Toplumları selâmete de, felâkete de götüren liderleridir. O bakımdan toplumların huzur, refah, emniyet ve mutluluğu için liderlerin beden ve ruh sağlığı, hayati ehemmiyeti haiz bir konudur. Böyle olmasına rağmen, maalesef birçok toplum, bu konuyu önemsememiş, önemsemediğinden dolayı da liderlerinin peşinden uçuruma yuvarlanmıştır. Öyle ki, bazı toplumlar, liderlerin yaptıkları yanlışlarda bile hikmet aramışlardır. Hâlbuki yapmaları gereken iş, sorgulamak ve yargılamaktı. İslâm toplumlarında liderlere bu gözle bakılmamış, liderlerin sıradan insanlardan daha çok nasihate, kontrol ve denetime ihtiyacı olduğu düşünülmüş ve gereği yapılmıştır. Bir başka deyişle, İslâm toplumlarında liderler toplumun, toplum da liderlerin yanlışlarını düzelterek, doğrularını onaylayarak yol almışlardır.İslâm toplumlarının asırlarca sürdürdüğü bu uygulama, Batılılaşma akımıyla rafa kaldırılmıştır. O kaldırılıştan sonra, İslâm toplumlarında da liderler diktatörleşmiş, haksızlığa kaymış ve zaman zaman da zulmetmişlerdir. Ne yazık ki, demokrasi ile idare edilen ülkemizde de durum, üç aşağı, beş yukarı aynı olmuştur. Halkın oyu ile iktidara gelen liderler, “dediğim dedik, çaldığım düdük” havasına bürünmüşlerdir. Liderlerin diktatörleşmesi, hem kendileri, hem de toplumları için tehlikeli bir hastalıktır.Batılılar, bu tehlikenin farkına daha yeni varmış ve konuyla ilgili birçok kitap ve makale yazmışlardır. Bunlardan biri Dr. Bert Edward Park’tır. Park, “Dünya Liderleri Üzerinde Hastalığın Etkisi” adıyla yazdığı kitapta şöyle demiştir: “Liderlerinizin sağlık durumunu yakından izleyin ve hasta iseler, bir dakika bile koltukta tutmayın.” İsviçreli Dr. Pierre Rentchnick de “Bizi Yöneten Hasta Adamlar” adlı kitabında, liderlerin hastalıklarının kararlarını etkilediğini ifade etmiş ve örnekler sunmuştur. Sunduğu örneklerden biri 1945 yılında dünyanın yeniden şekillendirildiği Yalta Konferansı’na katılan ABD Başkanı Roosevelt’in hastalığıdır. Gerçekten de Roosevelt, Yalta Konferansı’na katıldığında hasta idi. Roosevelt, konferansa katılmadan önce beyin kanaması geçirmiş, konferans sırasında sık sık uyuklamış ve konferanstan iki ay sonra da beyin kanamasından ölmüştür. Londra’da 2001 yılında gerçekleştirilen “Dünya Nöroloji Kongresi’nde konuşan Başkan James F. Toole, dünyanın ‘Deli Lider Hastalığı’ tehdidi altında bulunduğuna dikkat çekmiş ve şöyle demiştir: “Dünya liderlerinin zihinsel dengelerinin genellikle yerinde olduğu kabul edilmektedir. Ancak gerçek bambaşka olabilir… Dünya liderlerinde akıl hastalığını teşhis ve tedavi mekanizması geliştirilmesi gerekmektedir.”Liderlerin beden ve ruh sağlığı, özellikle dış politika için çok önemlidir. Çünkü dış politikada atılan yanlış adımların düzeltilmesi zor, bazen de imkânsızdır. Dahası, birçok savaş, ölüm, toprak kaybı ve devletlerin yıkılmasının asıl nedeni, dış politikadaki yanlış kararlardır. Mesela İngilizler, hâlâ daha Amerika gibi bir koloninin ellerinden çıkmasını, İngiltere kralı Üçüncü George’nin ruh hastalığından dolayı verdiği yanlış karara bağlarlar.Liderlerin yanlış fikir ve kanaat edinmesi de bir ruh hastalığı gibidir. Toplumlar için zararlı olan fikir ve kanaatleri, liderler genelde yakın çevresinden, danıştığı ve görüştüğü kişilerden edinirler. Onun içindir ki, liderlerin yanında âlim ve sadık kişilerin bulunması ve onlarla istişare etmesi şarttır. Riyakâr, günahkâr, sahtekâr, dalkavuk, cahil ve ajanlarla kuşatma altına alınan liderler, ne kadar iyi niyetli olursa olsunlar, iyi işler yapmaya muktedir olamazlar. İmam-ı Gazali, “Sapıkların fikirlerine yakınlık duymak, fikri akrabalığa, fikri akrabalık da gönül akrabalığına dönüşür” demiştir. Hıristiyanlarla fikri yakınlık kuran diyalogcuların içine düştüğü hastalık işte budur. Bu hastalığa düşenlerle bir ve beraber olan liderlerin de, ruh sağlığının bozulması gayet tabiidir. Böylesi liderlere makam ve mevki verip, sonra uygulamalarından şikâyetçi olanlara da sağlıklı demek yanlış olsa gerektir.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
M. Hilmi Yıldırım / diğer yazıları
- İnsan hakları ve ihlâlleri / 01.02.2019
- Sömürü ve şahsiyetli insan / 21.01.2019
- Ekonomik kararlar ve insan davranışları / 09.01.2019
- Medeniyetlerin etkileşimi / 20.12.2018
- Ekonomide bitmeyen tartışma / 12.12.2018
- İletişim çağında iletişimsizlik / 22.11.2018
- Öngörülerdeki isabetsizlikler / 09.11.2018
- Küresel ekonomi ve ülke ekonomileri / 22.10.2018
- Adaletsiz ekonomi / 11.10.2018
- Ekonomide milli strateji / 18.09.2018
- Sömürü ve şahsiyetli insan / 21.01.2019
- Ekonomik kararlar ve insan davranışları / 09.01.2019
- Medeniyetlerin etkileşimi / 20.12.2018
- Ekonomide bitmeyen tartışma / 12.12.2018
- İletişim çağında iletişimsizlik / 22.11.2018
- Öngörülerdeki isabetsizlikler / 09.11.2018
- Küresel ekonomi ve ülke ekonomileri / 22.10.2018
- Adaletsiz ekonomi / 11.10.2018
- Ekonomide milli strateji / 18.09.2018