Bağımsız Türkiye Partisi Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş attığı her adımda birlik ve beraberliği tesis ediyor, ülkemiz ve milletimiz üzerindeki kirli senaryoları geri püskürtüyor.Sondan başlarsak, Gezi Parkı eylemleri halkımızın anayasal hakkını kullanarak iktidarın yanlış politikalarını protesto etmeye yönelik barışçıl eylemlerdir.Barışçıl da olsa en ufak bir muhalefete tahammülü olmayan siyasi irade bu eylemleri yapanları marjinal ve provokatör olarak tanımladı.Hatta “camiye ayakkabıyla girildi”, “içki içildi”, “başörtülülere sataşıldı” tarzındaki asılsız suçlamalarla bu eylemciler din karşıtı gösterilmeye çalışıldı.Hedef belli, her kesimden insanların bulunduğu eylemciler farklı gösterilip, bir dindar-dindar olmayan, laik-anti laik kutuplaşması oluşturulmak istendi. Çatışma zemini için ayrılık tohumlarının ekilmesi projesi…Ama tutmadı; çünkü dindar olan hayatının her zerresinde dini mükemmel bir şekilde yaşayan Prof. Dr. Baş, Gezi Parkı’nda toplanan, anayasal haklarını kullanan gençlere sahip çıktı. Sayın Baş, onların eylemlerinin Anayasa’nın 26. ve 34. maddelerine göre hukuki olduğunu ve taleplerinin de masum olduğunu açıkça ifade etti.Bu eylemcilerin, vatanın, milletin, devletin, dinin, ordunun, siyasetin sahibi olduğunu vurguladı. Hatta “Onları severim, onlar da beni severler. İnanıyorum ki, bunlar Türkiye’nin bir numarasıdır” diyerek onları baş tacı etti.Birileri ayrılık tohumları ekerek bir çatışma ortamı oluşturmak istedi ama Sayın Baş hem eylem yapan halkımızı kucaklayarak, hem de siyasi iradeye “Şerif Hüseyin” ikazı yaparak çözümü ortaya koymaya çalıştı.Bu noktada, Başbakan’ın Ankara ve İstanbul mitinglerine de değinmek lazım.Sayın Başbakan, Gezi Parkı eylemleriyle sesini duyuran milyonlarca vatandaşa cevaben, yüzde 50’sini(!) göstermek için ve de kendilerini deliğe süpürmek isteyenlere bir mesaj niteliğinde bunu yaptı. Ama tam bir fiyaskoyla neticelendi. Mitingler Erdoğan’ın güçlü olduğun değil, ciddi manada eridiğini gösterdi.Ülkenin ve milletin tamamından sorumlu olan bir Başbakan için, kritik bir süreçte bu tarz bir miting tertip etmek oldukça yanlış bir adımdır, toplumu kutuplaştırmaktan öteye geçmez. Halbuki Başbakan olan bir irade kuşatıcı olmalı, kucaklayıcı olmalı… Muhalefet partisi lideri gibi davranmamalı -ki muhalefet partisi liderleri bile böyle ayrıştırıcı olmaması gerekmektedir.Sayın Başbakan, Prof. Dr. Haydar Baş’ın kuşatıcı tavrından, birlik ve beraberlik duruşundan örnek alabilseydi, bugün tablo çok farklı olabilirdi ama Sayın Baş’ın da ifade ettiği gibi “Sayın Başbakan Hüseyin bin Ali’nin (Şerif Hüseyin) kaderine razı oldu.” Prof. Dr. Baş, sadece bu son hadiselerde değil, bugüne kadar yaşanan birçok hadisede birleştirici unsur olmuştur.Örneğin, Türkiye’de Alevi kardeşlerimiz bir AB projesi olarak azınlık yapılmak istemiştir, Alevi-Sünni çatışması planlanmıştır; Prof. Dr. Baş, “Alevi-Sünni kardeştir” diyerek, Türk milletinin temelini Hacı Bektaş Veli atmıştır” diyerek, “Türkiye Cumhuriyeti’nin adı bir Bektaşi dergahında konulmuştur” diyerek, Ehl-i Beyt anlayışını eserleriyle, kongreleriyle ortaya koyarak Alevilerin “öteki” değil, bu milletin asli ve kurucu unsurlarından olduğunu belirtmiştir.Yine Türkiye Esad’a düşman edilerek bir savaş çıkartılmak istenmiş, Suriye’nin parçalanmasının Türkiye eliyle yapılması planlanmıştır. Sayın Baş Ehl-i Beyt duruşuyla ve de siyasilerimizin haksız yere “zalim Esed” olarak suçladıkları Esad için “Esad bugün İmam Hüseyin rolündedir” diyerek oyunları bozmuş ve Müslüman’ı Müslüman’a kırdırmak isteyenlerin heveslerini kursaklarında bırakmıştır.Sayın Baş’ın ortaya koyduğu Milli Ekonomi Modeli ve Sosyal Devlet-Milli Devlet eserleri de birliğin projeleridir. Birçok bilim adamının ortak ifadesiyle, bu modeller dünyayı daha yaşanabilir hale getirecektir.Sayın Baş’ın bu kuşatıcı duruşu, birlik ve beraberlik adımları her ülkenin başbakanında, devlet başkanında ve diğer siyasilerde olması gerekendir.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Murat Çabas / diğer yazıları
- Muhalefet, ‘Biz de kalan yüzde 50’yiz’ diyebilmeli / 25.02.2025
- Hedefler farklı, uygulamalar çok farklı! / 24.02.2025
- Oğlunun elini öpen o örnek anne / 21.02.2025
- ‘2010 referandumunda neredeydin TÜSİAD?’ / 19.02.2025
- Bütçe açığı vatandaşın sırtında / 18.02.2025
- ‘Sen peygamber değilsin fakat vezirsin’ / 15.02.2025
- Trump-FED kavgası: İkinci perde / 14.02.2025
- ‘Deli ol dünya senin kahrını çeksin’ dünyası! / 12.02.2025
- Gazze’yi alacak, finansı da İslam ülkelerinden / 11.02.2025
- ‘Güçlü’nün hukukuyla ‘adalet’ sağlanır mı? / 08.02.2025
- Hedefler farklı, uygulamalar çok farklı! / 24.02.2025
- Oğlunun elini öpen o örnek anne / 21.02.2025
- ‘2010 referandumunda neredeydin TÜSİAD?’ / 19.02.2025
- Bütçe açığı vatandaşın sırtında / 18.02.2025
- ‘Sen peygamber değilsin fakat vezirsin’ / 15.02.2025
- Trump-FED kavgası: İkinci perde / 14.02.2025
- ‘Deli ol dünya senin kahrını çeksin’ dünyası! / 12.02.2025
- Gazze’yi alacak, finansı da İslam ülkelerinden / 11.02.2025
- ‘Güçlü’nün hukukuyla ‘adalet’ sağlanır mı? / 08.02.2025