Başkalarının fikrinden ve eserinden yararlanmak mümkündür. Ancak bunun kuralları vardır. Bu kurallar 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu'nda düzenlenmiştir.
Kanunun 35. maddesinde; iktibasın belli olacak şekilde yapılması lazımdır. İlim eserlerinde, iktibas hususunda kullanılan eserin ve eser sahibinin adından başka bu kısmın alındığı yer de belirtilir.
Ayrıca aynı kanunun 13. maddesi; eser sahibinin, eserlerin tamamında ya da parçalarında mali ve manevi tüm hak ve yetkiye sahip olduğu, 15. maddesinde; eseri umuma arz etme, kamuoyu ile paylaşma salahiyetinin münhasıran eser sahibine ait olduğu, 16. maddesinde ise; eserde değişiklik yapma, ekleme ya da çıkarma yapma hak ve yetkisinin yine eser sahibine ait olduğu düzenlenmiştir.
Yani bir eser ya da fikri ilk meydana getiren kişi o eser ya da fikir ile ilgili tüm maddi ve manevi hakka sahiptir. Onun eserinden ya da fikrinden istifade etmek, alıntı yapmak için alıntı yapılan fikrin kime ait olduğu ifade edilmeli ve ilgili görüşün hangi eserin hangi sayfasında yer aldığı da belirtilmelidir.
Aslında siyasi ahlak da, bilim ahlakı da bunu gerektirir. Ancak ülkemizdeki siyasetçiler, hukuk kurallarını da, ahlak kurallarını da tanımadan hareket etmektedirler.
Birkaç örnek vermek istiyoruz:
Erdoğan: "Milli ve yerli para ile kur oyununu bozacağız." (gazete haberi fotoğrafı)
Malum mevcut ekonomik görüşe göre; paranın millisi olmaz, ırkı dini olmaz.
Sayın Cumhurbaşkanı da bu genel deyişi çok kez kullandığını biliyoruz.
Yerli ve milli para ilk kez Milli Ekonomi Modeli'nde tanımlanmıştır.
Milli Ekonomi Modeli'nin 1. baskısının (Bakü, 2005) 77-85. sayfalarında Milli Para tanımlanmıştır. Hem para o güne kadar hiç tanımlanmadığı şekliyle tanımlanmış hem de Milli Para şeklinde bir kavram ekonomi literatürüne kazandırılmıştır.
Milli Ekonomi Modeli'nde tanımlanan Milli Para; milletin emek ve üretimine karşılık basılan paradır. Yani döviz rezervine karşılık basılan para değildir.
Üzerinde TL yazan, Türkçe yazılar olan Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ne ait Türk Lirası, Milli Para değildir. Tezin sahibi Haydar Baş bu duruma da çok güzel bir tanımlama yapmıştır. Tercüme para; karşılığı milletin emek ve üretimi değil, döviz olduğu için dövizin tercümesidir. Çünkü Türkiye Cumhuriyeti Devleti TL'yi, tuttuğu döviz rezervine karşılık basmaktadır. Halbuki; Haydar Baş'ın tanımladığı Milli Para kendi halkının emek ve üretimine karşılık (GSMH'ya karşılık) basılan paradır.
Demek ki; paranın üzerindeki yazıların Türkçe olması ile, paranın adının Türk lirası olması ile milli paraya sahip olamıyorsunuz. Dövizin tercümesi olan parayı, milli para zannederek "döviz oyununu bozacağız" derseniz yangına benzin dökmüş olursunuz.
Bir tezin sahibini görmezden gelerek kitabın içindeki görüşleri kendi çözümü imiş gibi anlatan kişi, gözleri görmeyen birinin kopya çekmesine benzer. Kendini komik duruma düşürür, kopya da çekemez.
(devam edeceğiz...)
Kanunun 35. maddesinde; iktibasın belli olacak şekilde yapılması lazımdır. İlim eserlerinde, iktibas hususunda kullanılan eserin ve eser sahibinin adından başka bu kısmın alındığı yer de belirtilir.
Ayrıca aynı kanunun 13. maddesi; eser sahibinin, eserlerin tamamında ya da parçalarında mali ve manevi tüm hak ve yetkiye sahip olduğu, 15. maddesinde; eseri umuma arz etme, kamuoyu ile paylaşma salahiyetinin münhasıran eser sahibine ait olduğu, 16. maddesinde ise; eserde değişiklik yapma, ekleme ya da çıkarma yapma hak ve yetkisinin yine eser sahibine ait olduğu düzenlenmiştir.
