Malazgirt'in, Çanakkale'nin kuyruk acısı

Haçlı AB, yaklaşık 100 yıl geçmesine rağmen Çanakkale'nin, Kurtuluş Savaşının intikamını alamamanın üzüntüsü içinde. Aslında bu üzüntü veya kuyruk acısı 1071'lerden başlar, 1453'lerde zirve yapar ve de 1923'lerde umutsuzluğa dönüşür? Bundan dolayıdır ki, Haçlı Avrupa her daim bir intikam peşindedir. Bizi, kendine manyak bir aşkla bağlayan AB, yaklaşık iki yüz yıldır milletimize, devletimize bin bir oyun oynadı, milli ve manevi sömürülere tabi tuttu. Ekonomik sömürülerine maruz kaldık. En ihtiyaç duyduğumuz zamanda en ağır ihanetlerine uğradık.  Siyasi kavgalara, darbelere,  iç karışıklıklara, faili meçhullere, terör örgütlerine verdikleri yardım ve destekleri tarih yazdı, biz okuduk aynı zamanda yaşadık. Ama akıllanmadık. Sağcısıyla, solcusuyla, sosyalistiyle, dincisiyle vs. bu manyak aşkımız hala devam ediyor. Evet, iki gündür (yazılarımda) AB'ye takıldık gidiyoruz. Bugünde Haçlıların önde gelenlerinin ağzından Türkiye'nin, AB'ye alınmayacağı itiraflarını aktarmak istiyorum. Belki akleden çıkar? Bugün AB için açılan fasıllar aslında Sevr'in hayata geçirilmesidir. Mesela "çift dil" tartışması! Bir İngiliz, bir Alman, bir Fransız, kendi dilini tartışmazken, Almanya Almancadan başka dille eğitimi reddetmişken, bize çift dilde eğitim dayatıyorlar. Sanki Sevr'in 147. Maddesi?Bu mealde millet kavramı tartışmaya açılıp, "Türkiyeli" diye, bir şey çıkardılar ortaya. Oysa Almanyalı, İngiltereli, Fransalı vs. diye bir kavram yoktur. Almanım, İngiliz'im, Fransız'ım, diye, kendilerini tanımlar ve gurur duyarlar. Bizdekiler ise milliyetinden utanır, bin bir tarif ve tabirle kıvırmaya giderler? Avrupa'nın, Türklere kini hem dini, hem tarihi hem de sosyo-ekonomik sebeplerdendir. Avrupa'nın meşhur filozoflarından Yahudi Bernard Henri Levy; "Kürt terörizmine karşı devlet terörü kullanıldığı sürece Türkiye'nin, Avrupa'da yeri yoktur. Ermeni soy kırımını resmen ve alenen tanımadıkça Türkiye'nin, Avrupa'da yeri yoktur?" Almanya eski başbakanı Helmut Schmid ise "Avrupa'nın geleceğinde ne olursa olsun Türkiye'nin yeri yoktur. 70 milyon Türk vatandaşını, Avrupa içinde dolaştıramayız. Avrupa'nın Irak, İran, Suriye gibi ülkelerle sınır komşusu olmasını kabullenemeyiz." Bir başka bilim adamı Prof. Dr. Lester Thorow ise adeta tokmak kafalılara, tokmağı vuruyor; "Bir Avrupalı gibi konuşsanız da, Avrupa'nın istediği bütün yapısal değişiklikleri gerçekleştirseniz bile Avrupalılar, Türkiye'yi hiçbir zaman aralarına almayacaklar. Türkiye strateji değiştirmek zorunda..."Fransa eski cumhurbaşkanı Valery Giscard ise "Bugün Avrupa'da hiçbir lider, Türkiye'yi AB'nin içinde görmek istemiyor. Yarın için de böyle niyetleri yok?"Bizim Kurtuluş Mücadelesi verdiğimiz yıllarında, İngiltere başbakanlığını yapan David Lloyd George, Türklere kinini şöyle dile getiriyordu; "Türkler, Avrupa'dan atılmalıdır. İstanbul, Türklerden alınmalıdır. Türkler Asya'nın Kızılderilileridir, sonları da onlar gibi olacaktır?"Siyasi ve bilim dünyasındaki bu Türk (İslam) karşıtlığının temelinde her zaman kilise vardır. Vatikan yüz yıllarca, kiliselerden Türk'lere akılla, ahlakla bağdaşmayan sözler sarf ettirmiş, Türklere (İslam'a) karşı Hıristiyanlar kışkırtılmış, düşman edilmiştir. Öyle ki bir dönem anneler, çocuklarını "seni Türklere veririm" diye korkutuyormuş.   Eski Papalardan V. Nikolas; "Her şeye kadir Tanrım; lütfünle Hıristiyanlığa güç ver, Türkleri ve onlardan yana olanları ne Yunanistan?da, ne Asya?da ve ne de Avrupa?da tek bir Türk kalmayana kadar kovalamamız için büyük bir ordu kurmamızı nasip et"?  demekteydi.Diğer Papaların da, milletimize, milletimiz nezdinde dinimize, Peygamberimize karşı kindar söylemleri tarihin her döneminde devam etti. Ama ne hazindir ki, tarihte bu kindarlara karşı imanla ayakta duran milletimiz, zaman içinde Papayı uçak merdivenlerinde karşılayacak, öldüğünde bayrakları yarıya indirecek yöneticilerle tanıştı?