Geçtiğimiz Pazar günü tarihi bir güne tanıklık ettik, 10. Uluslararası Milli Ekonomi Modeli Kongresi?
Tarihi bir gün; çünkü Milli Ekonomi Modeli'ni (MEM) hala uygulamama noktasında inat eden ülkelerin can çekiştiği, krizlerle boğuşamayacak noktaya geldiği bir dönem yaşıyoruz.
Örneğin ABD? 2008'de küresel krize dönüşen Mortgage krizinin yıkıcı etkisinden hala kurtulamadı. Halkı, yönetimin ekonomi politikalarından memnun değil. MEM'in Milli Paralarla Ticaret formülünün BRICS devletleri tarafından uygulanmasıyla, parasını da eskisi gibi satamıyor. Durum bu olunca da yaşadığı krizi ihraç edemiyor. Ekonomideki çöküşünü örtmek ve imajını da kurtarmak adına bugünlerde daha yoğun bir şekilde sağa sola sataşarak savaş çıkarma arayışında?
Örneğin Fransa? Önceki gün yaklaşık 250 bin kişi, Cumhurbaşkanı Macron'un ABD dayatması kapitalist ekonomi politikalarını protesto etmek için sokaklara döküldü. En büyük eylem Paris'te gerçekleşti ve 38 bin kişi katıldı. Eylemcilerle polis arasında ciddi çatışmalar yaşandı. Göstericiler sık sık, "Macron Fransa satılık değil", "Yaşasın sosyal dayanışma" sloganları attılar. Bu protestolar, elbette ki kapitalizmi dayatan ABD'ye ve sosyal adaletsizliğin nedeni olan Kapitalizme karşı gerçekleşti.
İtalya'da ekonomik sorunlardan dolayı hükümet dayanmıyor, yenisi de kurulamıyor.
Diğer Batılı ülkelerin durumu da farklı değil.
Bir tarafta ekonomisini MEM ile güçlendirmiş olan, krizlere ve Batı'nın haksız yaptırımlarına "bana mısın" demeyen, her geçen gün güçlerine güç katan, dünyanın yeni denge merkezi 4 milyar nüfusa sahip BRICS devletleri?
Diğer tarafta ise inatla uyguladıkları Kapitalizm sebebiyle, halklarıyla, insanlıkla kavga halinde olan, çareyi gerilimlerde arayan, battıkça da batan Batılı ülkeler?
İçindeki hazineyi bir türlü keşfedememiş olan Türkiye'nin hali ise hepsinden kötü, içler acısı? 1 trilyon doları aşkın borç ve 5 liraya dayanarak her gün rekor üstüne rekor kıran dolar kuru? Dolara endeksli borç, dolara endeksli hammadde ve enerji, dolara endeksli benzin ve mazot?
Kısaca Türk insanının hayatı dolara endeksli ve bu dolar arttıkça artıyor. Türk insanının geliri azalıyor, gideri katlanarak artıyor. Devletiyle, kurumlarıyla, milletiyle, Atatürk'ün Osmanlı için söylediği gibi, "uçurumun kenarında yıkık bir ülke" durumundayız, maalesef?
İktidarıyla muhalefetiyle icazet için kapısını aşındırdığığımız okyanus ötesi, siyasilerimizin borç para için el açtıkları küresel güç odakları şimdilerde Türkiye'ye yeni darbeler vurmanın niyetindeler.
ABD Kongresi, 4 Haziran'da ABD'ye gidecek olan Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu'nu yeni yaptırım kararlarıyla karşılamayı planlıyor. Yaptırımlar içinde Türkiye'ye silah satışını kesmeden tutun da F-35'lerin teslim edilmemesine kadar birçok husus var.
İşte MEM kongresi 40'ı aşkın akademisyenle, modelin sahibi Prof. Dr. Haydar Baş'ın katılımıyla böyle kritik bir dönemde gerçekleşti.
