Güller beni Şah Hüseyn’e götürün / 04.08.2022
- Mübahele olayı / 26.07.2022
- Gadir-i Hum’u inkâr / 22.07.2022
- Mikdad bin Esved / 15.07.2022
- Benim dedem / 26.01.2022
- Yeşilay ve Kızılay / 06.03.2021