O kadar!
Ben diyeyim yüz, siz deyin iki yüz yıldan beri Müslümanların Hayat Kitabına bakışı bu değil mi?'
"Kur'an başımızın tacı, başımızın üstünde yeri var."
Sonra?
Sonrası yok.
Başımızın üstünde kalmaya devam etsin, çarşıya inmesin, pazara karışmasın, ticarette, ölçüde tartıda görünmesin, sırf onun okunması için gösterişli camiler, köşkler saraylar gibi Kur'an kursları yapmışız, sürekli de "camiye yardım, Kur'an kursuna yardım" çağrısını duydukça kesenin ağzını açıyoruz."
Mantık bu, algı bu, anlayış bu.
Sanki Kur'an bizden kendisi için ev istiyor, görkemli binalar istiyor, binbir avaze ile tilavetler ve kıraatler istiyor!
"Hepiniz toptan Allah'ın ipine sımsıkı sarılınız, tefrikaya düşmeyiniz" şeklindeki Kur'an emrine, "başımızın tacı" deyip geçiştirerek uymuş olabilir misiniz?
Bu Hayat Kitabına inandıklarını iddia eden kitlelerin bu Kitaba karşı vazifeleri öncelikle bu mudur Allah aşkına?
"Elif. Lam. Ra. Bu (Kur'an) Rablerinin izniyle insanları karanlıklardan aydınlığa, yüce ve övgüye layık olanın yoluna çıkarman için sana indirdiğimiz bir kitaptır" (İbrahim: 1) hakikatini hayata geçirmek için bu Kitabı bütün ahkamıyla hayata indirmek gerekmiyor mu?
Sadece, "Kur'an başımıza taç" deyip geçerek onun "karanlıklardan aydınlığa çıkarma" misyonunu icra etmesine ne gibi bir katkınız olabilir ya da siz bu anlayışınızla karanlıklardan nasıl kurtulabilirsiniz?
Kerim Kitaba karşı bu algı, bu anlayış ve bu yaklaşım içinde olanlar "Kur'an başımızın tacı" sözlerinde samimi sayılabilirler mi?
Adama demezler mi; başınızın tacı kabul ettiğiniz ışık kaynağı Kitabı neden çarşınıza-pazarınıza, neden ticaretinize, alış-verişinize, neden üretim ve tüketiminize karıştırmıyorsunuz?
Aranızdaki ihtilafları çözmek için müracaat merciiniz olan Kerim Kitabı sadece okuyarak, hem de hiç anlamadan okuyarak ve dinleyerek ihtilaflarınızı çözebilir misiniz?
Kendisini hidayet ve rahmet kaynağı olarak tanıtan ve gönüller derdine şifa içerdiğini ilan eden bu Kitabı anlamadan okuyarak ve dinleyerek bu yönlerinden istifade edebilir misiniz?
"Kur'an başa taç" ikrarı işin başlangıcıdır ve "başa taç" olan o Kitap başınızla beraber hayatınızın her alanına müdahil olmalı ki ışığında yürüyesiniz ve yanlışlarınızı asgariye indirebilesiniz.
Ben diyeyim yüz, siz deyin iki yüz yıldan beri Müslümanların Hayat Kitabına bakışı bu değil mi?'
"Kur'an başımızın tacı, başımızın üstünde yeri var."
Sonra?
Sonrası yok.
Başımızın üstünde kalmaya devam etsin, çarşıya inmesin, pazara karışmasın, ticarette, ölçüde tartıda görünmesin, sırf onun okunması için gösterişli camiler, köşkler saraylar gibi Kur'an kursları yapmışız, sürekli de "camiye yardım, Kur'an kursuna yardım" çağrısını duydukça kesenin ağzını açıyoruz."
Mantık bu, algı bu, anlayış bu.
Sanki Kur'an bizden kendisi için ev istiyor, görkemli binalar istiyor, binbir avaze ile tilavetler ve kıraatler istiyor!
"Hepiniz toptan Allah'ın ipine sımsıkı sarılınız, tefrikaya düşmeyiniz" şeklindeki Kur'an emrine, "başımızın tacı" deyip geçiştirerek uymuş olabilir misiniz?
Bu Hayat Kitabına inandıklarını iddia eden kitlelerin bu Kitaba karşı vazifeleri öncelikle bu mudur Allah aşkına?
"Elif. Lam. Ra. Bu (Kur'an) Rablerinin izniyle insanları karanlıklardan aydınlığa, yüce ve övgüye layık olanın yoluna çıkarman için sana indirdiğimiz bir kitaptır" (İbrahim: 1) hakikatini hayata geçirmek için bu Kitabı bütün ahkamıyla hayata indirmek gerekmiyor mu?
Sadece, "Kur'an başımıza taç" deyip geçerek onun "karanlıklardan aydınlığa çıkarma" misyonunu icra etmesine ne gibi bir katkınız olabilir ya da siz bu anlayışınızla karanlıklardan nasıl kurtulabilirsiniz?
Kerim Kitaba karşı bu algı, bu anlayış ve bu yaklaşım içinde olanlar "Kur'an başımızın tacı" sözlerinde samimi sayılabilirler mi?
Adama demezler mi; başınızın tacı kabul ettiğiniz ışık kaynağı Kitabı neden çarşınıza-pazarınıza, neden ticaretinize, alış-verişinize, neden üretim ve tüketiminize karıştırmıyorsunuz?
Aranızdaki ihtilafları çözmek için müracaat merciiniz olan Kerim Kitabı sadece okuyarak, hem de hiç anlamadan okuyarak ve dinleyerek ihtilaflarınızı çözebilir misiniz?
Kendisini hidayet ve rahmet kaynağı olarak tanıtan ve gönüller derdine şifa içerdiğini ilan eden bu Kitabı anlamadan okuyarak ve dinleyerek bu yönlerinden istifade edebilir misiniz?
"Kur'an başa taç" ikrarı işin başlangıcıdır ve "başa taç" olan o Kitap başınızla beraber hayatınızın her alanına müdahil olmalı ki ışığında yürüyesiniz ve yanlışlarınızı asgariye indirebilesiniz.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Aziz Karaca / diğer yazıları
- Vefatının beşinci yıl dönümünde Haydar Baş tüm yurtta anılıyor / 15.04.2025
- Mevcut manzara seni üzmüyorsa… / 11.04.2025
- Yorgun / 08.04.2025
- Yaratıcının kolu olan kullar… / 28.03.2025
- Reçeteyi cebinde taşıyarak şifa bekleyen bir kitle / 25.03.2025
- Ahlakî ilkeler manzumesi bir sure… / 16.03.2025
- O gün gelmeden evvel… / 13.03.2025
- Doğum yıl dönümünde Kur’an ile dirilmek… / 12.03.2025
- Oruca tutunabilseydik… / 11.03.2025
- Oruç tutsaydı bizi… / 10.03.2025
- Mevcut manzara seni üzmüyorsa… / 11.04.2025
- Yorgun / 08.04.2025
- Yaratıcının kolu olan kullar… / 28.03.2025
- Reçeteyi cebinde taşıyarak şifa bekleyen bir kitle / 25.03.2025
- Ahlakî ilkeler manzumesi bir sure… / 16.03.2025
- O gün gelmeden evvel… / 13.03.2025
- Doğum yıl dönümünde Kur’an ile dirilmek… / 12.03.2025
- Oruca tutunabilseydik… / 11.03.2025
- Oruç tutsaydı bizi… / 10.03.2025