Yukarıda örneklerini verdiğimiz ekonomik kötü gidişatın ana sebebi, Kapitalizmin paraya yüklediği misyondu ve bu tarihi kongre buna çözüm üretiyordu.
Çöküş "kirli para" sebebiyleydi, çıkış da ancak "temiz para" ile olmalıydı. MEM Kongresi'nin konu başlığı bile işin formülünü ortaya koyuyordu: "Prof. Dr. Haydar Baş'ın Milli Ekonomi Modeli Tezi Ekseninde Şekillenen Milli Paraların Oluşturduğu Yeni Dünya Düzeni."
Bursa'da Buttim Kongre Merkezi'nde gerçekleştirlen kongreye Rus, Holandalı, Azeri yabancı bilim adamları da katıldı. Türkiye'de siyasetin, Prof. Dr. Baş'ın "Milli Para" ve "Milli Paralarla Ticaret" ifadelerini aşırıp kendilerine mal etmeye çalıştığı bir atmosferde, bu yabancı bilim adamları, bu projelerin Prof. Dr. Baş'a ait olduğunu vurguladılar.
Şu ilginç duruma bakın, kendilerini sözüm ona yerli ve milli olarak tanımlayan siyasilerimiz çalma ve kopya çekme yarışına girerken, elin yabancısı gelerek yiğidin hakkını yiğide veriyor, eşsiz modeli ve çözümleri konusunda Prof. Dr. Baş'ı takdir ediyor.
Hatırlarsanız Prof. Dr. Baş, MEM'in yeni baskısının tanıtım programında şu anlamlı ifadeyi söylemişti: "Dünya bana selam duruyor, Türkiye'de ise selam verecek adam bulamıyorum." Millet olarak ne kadar utansak azdır.
Dilerseniz, Prof. Dr. Haydar Baş'ın eşsiz modelini ona sorarak uygulayan ve böylece dünyanın zirvesine oturan BRICS'in İş Geliştirme Komisyonu Genel Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Vladimir Gorbanovsky'nin şu sözleriyle yazımızı bitirelim:
"Bugün dünyada popüler olan ve dünya nüfusunun yüzde 50'sinin yakinen bildiği 'Milli Para', 2005 yılında Prof. Dr. Haydar Baş tarafından ortaya koyulmuştur. İktisat literatürüne kazandırılmış ve kapitalizmin ezberini bozmuştur. BRIC olarak bilinen birlik, 2009 yılında kuruldu. 2011 yılında G. Afrika'yı da yanına alarak BRICS 'e dönüştü. Birlik dünyaya mesajını "Milli paralarla ticaret yapalım" cümlesiyle vermektedir. Biliyorum ki Türk halkı da 'Milli Para'dan haberdardır. Zira milli paranın mucidi Haydar Baş'tır. Bizim arzumuz Türkiye'nin milli paralarla ticaret yapacağı BRICS birliğinde yerini almasıdır. Bu Türkiye için zor olmayacaktır çünkü milli paranın mucidi Haydar Baş sizden. Onun için neden BRICS-T olmasın diyor saygılar sunuyorum."
Tarihi bir gün; çünkü Milli Ekonomi Modeli'ni (MEM) hala uygulamama noktasında inat eden ülkelerin can çekiştiği, krizlerle boğuşamayacak noktaya geldiği bir dönem yaşıyoruz.
Örneğin ABD? 2008'de küresel krize dönüşen Mortgage krizinin yıkıcı etkisinden hala kurtulamadı. Halkı, yönetimin ekonomi politikalarından memnun değil. MEM'in Milli Paralarla Ticaret formülünün BRICS devletleri tarafından uygulanmasıyla, parasını da eskisi gibi satamıyor. Durum bu olunca da yaşadığı krizi ihraç edemiyor. Ekonomideki çöküşünü örtmek ve imajını da kurtarmak adına bugünlerde daha yoğun bir şekilde sağa sola sataşarak savaş çıkarma arayışında?
