Bu söz halkımıza o kadar yerleşmiş ki, vatanla ilgili bir şey söz konusu olduğunda, 'vatan sevgisi imandandır' deriz. Bundan şu sonucu çıkarabiliriz; vatanı sevmek imanımızın da göstergesidir.
Kur'an'a ve sünnete göre vatan mukaddestir. Vatanı için savaşıp ölen şehit olur. Şehitlik öyle yüksek mertebedir ki, ahirette peygamberlikten sonra en yüksek makamdır. Bundan dolayıdır ki, şehitlerin bütün günah ve kusurları affedilmektedir.
İnsanoğlunun en kıymetli varlığı evladıdır. Hele biz anneler için evladı her şeyidir. Evlatlarımız için her türlü fedakârlığı yaparız. Fakat vatan savunması söz konusu olduğunda anaların içi kan ağlasa da evladını vatan savunmasına gönderir. Evladı vatanı için şehit düştüğünde "vatanımız için canımız feda olsun" der.
Peki, vatan neden bu kadar mukaddestir?
Vatan dediğimiz yer neresidir?
Şairimiz şiirinde "Bayrakları bayrak yapan üstündeki kandır./ Toprak eğer uğrunda ölen varsa vatandır" diyor. Bu şiir ülkemiz için söylenmiş olsa gerek, çünkü bu toprakların vatan olması için o kadar bedel ödenmiş ki, bu vatan toprağının her karışı şehit kanlarıyla sulanmış.
Demek ki vatan gerektiğinde canını dahi verebildiğin yerdir.
Vatan kendimizi ait hissettiğimiz yerdir. Vatan aldığımız nefes, içtiğimiz su, bastığımız toprak, yediğimiz aştır…
20-30 yıl Almanya'da kalmış gurbetçimize "Sen nerelisin?" diye sorduğumuzda ben Almanım der mi?
Ben Türküm der. Bu insan orda barınmış, orda çalışmış, orda karnını doyurmuş ama neden vatanı olamamış?
Çünkü öz vatanıyla aidiyet duygusu var, kökleri var. Tabi bu insanlardan bir sonraki nesil için bunu söylemeyebiliriz. Çünkü asimile olacaktır.
Vatan neresidir?
Vatan, aynı zamanda dinimizi özgürce yaşayabildiğimiz yerdir. Vatan, düşüncelerimizi özgürce söyleyebildiğimiz yerdir. Vatan, barındığımız yer, can ve mal emniyetimizin olduğu yerdir.
Türk milleti özgürlüğüne düşkün bir millettir. Atatürk "Türk milleti esaret altında yaşayamaz" demiştir ve bunun mücadelesini vermiştir. Osmanlı imparatorluğu zayıf düşmüş ve toprak kaybetmeye başlamıştır. Elinde kalan son Anadolu topraklarını da kaybetmek üzeredir. Karşısında güçlü devletler vardır. Osmanlı bu ülkelere yenileceğini düşündüğünden Amerika mandasına girmeye hazırdır. Fakat Mustafa Kemal diye genç bir subay bu düşünceye karşı çıkmış ve kurtuluş mücadelesi için çalışmalara başlamıştır. Mustafa Kemal sadece sarayla değil, bu yola beraber çıktığı arkadaşlarıyla da mücadele etmek zorunda kalmıştır. En yakın arkadaşları dahi biz zayıfız, onlarla mücadele edemeyiz; askerimiz zayıf, silahımız yok, Amerika'nın mandasına girelim bu, kötünün iyisi diyorlardı.
Fakat Atatürk bu düşünceyi katiyen kabul etmemiştir. Erzurum Kongresi'nde manda ve himaye kesin dille reddedilmiştir.
Şu anda sömürge ülkelerine baktığımızda özgür olduklarını söyleyebilir miyiz?
Bütün kaynakları sömürülüyor fakat kendileri fakirlik içinde yaşıyorlar. Örneğin Filistin bağımsız bir ülke diyebilir miyiz? Hiçbir emniyetleri kalmamış. Demek ki vatanına sahip çıkmamanın bedeli bu... Bizler ülke olarak Filistin için bir şey yapabiliyor muyuz kınamaktan başka! Zaten halk olarak bir şey yapamayız dua etmekten başka. Fakat şunu yapabiliriz; Büyük Ortadoğu Projesi'ni uygulayan iradeyle beraber olmayabiliriz. Bu projenin içinde bizim topraklarımız da var. Lütfen buna izin vermeyelim.
Ne yapabiliriz?
Tam bağımsızlık diyen, vatan diyen, icazeti halktan almak isteyen Bağımsız Türkiye Partisi'ne destek verebiliriz.
Sözlerimi Orhan Şaik Gökyay'ın 'Bu vatan kimin?' şiiri ile bitirmek istiyorum.
Bu vatan toprağın kara bağrında
Sıradağlar gibi duranlarındır
Bir tarih boyunca onun uğrunda
Kendini tarihe verenlerindir
Tutuşup kül olan ocaklarından
Şahlanıp köpüren ırmaklarından
Hudutlarda gaza bayraklarından
Alnına ışıklar vuranlarındır
Ardına bakmadan yollara düşen
Şimşek gibi çakan sel gibi coşan
Huduttan hududa yol bulup coşan
Cepheden cepheye soranlarındır
İleri atılıp sellercesine
Göğsünden vurulup tam ercesine
Bir gül bahçesine girercesine
Şu kara toprağa girenlerindir
Tarihin dilinden düşmez bu destan
Nehirler gazidir dağlar kahraman
Her taşı yakut olan bu vatan
Can verme sırrına erenlerindir
Gökyayım ne yazsan ziyade değil
Bu sevgi bir kuru ifade değil
Sencileyin hasmı rüyada değil
Topun namlusundan görenlerindir.
- R.Sümeyye Aydın: Hüseyin Baş’ın mücadelesi / 27.05.2023
- FATİH KIVIK: Son çağın bilgesi Prof. Dr. Haydar Baş hocamız / 18.04.2023
- ALİ HAMZA AYDIN: Millete rağmen o koltukta oturulmaz / 28.03.2023
- FATIMA ZEHRA AYDIN: Milletimiz Ata’sını arıyor-1 / 16.02.2023
- Şener KONUKSEVEN: Canım vatanım / 01.11.2022
- Ali Hamza Aydın: Kim bu Hasan Yeşildağ? / 25.08.2022
- Fatma Er : Bırakın yaram kanasın / 18.04.2021
- Ben kime kimin aşkını anlatıyorum / 14.04.2021
- Halil Zafer SIĞIN: VAR Bİ HAYALİMİZ / 05.12.2020