Herkes ona en az bir tokat, bir tekme ya da bir laf atmıştır. Köyün delisi mutlu değildir. Ama mutsuz da değildir. Onun amacı yalnızca varolmaktır, tanık olmaktır. Karnı doyduğu ve hastalanmadığı sürece yaptığı işi kendini dışlayanların yaptıkları ve söyledikleri anlamsız sözleri izlemek ve onları dönüştürerek yeniden kendilerine aktarmaktır.
Kendisine ne kadar deli dese de toplum, bir türlü o deliyi çevresinden söküp atmaz. Çünkü onun söyledikleri ve yaptıkları hoşuna gitmese de gizliden gizliye, içten içe bu düşüncelerde doğru olan şeylerin bulunduğunu düşünür.
Sanatçıyı da köyün delisi gibi görebilir miyiz? Sanatçının köyün delisinden farkı, güzeli sevmesinin yanı sıra, güzel bir şeyler üretme çabasını göstermesi ve başarmasıdır.
Sanatın günümüzdeki işlevlerinden biri de yeryüzünde neden bulunduğunu ve nasıl yaşadığını bilmeyen insanlara bunu anlatmaktır. Bazı şeyleri herkes yaşayabilir, ancak herkes belli bir güzellikte dışa vuramaz.
Bir köyün delisi de kaybettiğimiz Tarık Akan'dır. Sanatının olgunluk çağında sinemada anlam ve anlatımın ne olduğunu gösterebilmiştir.
Türk sinemasının çöküntü boyutlarında dahi mücadelesini vermiş; prodüktör ve dağıtımcının ekonomik sansüründen kurumsal politik-ideolojik sansüre kadar tüm baskı ve kısıtlamalara karşı dik durabilmiş, ahlak ve ilkelerinden taviz vermemiştir. Onurlu duruşu bazı çevreleri rahatsız etmiş, sanık da olmuş, mahkûm da.
Kişiliği, oynadığı karaktere derinlemesine işlemiş, yönetmenle birlikte sinemaya hakimiyetini vurgulamıştır.
Sinemada, özellikle de "öykülü film" düzeyinde birçok "stil" den söz etmek mümkündür. Yazılı metin ya da senaryonun stili, sahneye koyma stili, dekorun stili, oyunculuk stili ve de hepsinin birleşiminden doğan filmin stili ki buna yönetmenin stili de diyebiliriz. İşte Tarık Akan da oynadığı filmlerde kendi stilini bir damga gibi vurmuş ve hakim kılmıştır.
Sinemayı sosyoloji ile bağlayalım;
Sinemacı ile sosyolog rekabet içindedir, zira ikisi de toplumsal yaşamın temsillerini ortaya koyar.
Sosyoloji bir bakıma sinemanın mutfağıdır ve ona gerekli malzemeleri verir. Önünde sonunda sinema gerçekliğin kendisinden hareketle geleceğe ışık tutabilmelidir.
Kendisine ne kadar deli dese de toplum, bir türlü o deliyi çevresinden söküp atmaz. Çünkü onun söyledikleri ve yaptıkları hoşuna gitmese de gizliden gizliye, içten içe bu düşüncelerde doğru olan şeylerin bulunduğunu düşünür.
Sanatçıyı da köyün delisi gibi görebilir miyiz? Sanatçının köyün delisinden farkı, güzeli sevmesinin yanı sıra, güzel bir şeyler üretme çabasını göstermesi ve başarmasıdır.
Sanatın günümüzdeki işlevlerinden biri de yeryüzünde neden bulunduğunu ve nasıl yaşadığını bilmeyen insanlara bunu anlatmaktır. Bazı şeyleri herkes yaşayabilir, ancak herkes belli bir güzellikte dışa vuramaz.
Bir köyün delisi de kaybettiğimiz Tarık Akan'dır. Sanatının olgunluk çağında sinemada anlam ve anlatımın ne olduğunu gösterebilmiştir.
Türk sinemasının çöküntü boyutlarında dahi mücadelesini vermiş; prodüktör ve dağıtımcının ekonomik sansüründen kurumsal politik-ideolojik sansüre kadar tüm baskı ve kısıtlamalara karşı dik durabilmiş, ahlak ve ilkelerinden taviz vermemiştir. Onurlu duruşu bazı çevreleri rahatsız etmiş, sanık da olmuş, mahkûm da.
Kişiliği, oynadığı karaktere derinlemesine işlemiş, yönetmenle birlikte sinemaya hakimiyetini vurgulamıştır.
Sinemada, özellikle de "öykülü film" düzeyinde birçok "stil" den söz etmek mümkündür. Yazılı metin ya da senaryonun stili, sahneye koyma stili, dekorun stili, oyunculuk stili ve de hepsinin birleşiminden doğan filmin stili ki buna yönetmenin stili de diyebiliriz. İşte Tarık Akan da oynadığı filmlerde kendi stilini bir damga gibi vurmuş ve hakim kılmıştır.
Sinemayı sosyoloji ile bağlayalım;
Sinemacı ile sosyolog rekabet içindedir, zira ikisi de toplumsal yaşamın temsillerini ortaya koyar.
Sosyoloji bir bakıma sinemanın mutfağıdır ve ona gerekli malzemeleri verir. Önünde sonunda sinema gerçekliğin kendisinden hareketle geleceğe ışık tutabilmelidir.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Prof. Dr. Ali Ünal Emiroğlu / diğer yazıları
- Terör / 01.02.2024
- Yerel yönetim / 25.01.2024
- Muhalefet / milli irade / 22.01.2024
- Anayasa Mahkemesi yoksa… / 18.01.2024
- Soykırım davası / 15.01.2024
- Sosyal devlet için / 11.01.2024
- Hukuk devletine başkaldırı / 25.12.2023
- Güç dengesi / 21.12.2023
- Yerel seçime giderken / 14.12.2023
- İnsanlığın anayasası / 11.12.2023
- Yerel yönetim / 25.01.2024
- Muhalefet / milli irade / 22.01.2024
- Anayasa Mahkemesi yoksa… / 18.01.2024
- Soykırım davası / 15.01.2024
- Sosyal devlet için / 11.01.2024
- Hukuk devletine başkaldırı / 25.12.2023
- Güç dengesi / 21.12.2023
- Yerel seçime giderken / 14.12.2023
- İnsanlığın anayasası / 11.12.2023