Örneğin Fransa? Önceki gün yaklaşık 250 bin kişi, Cumhurbaşkanı Macron'un ABD dayatması kapitalist ekonomi politikalarını protesto etmek için sokaklara döküldü. En büyük eylem Paris'te gerçekleşti ve 38 bin kişi katıldı. Eylemcilerle polis arasında ciddi çatışmalar yaşandı. Göstericiler sık sık, "Macron Fransa satılık değil", "Yaşasın sosyal dayanışma" sloganları attılar. Bu protestolar, elbette ki kapitalizmi dayatan ABD'ye ve sosyal adaletsizliğin nedeni olan Kapitalizme karşı gerçekleşti.
İtalya'da ekonomik sorunlardan dolayı hükümet dayanmıyor, yenisi de kurulamıyor.
Diğer Batılı ülkelerin durumu da farklı değil.
Bir tarafta ekonomisini MEM ile güçlendirmiş olan, krizlere ve Batı'nın haksız yaptırımlarına "bana mısın" demeyen, her geçen gün güçlerine güç katan, dünyanın yeni denge merkezi 4 milyar nüfusa sahip BRICS devletleri?
Diğer tarafta ise inatla uyguladıkları Kapitalizm sebebiyle, halklarıyla, insanlıkla kavga halinde olan, çareyi gerilimlerde arayan, battıkça da batan Batılı ülkeler?
İçindeki hazineyi bir türlü keşfedememiş olan Türkiye'nin hali ise hepsinden kötü, içler acısı? 1 trilyon doları aşkın borç ve 5 liraya dayanarak her gün rekor üstüne rekor kıran dolar kuru? Dolara endeksli borç, dolara endeksli hammadde ve enerji, dolara endeksli benzin ve mazot?
Kısaca Türk insanının hayatı dolara endeksli ve bu dolar arttıkça artıyor. Türk insanının geliri azalıyor, gideri katlanarak artıyor. Devletiyle, kurumlarıyla, milletiyle, Atatürk'ün Osmanlı için söylediği gibi, "uçurumun kenarında yıkık bir ülke" durumundayız, maalesef?
İktidarıyla muhalefetiyle icazet için kapısını aşındırdığığımız okyanus ötesi, siyasilerimizin borç para için el açtıkları küresel güç odakları şimdilerde Türkiye'ye yeni darbeler vurmanın niyetindeler.
ABD Kongresi, 4 Haziran'da ABD'ye gidecek olan Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu'nu yeni yaptırım kararlarıyla karşılamayı planlıyor. Yaptırımlar içinde Türkiye'ye silah satışını kesmeden tutun da F-35'lerin teslim edilmemesine kadar birçok husus var.
İşte MEM kongresi 40'ı aşkın akademisyenle, modelin sahibi Prof. Dr. Haydar Baş'ın katılımıyla böyle kritik bir dönemde gerçekleşti.
Yukarıda örneklerini verdiğimiz ekonomik kötü gidişatın ana sebebi, Kapitalizmin paraya yüklediği misyondu ve bu tarihi kongre buna çözüm üretiyordu.
Çöküş "kirli para" sebebiyleydi, çıkış da ancak "temiz para" ile olmalıydı. MEM Kongresi'nin konu başlığı bile işin formülünü ortaya koyuyordu: "Prof. Dr. Haydar Baş'ın Milli Ekonomi Modeli Tezi Ekseninde Şekillenen Milli Paraların Oluşturduğu Yeni Dünya Düzeni."
Bursa'da Buttim Kongre Merkezi'nde gerçekleştirlen kongreye Rus, Holandalı, Azeri yabancı bilim adamları da katıldı. Türkiye'de siyasetin, Prof. Dr. Baş'ın "Milli Para" ve "Milli Paralarla Ticaret" ifadelerini aşırıp kendilerine mal etmeye çalıştığı bir atmosferde, bu yabancı bilim adamları, bu projelerin Prof. Dr. Baş'a ait olduğunu vurguladılar.
