KKTC'ye ponpalanan AB'nin zehirli havası
KKTC de, yani Kuzey Kıbrıs Türk Devletinde, Nisan Referandumundan bu yana önemli bir gelişme olmadı. Sadece bir çok konuşmalar ve temenniler ile itirazlar, sıkıntılar, beklemeler ve sabır tavsiye edenler oldu.
Nihayet, AB'den 7.7.04 tarihli bir konsey kararı çıktı. Bu karar çoğunluk kararıyla alındığı için ne Yunanistan'ın, ne de Kıbrıs Rum kesiminin veto hakkı bulunmamaktadır. Demek ki istendiği zaman veto by-pass edilebiliyormuş.
Bir ara KKTC'ye oldukça iyi havalar pompalandı. Bunlardan bazıları şu şekilde aksettirilmişti:
Kıbrıs politikasında yavaş yavaş müspet düşünceler meydana çıkmaya başladı. İnşallah en azından uygulanan ambargo tamamen kalkmış olur da KKTC de biraz soluk almış olur. Yoksa tanınması kesinlikle beklenemez. AB bunu yapmaz, çünkü onun karakterinde böyle bir düşünce yok! Ancak hayatta hiçbir şey umulduğu kadar iyi veya sanıldığı kadar kötü değildir! Mesela şimdi AB'nin aldığı karar 25-30 yıllık ambargoyu kaldırmaktadır. Ekonomik tecrit de böylece sona ermektedir. KKTC, AB için 3. ülke statüsüne girecektir. KKTC şimdiden sonra doğrudan ihracat ve ithalat yapabilecektir. Doğrudan turist gelebilecek ve uçaklar inip kalkabilecektir. Gemiler de serbet gelip gidebileceklerdir. Her türlü spor müsabakalarına katılabilecektir. Her türlü festival ve uluslararası işbirliğine katılabilecektir. Ama bütün bunlara rağmen bu kararın siyasal boyutu KKTC'nin tanınması ayrıca bu kararla beraber AB, KKTC'ye 259 milyon Euro da ekonomik kalkınması için vermektedir. Bunu KKTC'nin kullanılması AB temsilcileri ile işbirliği yapılarak ve onları kontrolünde gereken yerlere yatırılma kaydıyla verilmektedir, dendi.
Not: Bunların hiçbiri şu ana kadar uygulanmadı, hiçbir düzeltme uygulanmadı. KKTC Türkleri yine ambargoda, yine açık hapishanede yaşıyor gibiler!
İsmail Cem'in kitabındaki
bazı tespitler
İsmail Cem 3'lü koalisyon hükümeti zamanında, uzun zaman Dışişleri Bakanlığı yaptı. Onun zamanındaki temasları ve tespitleri daha sonra yayınladığı kitabında yazmış oldu. Denktaş hususundaki tespitlerini kısaca şöyle özetleyebiliriz:
1- Rauf Denktaş: KKTC için ideal çözüm KKTC'nin Türkiye'ye katılmasıydı,
2 - Kıbrıs B.Ecevit için özel bir konuydu. Bildiğim kadarıyla onun da gönlü KKTC'nin Türkiye ile birleşmesindeydi,
3 - Bunun dışında şu anda Annan planında neler varsa zamanında Denktaş'la eski görüşmelerde aynı konular görüşülmüş ve konfederasyon çerçevesinde düşünüp tartışılmış konulardı, onun için şu anda Annan planında olanların yaklaşık olarak hepsi bu konuşmalarda zaten müzakere edilen ve kabul ettirmeye çalışılan konulardı!
(Halka ve Olaylara Tercüman 3.8.04)
Ama tüm bunlar sadece kitapta kaldı. Fiiliyata dökülemedi. Kıbrıs yine sancılar içinde kıvranıp durmaktadır. Türkiye ise gerekeni bir türlü yapamamaktadır! Türkiye'nin bu durumun biliyoruz, ama yine de bu çarpık kararları ve uğraşları önleyemiyoruz! Türkiye'miz garip bir ülke; anlayana aşk olsun demek gerekir!
