Şener KONUKSEVEN: Canım vatanım

Bayrağımıza renk veren şehitlerin kanlarıyla kazanılmış, taşı toprağı bir başka olan vatanımı ziyaret etmeyi nasip eden yüce rabbime şükürler olsun.

Ana yüreği gibi sıcak, merhametli, duygusal bir durum bu.

Ana gibi yâr olmaz, vatan gibi diyar bulunmaz.

Vatanımızdan başka bir yer bize diyar olamaz, ille de vatan, ille de vatan.

İnsanın sıkıntılı hallerinde, hüzünlü anlarında; halini anlatacağı, derdini dökeceği hemhâl olacağı kişi insanın annesidir.

Evladını kucaklar, bağrına basar, hüznünü özlemini hasretini giderir, ferahlatır, rahatlatır. Çünkü evladı ondan bir parçadır.

Gurbetten vatanıma geldiğimde anasına kavuşmuş çocuk gibi adeta sevinçten uçuyordum. Özlemin, neşenin, hüznün aynı anda yaşandığı anlardı.

Vatan kucağını açmış evladını bağrına basıyordu adeta.

Örfümüz, âdetimiz, kültürümüz ve medeniyetimizle bir bütün olmuş bir bilek, bir yürek olan yüce Türk milletiyiz biz.

Cesaretimiz, hayırseverliğimiz, yardımseverliğimiz, duygularımızla dünyada eşi benzeri olmayan bir milletiz biz.

Mustafa Kemal Atatürk'ün önderliğinde Türk milletinin kanıyla, canıyla kazanılmış olan bu vatan toprakları Allah'ın Türk milletine vermiş olduğu büyük bir hediyedir.

Yeraltı yerüstü zenginlikleriyle dört mevsimin bir anda yaşanıldığı, denizleriyle, dağlarıyla, toprağıyla, doğasıyla adeta cennet vatanımız.

Öyle bir cennet vatan ki, toprağın altı maden yatağı. Boryumu toryumu, altını, gümüşü, kömürü ve nice nice madenleri ile kıyamet sabahına kadar Türk milletine bakacak imkân sunuyor bu vatan bizlere. Toprağımızın üstü de manen gönül deryası. Beş vakit ezan sesleriyle camilerimiz, türbelerimiz, evliyalar diyarı vatanımız.

Kısacası her şeyiyle her yönüyle bir başkadır vatanımız.

Bunca güzelliklere, zenginliklere, değerlerimize rağmen maalesef aç yatıp, aç kalkıyor bu milletin çoğu.

İnsanımız yediden yetmişe borca batmış, yaşam korkusu sarmış, yarınından ümitsiz günü kurtarmanın peşine düşmüş.

Hayalleri yok olmuş, umutları kırılmış, baktığını göremeyen, duyduğunu anlayamayan, kafası karışık insanlar hâline gelmişiz.

Saygıda, sevgide, örflerimizde, adetlerimizde, medeniyetimizde, kültürümüzde ölçüyü kaybetmişiz, ödünler vermeye başlamışız.

İnsanımızın tek düşündüğü şey geçim sıkıntısı.

Öyle bir hâle getirilmişiz ki bir araya gelemiyoruz, gelsek birbirimizi anlayamıyoruz. Kafamız hep meşgul, hep yorgun, hep bir stres hâli.

İç dünyamızda savaş var, volkanlar kopuyor.

Öyle olunca da güzel olanlar çirkinleşiyor, iyi olanlar kötüleşiyor, düzenin çarkları milleti eziyor, yavaş yavaş eritiyor.

Reva mıdır ki, böylesine zengin bir vatanın evlatları olarak yokluk yaşıyoruz. Koşuşturmaktan elimizdeki değerlerin farkında değiliz!

Çocuklar hayatından memnun değil, gençler gençliğinin tadını çıkaramıyor, aileler üzgün, dertli, yaşam mücadelesi içinde hayat sürdürmeye çalışıyor.

Kısacası kendi öz vatanında garip kalmış insanlar topluluğu.

İnsanımız şefkatli, merhametli bir baba eline hasret kalmış bekliyor.

Ayağa kaldıracak, yedirecek içirecek, giydirecek, borçsuz dertsiz huzurlu rahat bir hayatın özlemini çekiyor.

Devlet babadır. Evlatlarına bakmakla yükümlüdür. Evlatlarının huzuru, mutluluğu, zenginliği, refahı için; birliğin, beraberliğin, kardeşliğin, dostluğun zeminini hazırlayan, sunandır devlet.

Böyle bir baba devlette her şey güzel olur, temiz olur, helal olur, bereket, rahmet olur. Orada kavga olmaz, gürültü olmaz, cana kıyılmaz, kalp kırılmaz.

Allah Türk milletine güzeli, iyiliği, zenginliği nasip eylesin.

Birliğimizi dirliğimizi bozmasın. Güneşin farklı doğduğu günlere kavuşmayı, kötülüklerden, çirkinliklerden arınmayı nasip eylesin. Zenginliğin, sevginin, muhabbetli günlerin yaşanacağı günlerin bir an önce gelmesi dileğiyle.