Kurtuluş, Bağımsız Türkiye'de

"Mademki Türk'üz o halde Türk gibi yürür, Türk gibi düşünür, Türk gibi duyar ve Türk gibi yazarız." (Ömer Seyfettin).Bize bir haller oldu! Bakan gözümüz görmez, duyan kulağımız işitmez oldu!Kırk yıldır; "halklar, halkların kardeşliği, halkların eşitliği" ve nihâyetinde "halklara özgürlük" diyen solcuların veya solculuktan geçinen gayr?ı millîlerin beceremediklerini, "Milletim nev?i beşer, vatanım rûy?i zemîn" diyen sağcı veya sağcılıktan geçinen gayr?ı millî dinci lümpenler başardılar!Birkaç yıl önce, telefonla katıldığım bir televizyon oturumunda; 68 Kuşağı'nın gerçek temsilcilerinden Bozkurt Nuhoğlu ile bir fikir teâtimiz olmuştu! Vatanperverlik konusunda nerdeyse yüzde yüze yakın bir benzerliğimiz ortaya çıkmıştı. Bunun üzerine moderatör; "Hocam! Madem bu kadar benzerliğiniz vardı 12 Eylül 1980 öncesi sağcı?solcu çatışmalarını neden yaşadınız?" diye bir soru sorduğunda; "Sağcı ve solculara iftirâ etmeyin! Bu memlekette sağcılar ve solcular asla çatışmadılar! Bu memleketin samîmi ve saf çocukları; milliyetperver ve vatanperver Ülkücü ve Devrimciler savaşırken; sağcı ve solcu lümpenler bu kardeş kavgasından oy derledi, oy saydılar, insafsızca oya tahvîl ettiler!" demiştim.Bu kanaatim, fikr?i sâbitimdir!Günümüzde de aynı senaryo, sahnededir!Birileri; her türlü milliyetçiliği ayakları altına aldığını söylerken, milliyetçiliğin siyâseten markası bilinen bir partinin Genel Başkanı, BOP Eş Başkanı olduğunu açıklayan gayr?ı milli hükümete millî meseleler(!)de "herkese rağmen" destek vereceğini açıklayabilmektedir!Birileri; "BOP Eş Başkanı olarak bizim de bölgede görevlerimiz var" derken, Büyük Ortadoğu Projesinin, Türkiye'nin de içinde olduğu 22 ülkenin sınırlarının değiştirilmesi olduğu açıkça bilinmesine rağmen; 68 kuşağından dönen?değişenler AKP Hükümetinde görev alabiliyor veya Kızıltepe'de bütün arkadaşları çatışmada can verirken aynı ortamdan samanların altına saklanarak sıfır yara ile çıkan Devrimci Kahraman(!)lar, PKK'nın siyasallaşmışı BDP'den vekillik yapabiliyorlar! Ve bunlar güya vatanperverler!Türk Milliyetçileri olarak biz de; canımızın millet yanı daha çok acıyarak feverân ediyoruz!Biliyoruz ki 75'ten fazla sayıda resmen kurulmuş siyâsi parti var!Biliyoruz ki Gâzi Meclis'te; biri, İmralı'da ağırlaştırılmış ömür boyu hapse mahkûm bir bebek katili psikopatın seçerek sandığa gönderdiği kapı kullarından oluşan BDP olmak kaydıyla dört parti var!Bu partilerden biri, üçüncü kere iktidar! Diğer üçü ise güya muhalefet! Ama son aylarda, Hükümet eden parti ile Pensilvanya'da mûkim Gülen A.Ş. Ceosu ve Hizmet Gurubu arasında bir iktidar?muhalefet çekişmesi var!Hükümet ve Gülen A.Ş. mensupları; dünyevî kazanım hırsları ile millî ve gayr?ı millî anlamda çekişirler mi? Çekişiyor görünseler buna inanılır mı?Hükümetin Başı, "BOP Eş Başkanıyım, Medeniyetler İttifakının da Eş Başkanıyım" diyor; Gülen A.Ş. Ceosu, yıllardır Pensilvanya'da mûkim ve ABD?