Sayın Başbakan'ın yıllardan beri; "Biz kula kulluk etmeyiz, ettirmeyiz? biz kula kulluğu kaldırdık" cümlelerini dilinden düşürmez. Ama gerçek hayata baktığımızda "kula kulluğun" Erdoğan dönemlerinde zirve yaptığını görüyoruz.Bizzat vekilleri Erdoğan'ı, ikinci Peygamber olarak kabul ettiklerini açıkladı, dokunmayı ibadetten saydılar? Daha da ileri gidenler oldu ve uluhiyet sıfatlarını yakıştırmaya kalktılar. Erdoğan bu kişilerde "hadi ordan! Hemen iman tazeleyin" bile demedi. Kadın Kolları Başkanı, Erdoğan ile aralarındaki ilişkiyi "nikâh" olarak tariflendirdi. Yağmurun yağmasını, farelerin doymasını vs. hep Erdoğan'a ve iktidarlarına mal ettiler. Daha geçen hafta Sayın Erdoğan, yandaş kanalların ortak yayınında, yanından hiç ayırmadığı gazetecilerin karşısındaydı. Bu programda da, "kula, kulluğu bitirdik" cümlesini kullandı. Ama gazetecilere, sorulan sorulara ve gündeme bakınca, kendi kendime, "hangi kula karşı kulluğu bitirdiniz" sorusunu sormak durumunda kaldım.Malum Erdoğan'ın, millete dayattığı tek gündem Cemaat. Sanki bu Cemaat, atmosfere yeni giriş yaptı da, Erdoğan ne denli tehlikeli mahlûklar olduğunu anlatıyor.Karşısında usta diye tariflendirilen bu gazetecilerden biri çıkıp da; "Sayın Erdoğan! A. Necdet Sezer başkanlığındaki 2004 MGK'sında, Gülen hareketinin ne denli bir tehlikeli yapılanma içinde olduğu vurgulanmış ve siz de imza atmıştınız. 2010 MİT raporunda da aynı tehlikeye bir daha dikkat çekildi. Siz ise "her istediklerini verdik" dediniz. Neden verdiniz? Ve neden şimdi şikâyetçisiniz?" diye sormadı, soramadı. Sayın Erdoğan! "Yargıya güvenemeyiz, yargıyı dizayn etmişler" diyorsunuz. Bu dizayn Demirel, Ecevit vs. dönemlerinde mi gerçekleşti? Bir başbakan, ülkesinin yargısına güvenmezse, Ahmet amca, Fatma teyze nasıl güvensin? Sayın Başbakan! Son üç ayda binlerce kamu çalışanını açıkça fişlediniz ve resmi bir dayanak göstermeden sürdünüz. Adaletten bahsedip, hukukun güvensizliğinden yakınan bir başbakanın, böyle hukuksuz bir girişime kalkışması nasıl tariflendirilebilir? Sayın Erdoğan! (parantez içinde) Haşimi, kırmızı bültenle aranan, yakalama kararı bulunan bir şahıs. Ülkemizde olduğu biliniyor ve Irak hükümeti istiyor, vermiyorsunuz. Şimdi "Fetullah Gülen'i, Amerika'dan istedik" diyorsunuz. Hangi hukuki gerekçeyle? Artı hukuki gerekçeniz olsa bile ABD vermezse, ne yapabilirsiniz? Sayın Erdoğan! Dünyanın herhangi bir yerinde, 40 yıldır siyasetin içinde olan ve 11 yıldır tek başına iktidar koltuğunda oturan bir liderin çıkıp, "Safmışız, iyi niyetimizin kurbanı olduk" vari açıklamalar yapması, size ne derece inandırıcı gelir? Sayın Erdoğan! Gülen hareketinin yanında, devamlı olarak hep bir "dış odaklar" söylem ve hedefiniz var. Kim bu dış odaklar, CIA mi, MOSSAD mı? Gibi 11 yıldır sorulamayan binlerce soru bu programda da sorulmadı, sorulamadı. Haliyle aklıma başka bir akil kulun, "kula kulluk edene yazıklar olsun" cümlesi geldi?
Akın Aydın / diğer yazıları
- Hüseyin Baş’tan Atatürk duruşu / 26.12.2024
- Türkiye’yi batırdı ama Suriye’yi ayağı kaldıracak! / 25.12.2024
- Bu sorumluluğu tarih değil ABD yükledi / 23.12.2024
- İslam’da fakirlik sınırı / 22.12.2024
- ABD, Şam’a indi / 21.12.2024
- Doğu'nun kızı Butto, Alman kızı Merkel ve Erdoğan / 20.12.2024
- İsrail endişeli, Yunanistan ise panikteymiş / 19.12.2024
- AKP döneminde 28 Şubat manzaraları / 18.12.2024
- Türkiye’yi soracak olursanız! / 16.12.2024
- İsrail için milli stratejiler - 2 / 15.12.2024
- Türkiye’yi batırdı ama Suriye’yi ayağı kaldıracak! / 25.12.2024
- Bu sorumluluğu tarih değil ABD yükledi / 23.12.2024
- İslam’da fakirlik sınırı / 22.12.2024
- ABD, Şam’a indi / 21.12.2024
- Doğu'nun kızı Butto, Alman kızı Merkel ve Erdoğan / 20.12.2024
- İsrail endişeli, Yunanistan ise panikteymiş / 19.12.2024
- AKP döneminde 28 Şubat manzaraları / 18.12.2024
- Türkiye’yi soracak olursanız! / 16.12.2024
- İsrail için milli stratejiler - 2 / 15.12.2024