Neşe öğretmen kim?Neşe öğretmen binlerce kurbandan sadece biri?Öğrendiklerini, bu milletin çocuklarına öğretmek için bir kuş gibi çırpınan, aldığı maaşı dahi okulun tamiratına harcayan fedakâr gençlerimizden biri.Terör örgütü PKK'nın hunharca şehit ettiği şehitlerimizden sadece biri.Aylardır açılım?saçılım masalları ile, akil adamlar hikayeleri ile yatıp kalkıyoruz ve son haftalarda da bir türlü açılamayan paketlere odakladılar milleti.Hepsinin ortak hedefi nice Neşe öğretmenleri, nice askeri?polisi gözlerini kırpmadan şehit eden eli kanlı katilleri ve elebaşlarını affetmek?On bir yıldır devam eden AKP iktidarına kim ne kadar destek vermiş ve de veriyorsa Mahşer Günü şehitlerle yüzleşmeye hazır olsunlar.O aziz şehitlerin katillerinin affedilmesinde payı olan herkes.En sık okuduğumuz dua ayetlerindendir:"Ey Rabbimiz! Bize ihsan ettiğin hidayetten sonra kalblerimizi haktan saptırma, bize kendi katından rahmet ihsan eyle! Şüphesiz ki, Sen bol ihsan sahibisin.Ey Rabbimiz! Muhakkak ki, Sen, geleceğinde hiç şüphe olmayan bir günde bütün insanları bir araya toplayacaksın. Muhakkak ki Allah, hiç sözünden caymaz."(Ali İmran: 8?9).Bütün insanların toplanacağı o Mahşer yerine kuşkusuz Neşe öğretmen de gelecek ve katillerini affedenlerle yüzleşecek.Gelelim Neşe öğretmenin hikayesine...Kitabın adı: "Beşiktaş'ta Sırtlan Pususu."Yazarı: Balyoz davasında 18 yıla mahkum olan Kurmay Albay Mustafa Önsel.Kitaptan özetleyerek aktaran ise Yeni Çağ'dan Selcan Taşçı:"Neşe, Tekirdağ Şarköy'de, 1972 yılında, Alten ailesinin en küçük kızı olarak dünyaya gelmişti. Öğretmen olmak istiyordu. Eğitim Fakültesi'nden 1993 yılında mezun oldu. Ataması Diyarbakır'ın Bismil ilçesine yapıldı.Bölücü örgüt, öğretmenleri "Türk asimilasyonunun" en önemli parçası sayarak, eylem yapma kararı almıştı. Emri, bugünlerde devlet yetkililerince "kanı durdurmak için herkesle görüşülür" denilerek müzakere yapılan Apo vermişti.Neşe henüz 22 yaşındaydı. Çıtı pıtı, çocuk görünümlü bir kızcağızdı. "Bayrağımızın dalgalandığı her yere giderim" diyor, başka bir şey demiyordu.Nokta tayininin çıktığı teröre müzahir bölge olan Çavuşlu Köyü'ne ulaşır ulaşmaz, görev yapacağı okula gitti. Hali içler acısıydı. Köy muhtarı ve köyün ileri gelenleriyle konuşup, eksikleri gidermek için yardım istedi. Köylüler isteksizdi. Ancak "Parasını ben vereyim" deyince onarımı başlatabildi. İlk maaşının büyük bölümünü ustalara verdi, gerisini de borçlandı.1993 yılının 26 Ekim'i... Neşe yorgun argın okuldan eve geldi. Program defterine ertesi günün derslerini yazdı. Biraz dinlendikten sonra babasına "Tamirat işleri yüzünden açıldık. Evde sivri biberimiz var istersen onları kızartalım ekmek ve yoğurtla yeriz" dedi. Henüz bir ocakları yoktu. Biberleri hazırladı, tavayı mavi piknik tüpüne koydu. Ekmek ve yoğurdu masaya bıraktı.Hava iyice kararmış, köydeki köpekler sürekli havlıyor; onun ötesinde uluyordu. Köpek ve rüzgar sesinden, önce kapının vurulduğunu duymadılar. Sertçe çalmaya devam edince, babası "Kim o" diye seslendi. "Açın, hoca hanımla bir şey görüşeceğiz" dedi kapıyı çalanlar. Açtılar. Karşılarında silahlı iki yarasa. "Dışarı çıkın" diye bağırdılar. Türkçeyi düzgün konuşanı, "Biz faşist T.C.'nin hiçbir öğretmenini Kürdistan'a sokmayacağız, biletlerini iptal etsinler" demedik mi diyerek, Neşe'nin yaşlı babasını tokatlayarak yere yuvarladı.Neşe, köylülerden yardım gelir umuduyla bağırmaya başladı. Avazı çıktığı kadar haykırdı ama köyden "yardıma gelen kimse" çıkmadı.Doğrulan babası "Yapmayın" diye yalvarıyordu. Yarasalardan biri silahın namlusunu Neşe'nin babasının kafasına dayadı ve tetiğe bastı.Neşe donup kaldı. Tekrar bağırmak istedi ama sesi çıkmadı. Kendini olduğu gibi yere bıraktı. Neşe'yi saçından tutup tekme ve dipçik darbeleriyle köyün çıkışındaki tepeye kadar sürüklediler.Genç kızın üstündeki elbise paramparça oldu. Bedeni sefil yaratıkların gözleri önündeydi. Bu arada yarasaların sayısı beş olmuştu. Neşe gözleri açık ve donuk, ölüme hazır bir huri gibi bakıyordu.Biri kalaşinkofunu seriye aldı ve Neşe'nin sağ göğsünün üstüne dayayıp tetiği çekti. Beş mermi Neşe'nin göğsünü parçalamaya yetmişti.Yarasalar tatmin olmadı. Diğer göğsünün de hakkını verelim dediler gülerek. Aynı işlemi cansız bedeninin diğer göğsünde de tekrarladı biri. Ailesinin üzerine titreyip kıyamadığı Neşe'nin elbiseleriyle birlikte vücudu da lime lime oldu..." ***"Neşenin ölümü insan hakları için mücadele ettiğini iddia eden hiçbir dernek tarafından kınanmadı. AB komiserleri kimseye "ne yapıyorsunuz" demedi. Sokak köpekleri için kıyameti koparanların sesi çıkmadı. Azıcık nasırına basılsa bağıranlardan tek bir açıklama gelmedi. Aydınlardan "bunu umursuyorum" diyen olmadı. Neşe öğretmen ve babasının arkasından on binler yürümedi" diye not düşüyor Önsel bu trajik hikâyenin finaline.Ve ekliyor: "Bu katilleri, Apo'yla beraber serbest bırakmak için yapılacak bir genel affı, toplumsal barış naralarıyla halka kabul ettirebilmek için rehin tutuluyoruz!"
Aziz Karaca / diğer yazıları
- Bir yolsuzluk bir yoksulluk bir yasak / 26.12.2024
- 2025 yılı dahi emekliler yılı ilan edilsin / 22.12.2024
- İmtiyaza mazhar niceleri var / 21.12.2024
- Soykırım ekibi Suriye’den selamlıyor dünyayı / 20.12.2024
- Barınma, bürünme ve beslenme / 19.12.2024
- Yapma hacım, ters köşeye yatma hacım / 17.12.2024
- Yalanın para etmediği güne kadar… / 16.12.2024
- Soykırımcı İsrail’e Suriye ödülü / 13.12.2024
- Dumura uğratılmış duygular yüzünden… / 12.12.2024
- Hanım yaparsa kaza hizmetçi yaparsa ceza / 07.12.2024
- 2025 yılı dahi emekliler yılı ilan edilsin / 22.12.2024
- İmtiyaza mazhar niceleri var / 21.12.2024
- Soykırım ekibi Suriye’den selamlıyor dünyayı / 20.12.2024
- Barınma, bürünme ve beslenme / 19.12.2024
- Yapma hacım, ters köşeye yatma hacım / 17.12.2024
- Yalanın para etmediği güne kadar… / 16.12.2024
- Soykırımcı İsrail’e Suriye ödülü / 13.12.2024
- Dumura uğratılmış duygular yüzünden… / 12.12.2024
- Hanım yaparsa kaza hizmetçi yaparsa ceza / 07.12.2024