İsrâil politikalarının yandaşlağını, Vatikan kurgulu "Ilımlı İslâm" adlı Haçlı payandalığını yapıyor!Yakın tarihimize dikkatle bakan bir Türk Milliyetçisi olarak biliyorum ki; bu memlekette samîmi milliyetperverler ile vatanperverlerin bir araya gelmelerine asla izin verilmemiş, verilmez de! Osmanlı'nın çözülme sürecinde İttihat ve Terakki Fırkası zamanında da aynısı olmuştu! Vatan söz konusu olduğunda, milliyetperverler canlarıyla?kanlarıyla cephede ve vatanperverlerin yanında olmuşlardı ama iş milliyetperverliğe yani Türk Milliyetçiliğine geldiğinde vatanperverler, Türk Milliyetçilerini yalnız bırakmışlardı! Günümüzde de olan bu!Vatanseverler; "Seccademi serdiğim yer vatandır" diyen "Vatanım rûy?i zemîn" fikrinin takipçilerine, küreselci halkçılar olarak ileri demokrasi adına destek verirlerken; "Her türlü milliyetçiliği ayaklarımın altına aldım" diyen "Milletim nev?i beşer" fikrinin takipçilerine, "Farklılıkların farkındalıkla ülke yönetimi" diyen milliyetsiz milliyetçiler, İleri Demokratça destek veriyorlar!Bu fikir ve kavram kargaşasının oluşturduğu kaos ortamında; "Bu vatan bizimdir, bizim kalacak" diye nârâ atan, "Türk oğlu Türk'üm" diye kükreyen, aynı zamanda İslâm Dünyasında müktesebâtı ile de kendisini kabûl ettirmiş bir Türk Münevveri'nin; "Fakirliğin suç sayılacağı Kâinat Devleti" ideâlinin üzeri, aynı haçlı payandalarınca örtülmeğe çalışılıyor!Dîn taciri, Allah ile aldatıcılar; İslam arasında Sünnî?Şîî kutuplaşmasını tahrîk ederlerken Resulullah'ın; "Ey İnsanlar! Size öyle iki emânet bırakıyorum ki; onlara sımsıkı sarıldıkça asla yanlış yola sapmazsınız. Onlardan biri, Allah'ın Kitabı'dır. Diğeri ise ıtretim, yani Ehl?i Beytim'dir. Bu ikisi mahşerde Havz?ı Kevserim'in başında toplanıncaya kadar birbirinden ayrılmazlar." (Prof. Dr. Haydar Baş,  Rahmeten Li'l?Âlemîn Hz. Muhammed, cilt II, s. 447, Veda Hutbesi) buyruğu ile ülkemizin Sünni ve Şialarını, Ehl?i Beyt Gemisi'ne toplayarak İslâm'da birliğe uğraşıyor!Kesin ve belgeli bilgilerle Gâzi Atatürk ve muhterem valideleri Molla Zübeyde Hanım Rahmetlilerin İslâm'ı yaşayışlarını ispatlayarak, onlara dil uzatan müfterîlere de hadlerini bildiriyor!Samîmi milliyetperverlerle vatanperverler ve İslâmı takvâ ile yaşayan mütedeyyîn Müslümanlar arasında müthîş bir katalizörlük yaparak Nuh'un Gemisi sıfatlı Ehl?i Beyt Gemisi'nde; birliğe, dirliğe ve her iki dünyada kurtuluşa dâvet ediyor!Yalnızlıktan korktukları için kalabalıklara sığınarak gölgelenmeğe çalışan gölgesizler de, kurnazca, nâmertçe; "Bütünü parçalayarak zarar vermeyelim!" ihânetiyle bu kutlu mücâdeleyi gölgelemeye çalışıyorlar!Ama biliyor ve görüyoruz ki korku, dağları sardı! Biliyoruz ki birbiri ile boğuşan köyün itleri, bir kurt gördüklerinde ağız birliği ile ona ürürler! Ama kurdun ağız birliği etmiş köy itlerine, sadece kurt duruşu ve bakışının yettiğini de biliyoruz!"OLAMAZ TÜRK'E BAŞ, TÜRK'ÜM DEMEYEN" Vesselâm...Selâm, sevgi, duâ...