Suriye'de sosyal devlet uygulanıyor, mazot halka 20 sentten veriliyor, eğitim ve sağlık hizmetleri bedava, kimse aç kalmıyor çünkü durumu olmayan vatandaşlarına düzenli olarak her türlü desteği sağlıyor.Suriye'de halk, devlet tarafından her noktada el üstünde tutulurken, Başbakan Erdoğan'ın Esad yönetimi ile ilgili suçlamalarını dinliyorum ve hayret ediyorum. Erdoğan, Esad'ı halkına zulmetmekle suçluyor, reformları yerine getirmemekle suçluyor, insanları öldürmekle suçluyor. Erdoğan Suriye konusunda insani kaygı dışında hiçbir kaygı taşımadığını belirtiyor.Halkına zulmediyor suçlamasıyla Libya lideri Kaddafi'nin katledildiğini gördük, ama sonradan öğreniyoruz ki, Kaddafi'nin halkına sunduğu hizmetleri bugün ne ABD ne de herhangi bir Batı dünyası kendi halklarına sunabiliyor. Suriye için de durum farklı değil.Halka zulmetme konusundan başlayalım, Sayın Başbakan, halkına mazotu 20 sentten veren Esad mı halkına zulmediyor, yoksa 4 TL'ye veren AKP hükümeti mi? Uyguladığı politikalarla hiçbir ülkeye borcu olmayan Suriye mi zulmediyor, yoksa iktidar olduğu günden bu yana borcu 220 milyar dolardan 800 milyar doların üzerine çıkaran AKP hükümeti mi? Üstelik milyarlarca dolar karı olan kamu kuruluşları bir bir satılmasına rağmen?Vatandaşının sırtına kaldıramayacağı bir vergi yükünü yüklemeyen Suriye mi zulmediyor yoksa vatandaşının ödemekte zorlandığı vergilere "güncelleme" adı altında zam üstüne zam yapan, yeni yeni vergiler katan AKP hükümeti mi?Halka ait olan madenleri halkının hizmetinde kullanan Esad yönetimi mi halkına zulmediyor, yoksa parsel parsel toprak fiyatına madenlerini bedavaya yakın satan AKP hükümeti mi? Misalleri artırabiliriz ama bu kadar yeterlidir zannediyorum.Sayın Erdoğan'ın bir suçlaması da Esad yönetiminin reformları yerine getirmemesi?Peki, bunlar hangi reformlar? ABD'nin, AB'nin, perde arkasında ise İsrail'in Türkiye aracılığıyla, diğer bir ifadeyle taşeronluğuyla Suriye yönetimine dayatılan reformlar?Hani bize AB ilerleme raporlarında dayatılan ve içinde "Heybeliada Ruhban Okulu'nu açın", "Askerinizi devre dışı bırakın", "Anayasa'nın ilk üç maddesini değiştirin", "Kıbrıs'tan vazgeçin", "36 etnik parçaya bölünün", "Dininizden Peygamberinizi çıkartın", "Yerli tarım ve hayvancılığınızı kısıtlayın", "teröristlerinize genel af çıkartın" tarzında emir ve buyrukların bulunduğu reformlar var ya işte onlardan? Sayın Başbakan, Sayın Esad'a "Beraber yürüyelim biz bu yanlış yollarda?" demek istiyor.Sayın Erdoğan, burada doğru olan sizin yaptığınız gibi körü körüne, milletin menfaatleri aleyhinde adımlar atmak mıdır, yoksa Esad gibi bunları kabul etmemek midir? Bugüne kadar Batılı ülkelerin dayattığı reformları yaptık da ne oldu? Terör mü azaldı? Borcumuz mu düştü? Bizi AB'ye mi aldılar? Daha güçlü bir Türkiye mi olduk? Elbette ki hayır?Erdoğan'ın bir diğer suçlaması da Esad yönetiminin insanları öldürmesi? Esad'ın öldürdüğü kişiler Suriye halkı mı yoksa dışarıdan aldığı ağır silahlarla Suriye ordusuna saldıran profesyonel teröristler mi? 120 tane polise pusu kurarak ağır silahlarla saldıran bir gruba siz halk diyebilir misiniz? Eğer diyorsanız PKK'lı teröristlerin de halk olduğunu kabul ediyorsunuz demektir. Diyemeyeceğinize göre, niçin kendiniz için uygun görmediğinizi komşunuz için görüyorsunuz, Sayın Başbakan?Sayın Erdoğan siz de gayet iyi biliyorsunuz ki, Esad yönetiminin Suriye'de mücadele ettiği irade halk değil, Suriye'yi BOP kalıbına sokmak isteyenler ve onların uzantıları?Bırakın asılsız suçlamaları da bugüne kadar dostluğundan başka bir şey görmediğimiz komşu Suriye'ye Batı işgaline karşı destek olun. Türkiye'ye ve O'nu yönetenlere bu yakışır.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Murat Çabas / diğer yazıları
- İstanbul'daki tüm riskli binalar yeniden inşa edilebilir! / 26.04.2025
- 23 Nisan neden çocuklara armağan edildi? / 23.04.2025
- Türki cumhuriyetlerin 'Kıbrıs' kararı, dış politikadaki zafiyetimizdir / 22.04.2025
- Ege politikamız da, Kıbrıs politikamız da fiyasko! / 19.04.2025
- Don felaketi tarımı vurdu, peki şimdi ne olacak? / 17.04.2025
- Prof. Dr. Haydar Baş’ı tanımak sorumluluk gerektirir / 16.04.2025
- 'O'nun yetiştirdikleri bu vatanın garantörleri, bu milletin yılmaz savunucularıdır' / 14.04.2025
- Birlik ve beraberliğe adanmış bir ömür / 12.04.2025
- Öcalan açılımı, terörsüz Türkiye’ye götürür mü? / 10.04.2025
- Siyasette 3. yol tek seçenek / 09.04.2025
- 23 Nisan neden çocuklara armağan edildi? / 23.04.2025
- Türki cumhuriyetlerin 'Kıbrıs' kararı, dış politikadaki zafiyetimizdir / 22.04.2025
- Ege politikamız da, Kıbrıs politikamız da fiyasko! / 19.04.2025
- Don felaketi tarımı vurdu, peki şimdi ne olacak? / 17.04.2025
- Prof. Dr. Haydar Baş’ı tanımak sorumluluk gerektirir / 16.04.2025
- 'O'nun yetiştirdikleri bu vatanın garantörleri, bu milletin yılmaz savunucularıdır' / 14.04.2025
- Birlik ve beraberliğe adanmış bir ömür / 12.04.2025
- Öcalan açılımı, terörsüz Türkiye’ye götürür mü? / 10.04.2025
- Siyasette 3. yol tek seçenek / 09.04.2025