Medeniyet krizi

Küresel ölçekte sosyal, siyasal ve ekonomik bir kriz yaşanmaktadır. Bu krizleri, genel anlamda medeniyet krizi olarak tanımlamak gerekir. Çünkü krizlerin hepsi, tüm dünyayı etkisi altına alan Batı medeniyetinin ürünleridir. Küreselleşen Batı medeniyet krizi girdiği içindir ki, hiçbir ülke ve toplum krizin dışında kalamamış, az veya çok etkilenmiştir. 
Batı medeniyeti teknoloji üzerine bina edilmiş, maneviyatı olmayan maddi bir medeniyettir. O teknoloji ki, onda bütün insanlığın ve özellikle de Müslümanların payı büyüktür. Batı dünyası insanlığın bu ortak değerini insanlığın hayrına kullanmamış ve dolayısıyla insanlığı krize sürüklemiştir.
Batılılar, kurtuluşlarının İslâm medeniyetiyle olacağını bilmelerine rağmen, ona düşmanlıktan bir adım geri atmamışlardır. Bunu Mermadyuk Begsül şu sözlerle dile getirir: "Eğer Müslümanlar bir uyansalar, kendi kültür ve medeniyetlerine bir dönseler, onları durduracak hiçbir kuvvetimiz yoktur. Ruh ve imana dayanan bu uyanışın karşısında Batı'nın ruhsuz ve imansız medeniyeti dayanamaz." Görüldüğü üzere Begsül, Müslümanların uyanmasından korkmaktadır. Hâlbuki Müslümanların uyanması, sadece kendileri için değil, medeniyet krizi içerisinde debelenen tüm dünya için kurtuluş vesilesi olacaktır.
Batılılar, teknolojiyi medeniyet olarak sunmuş ve dahası tek medeniyetin de Batı medeniyeti olduğunu iddia etmişlerdir. Uzak Doğu ülkeleri, Batı ülkelerini teknolojide geride bırakınca, Batılılardan bazıları, söz konusu iddiaları sorgulamaya başlamışlardır. Bunlardan biri Fransız düşünür Maurice Crouzet'tir. Crouzet diyor ki:" Bugün biz (Batılılar) kesin üstünlük iddiasında tek ve yegâne medeniyet anlayışını bırakıp, değişik medeniyetlerin bulunduğunu kabul etmeliyiz."
Medeniyet deyip geçmeyelim. Medeniyet, İngiliz tarihçi Arnold Tonynbee'nin deyişiyle, "insan toplumunun en gerçek ve en esaslı şekilleridir." O nedenledir ki, tarih boyunca devletler kurulmuş ve yıkılmış, ama medeniyetler yaşamışlardır. 
Batı medeniyetinin çöküşte olduğunu Alman tarihçi Oswald Spengler, "Batı'nın Çöküşü" adlı kitabında geniş bir biçimde anlatmıştır. Batı medeniyetinin çöküşünü son itiraf edenlerden biri küresel piyasaların en ünlü yatırımcısı Jim Rogers'tir. 
Önümüzdeki birkaç yıl içinde Batı sisteminin tamamen çökeceğini belirten Rogers şöyle diyor: "Yatırımcı kariyerimde çok erken öğrendim. Amerika'daki bazı hisse senetleri bir balona dönüşüyor. Balonlar oluşuyor ve sistem çökecek. Ben de bu yüzden Çin'e taşındım ve çocuklarım Çince öğreniyor. Devletlerin iflâsını göreceksiniz, İzlanda gibi. Başka ülkeler de, bu kez batacak. Batı medeniyeti çökecek. Hayatınız boyunca yaşayacağınız en büyük çöküş olacak."
Dikkat edilirse Jim Rogers, Batı'nın ekonomik iflâsıyla, Batı medeniyetinin çöküşünün aynı şey olduğunu beyan ediyor. Bu beyan, Batı medeniyetinin, ekonomik sömürüye dayandığını göstermesi bakımından çok ilginçtir.
Batı medeniyetinin çökmesi, dünyanın huzur, güven ve mutluluğa kavuşması anlamına gelmemektedir. Bu değerlere kavuşmak, ancak ve ancak İslâm medeniyeti ile mümkündür. İslâm medeniyetini yeniden egemen kılmak, medeniyet krizinin başka medeniyet krizlerine dönüşmesini önlemek, Müslümanların görevidir. Müslümanlar, bu evrensel sorumluluk çerçevesinde hareket etmek zorundadırlar.