Beytullah'tan, Ravza'dan, Hz. Peygamber (SAV)'den, Hz. Hatice Validemiz'den, Hz. Fatıma Annemizden, Hz. Hasan'dan, Hz. Hüseyin'den, bütün ehli beyt ve sahabe-i kiram efendilerimizden, Arafat'tan, Müzdelife'den, Mina'dan? ve Resulüllah (SAV) efendimizin ayaklarının değdiği, gözlerinin nazar ettiği kutsal toprakların her karışından sizlere selam getirdim. Oraları dinlemek farklı, oraları yaşamak farklı. Oraları ekranlarda izlemek farklı, oralarda bizzat olmak farklı. O maneviyatın oluk oluk aktığı seçilmiş mekanlarda, seçilmiş bir zamanda, o maneviyatı doya doya yaşayan ve yaşatan seçilmiş insanlarla beraber olmak ise ifade edilemeyecek kadar çok farklı. Mekan-ı mahsus, zaman-ı mahsus ve insan-ı mahsus. Bu üçlünün aynı anda kesiştiği noktada istifade etmemek, maneviyatı doya doya yaşamamak, hücrelerinde hissetmemek, zikretmemek, ağlamamak mümkün mü? O'nunla Allah'ın beytini ziyaret etmek, tavaf etmek, dua etmek, say etmek, namaz kılmak. O'nunla telbiye, tekbir, salat u selam getirmek? O'nunla Arafat'a çıkmak, zikretmek, vakfeye durmak? O'nunla Müzdelife'ye gitmek, taş toplamak, vakfeye durmak, Zilhicce namazı kılmak? O'nunla Mina'ya yürümek, aynen mahşer meydanına yürür gibi. O'nunla şeytan taşlamak. O'nunla fakirlere, ihtiyaç sahiplerine sadaka dağıtmak. O'nunla Peygamber(SAV) efendimizi ziyaret etmek, Ravza'da namaz kılmak. O'nunla Cennet'ül Baki'yi ziyaret edip başta Hz. Fatıma Annemiz olmak üzere bütün ehli beyt ve sahabeye fatiha okumak. O'nunla Uhud'u, Hendek savaşının yapıldığı yeri, Kuba'yı, Kıbleteyn'i? ziyaret etmek. Bütün bu özel mekanları, özel bir zamanda, özel bir insanla ziyaret etmek, O'nunla beraber ibadet etmek gerçekten büyük bir nasip. Allah hepimize tekrar tekrar nasip etsin. Oraları anlatmak kelimelerle imkansız. Yaşamayan bilmez, anlayamaz. Siz hiç balın tadını tatmayan birine anlatabilir misiniz? Arafat'ı nasıl anlatacaksın? Oradaki duaları, ağlayışları, yakarışları, duygu selini, maneviyat coşkusunu nasıl izah edeceksin? Orası sadece bir vadi değil, bir çadır değil, bambaşka bir alem. Dua edilen, "dile benden ne dilersen" diyor, dua edenin ise şüpheye düşmesi bile hata. Arafat vakfesini ağzı dualı olanlarla yapmak ise bambaşka bir nasip. Allah bizlere nasip etti, sizlere de en kısa zamanda nasip etsin. Dedik ya, yaşananların kelimelerle ifadesi zor, dilerseniz bu anlatmaya çalıştığım ama bir türlü anlatamadığım maneviyat yolculuğunu gelin önümüzdeki sene siz de yaşayın. Bu zor ve meşakkatli ibadeti, kolaylıkla ve muhabbetle yapmamızı sağlayan başta Prof. Dr. Haydar Baş Bey olmak üzere bütün hocalarımıza, ekip arkadaşlarımıza ve mükemmel organizasyonu sebebiyle Mesaj Tur yönetimine en derin teşekkürlerimi sunuyorum.
Murat Çabas / diğer yazıları
- Bugün yaşanan süreci 10 yıl önceden öngördü / 15.01.2025
- Birliğimiz ve üniter yapımız tehlikede! / 14.01.2025
- ‘Kevser’, Hz. Fatıma’dır / 11.01.2025
- Suriye’de tuzak kokusu var, aman dikkat! / 10.01.2025
- Siyasetin gündemi ‘Öcalan’, milletin gündemi ‘geçim’ / 08.01.2025
- İktidarı ‘millet rotası’nda tutan muhalefettir / 07.01.2025
- ‘Biz anayasanın bize tanımladığı siyasetimizi yapıyoruz’ / 04.01.2025
- Atatürk: Camileri yenilemek görevimizdir / 03.01.2025
- 2024’e bakarak 2025’ten umutlanabiliyor muyuz? / 01.01.2025
- ‘Biz korkuyu Kerbela’da bıraktık’ / 31.12.2024
- Birliğimiz ve üniter yapımız tehlikede! / 14.01.2025
- ‘Kevser’, Hz. Fatıma’dır / 11.01.2025
- Suriye’de tuzak kokusu var, aman dikkat! / 10.01.2025
- Siyasetin gündemi ‘Öcalan’, milletin gündemi ‘geçim’ / 08.01.2025
- İktidarı ‘millet rotası’nda tutan muhalefettir / 07.01.2025
- ‘Biz anayasanın bize tanımladığı siyasetimizi yapıyoruz’ / 04.01.2025
- Atatürk: Camileri yenilemek görevimizdir / 03.01.2025
- 2024’e bakarak 2025’ten umutlanabiliyor muyuz? / 01.01.2025
- ‘Biz korkuyu Kerbela’da bıraktık’ / 31.12.2024