Yani bir eser ya da fikri ilk meydana getiren kişi o eser ya da fikir ile ilgili tüm maddi ve manevi hakka sahiptir. Onun eserinden ya da fikrinden istifade etmek, alıntı yapmak için alıntı yapılan fikrin kime ait olduğu ifade edilmeli ve ilgili görüşün hangi eserin hangi sayfasında yer aldığı da belirtilmelidir.
Aslında siyasi ahlak da, bilim ahlakı da bunu gerektirir. Ancak ülkemizdeki siyasetçiler, hukuk kurallarını da, ahlak kurallarını da tanımadan hareket etmektedirler.
Birkaç örnek vermek istiyoruz:
Erdoğan: "Milli ve yerli para ile kur oyununu bozacağız." (gazete haberi fotoğrafı)
Malum mevcut ekonomik görüşe göre; paranın millisi olmaz, ırkı dini olmaz.
Sayın Cumhurbaşkanı da bu genel deyişi çok kez kullandığını biliyoruz.
Yerli ve milli para ilk kez Milli Ekonomi Modeli'nde tanımlanmıştır.
Milli Ekonomi Modeli'nin 1. baskısının (Bakü, 2005) 77-85. sayfalarında Milli Para tanımlanmıştır. Hem para o güne kadar hiç tanımlanmadığı şekliyle tanımlanmış hem de Milli Para şeklinde bir kavram ekonomi literatürüne kazandırılmıştır.
Milli Ekonomi Modeli'nde tanımlanan Milli Para; milletin emek ve üretimine karşılık basılan paradır. Yani döviz rezervine karşılık basılan para değildir.
Üzerinde TL yazan, Türkçe yazılar olan Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ne ait Türk Lirası, Milli Para değildir. Tezin sahibi Haydar Baş bu duruma da çok güzel bir tanımlama yapmıştır. Tercüme para; karşılığı milletin emek ve üretimi değil, döviz olduğu için dövizin tercümesidir. Çünkü Türkiye Cumhuriyeti Devleti TL'yi, tuttuğu döviz rezervine karşılık basmaktadır. Halbuki; Haydar Baş'ın tanımladığı Milli Para kendi halkının emek ve üretimine karşılık (GSMH'ya karşılık) basılan paradır.
Demek ki; paranın üzerindeki yazıların Türkçe olması ile, paranın adının Türk lirası olması ile milli paraya sahip olamıyorsunuz. Dövizin tercümesi olan parayı, milli para zannederek "döviz oyununu bozacağız" derseniz yangına benzin dökmüş olursunuz.
Bir tezin sahibini görmezden gelerek kitabın içindeki görüşleri kendi çözümü imiş gibi anlatan kişi, gözleri görmeyen birinin kopya çekmesine benzer. Kendini komik duruma düşürür, kopya da çekemez.
(devam edeceğiz...)
Lütfullah Önder / diğer yazıları
- Sararan sendikalar / 23.03.2023
- Toplumsal barış projesi üzerine bir analiz – 2 / 10.03.2023
- Toplumsal Barış Projesi üzerine bir analiz - 1 / 09.03.2023
- Doğuştan imtiyazlı muhalefet / 14.01.2023
- AKP gömleğini çıkarmamış muhalefet / 13.01.2023
- Paraya hükmetme çağı / 26.07.2022
- Ekonomik kurtuluş savaşı -5- / 10.01.2022
- Ekonomik kurtuluş savaşı -3- / 08.01.2022
- Ekonomik kurtuluş savaşı / 06.01.2022
- Ekonomide ağır faturalar ödemeye hazır mısınız? / 18.11.2021
- Toplumsal barış projesi üzerine bir analiz – 2 / 10.03.2023
- Toplumsal Barış Projesi üzerine bir analiz - 1 / 09.03.2023
- Doğuştan imtiyazlı muhalefet / 14.01.2023
- AKP gömleğini çıkarmamış muhalefet / 13.01.2023
- Paraya hükmetme çağı / 26.07.2022
- Ekonomik kurtuluş savaşı -5- / 10.01.2022
- Ekonomik kurtuluş savaşı -3- / 08.01.2022
- Ekonomik kurtuluş savaşı / 06.01.2022
- Ekonomide ağır faturalar ödemeye hazır mısınız? / 18.11.2021