Şu ilginç duruma bakın, kendilerini sözüm ona yerli ve milli olarak tanımlayan siyasilerimiz çalma ve kopya çekme yarışına girerken, elin yabancısı gelerek yiğidin hakkını yiğide veriyor, eşsiz modeli ve çözümleri konusunda Prof. Dr. Baş'ı takdir ediyor.
Hatırlarsanız Prof. Dr. Baş, MEM'in yeni baskısının tanıtım programında şu anlamlı ifadeyi söylemişti: "Dünya bana selam duruyor, Türkiye'de ise selam verecek adam bulamıyorum." Millet olarak ne kadar utansak azdır.
Dilerseniz, Prof. Dr. Haydar Baş'ın eşsiz modelini ona sorarak uygulayan ve böylece dünyanın zirvesine oturan BRICS'in İş Geliştirme Komisyonu Genel Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Vladimir Gorbanovsky'nin şu sözleriyle yazımızı bitirelim:
"Bugün dünyada popüler olan ve dünya nüfusunun yüzde 50'sinin yakinen bildiği 'Milli Para', 2005 yılında Prof. Dr. Haydar Baş tarafından ortaya koyulmuştur. İktisat literatürüne kazandırılmış ve kapitalizmin ezberini bozmuştur. BRIC olarak bilinen birlik, 2009 yılında kuruldu. 2011 yılında G. Afrika'yı da yanına alarak BRICS 'e dönüştü. Birlik dünyaya mesajını "Milli paralarla ticaret yapalım" cümlesiyle vermektedir. Biliyorum ki Türk halkı da 'Milli Para'dan haberdardır. Zira milli paranın mucidi Haydar Baş'tır. Bizim arzumuz Türkiye'nin milli paralarla ticaret yapacağı BRICS birliğinde yerini almasıdır. Bu Türkiye için zor olmayacaktır çünkü milli paranın mucidi Haydar Baş sizden. Onun için neden BRICS-T olmasın diyor saygılar sunuyorum."
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Murat Çabas / diğer yazıları
- İstanbul'daki tüm riskli binalar yeniden inşa edilebilir! / 26.04.2025
- 23 Nisan neden çocuklara armağan edildi? / 23.04.2025
- Türki cumhuriyetlerin 'Kıbrıs' kararı, dış politikadaki zafiyetimizdir / 22.04.2025
- Ege politikamız da, Kıbrıs politikamız da fiyasko! / 19.04.2025
- Don felaketi tarımı vurdu, peki şimdi ne olacak? / 17.04.2025
- Prof. Dr. Haydar Baş’ı tanımak sorumluluk gerektirir / 16.04.2025
- 'O'nun yetiştirdikleri bu vatanın garantörleri, bu milletin yılmaz savunucularıdır' / 14.04.2025
- Birlik ve beraberliğe adanmış bir ömür / 12.04.2025
- Öcalan açılımı, terörsüz Türkiye’ye götürür mü? / 10.04.2025
- Siyasette 3. yol tek seçenek / 09.04.2025
- 23 Nisan neden çocuklara armağan edildi? / 23.04.2025
- Türki cumhuriyetlerin 'Kıbrıs' kararı, dış politikadaki zafiyetimizdir / 22.04.2025
- Ege politikamız da, Kıbrıs politikamız da fiyasko! / 19.04.2025
- Don felaketi tarımı vurdu, peki şimdi ne olacak? / 17.04.2025
- Prof. Dr. Haydar Baş’ı tanımak sorumluluk gerektirir / 16.04.2025
- 'O'nun yetiştirdikleri bu vatanın garantörleri, bu milletin yılmaz savunucularıdır' / 14.04.2025
- Birlik ve beraberliğe adanmış bir ömür / 12.04.2025
- Öcalan açılımı, terörsüz Türkiye’ye götürür mü? / 10.04.2025
- Siyasette 3. yol tek seçenek / 09.04.2025