Bakan ağzından: "önemli bir gelişme"
Abdullah Gül ise -Dışişleri bakanı- bu konuya "önemli bir gelişme" dedi. KKTC mallarının hiçbir gümrüğe tabii olmadan AB pazarlarına gireceğini söyledi. Bu çok önemli ama hala yapılması gereken işler var diye de ilave etti. Ancak tüzük yürürlüğe girince fiili uygulama olacaktır. Bunun yanında bu konu ile ilgili gerekli koşuların da uygun bir şekilde geliştirilmesi gerekir dedi.
Mehmet Ali Talat -KKTC Başbakanı-: Bu karar bir çeşit "Gümrük Birliği'ne" benzer- bir karar alınmıştır, dedi.
Ama bu kabul edildi diye henüz bir şey yok. Bu henüz öneri safhasındadır. Parlamentoda görüşülmesi- kabulü gerekir. Konsey tarafından da onaylanması gerekecektir. (Akşam 8.7.04.)
Not: Şu anda yılbaşı çoktan geçti. Karar alındıktan sonra 5 aydan fazla bir süre arkada kaldı. Ama AB'den bu hususta hala bir ses yok. Uygulama ise unutulup gitti! KKTC'de ise halkımız bekleyip dursun! Başbakan Erdoğan KKTC düşünceleri AB'nin aldığı karar "beklenen bir gelişme" dedi.
KKTC de, yani Kuzey Kıbrıs Türk Devletinde, Nisan Referandumundan bu yana önemli bir gelişme olmadı. Sadece bir çok konuşmalar ve temenniler ile itirazlar, sıkıntılar, beklemeler ve sabır tavsiye edenler oldu.
Nihayet, AB'den 7.7.04 tarihli bir konsey kararı çıktı. Bu karar çoğunluk kararıyla alındığı için ne Yunanistan'ın, ne de Kıbrıs Rum kesiminin veto hakkı bulunmamaktadır. Demek ki istendiği zaman veto by-pass edilebiliyormuş.
Bir ara KKTC'ye oldukça iyi havalar pompalandı. Bunlardan bazıları şu şekilde aksettirilmişti:
Kıbrıs politikasında yavaş yavaş müspet düşünceler meydana çıkmaya başladı. İnşallah en azından uygulanan ambargo tamamen kalkmış olur da KKTC de biraz soluk almış olur. Yoksa tanınması kesinlikle beklenemez. AB bunu yapmaz, çünkü onun karakterinde böyle bir düşünce yok! Ancak hayatta hiçbir şey umulduğu kadar iyi veya sanıldığı kadar kötü değildir! Mesela şimdi AB'nin aldığı karar 25-30 yıllık ambargoyu kaldırmaktadır. Ekonomik tecrit de böylece sona ermektedir. KKTC, AB için 3. ülke statüsüne girecektir. KKTC şimdiden sonra doğrudan ihracat ve ithalat yapabilecektir. Doğrudan turist gelebilecek ve uçaklar inip kalkabilecektir. Gemiler de serbet gelip gidebileceklerdir. Her türlü spor müsabakalarına katılabilecektir. Her türlü festival ve uluslararası işbirliğine katılabilecektir. Ama bütün bunlara rağmen bu kararın siyasal boyutu KKTC'nin tanınması ayrıca bu kararla beraber AB, KKTC'ye 259 milyon Euro da ekonomik kalkınması için vermektedir. Bunu KKTC'nin kullanılması AB temsilcileri ile işbirliği yapılarak ve onları kontrolünde gereken yerlere yatırılma kaydıyla verilmektedir, dendi.
Not: Bunların hiçbiri şu ana kadar uygulanmadı, hiçbir düzeltme uygulanmadı. KKTC Türkleri yine ambargoda, yine açık hapishanede yaşıyor gibiler!
İsmail Cem'in kitabındaki
bazı tespitler
İsmail Cem 3'lü koalisyon hükümeti zamanında, uzun zaman Dışişleri Bakanlığı yaptı. Onun zamanındaki temasları ve tespitleri daha sonra yayınladığı kitabında yazmış oldu. Denktaş hususundaki tespitlerini kısaca şöyle özetleyebiliriz:
1- Rauf Denktaş: KKTC için ideal çözüm KKTC'nin Türkiye'ye katılmasıydı,
2 - Kıbrıs B.Ecevit için özel bir konuydu. Bildiğim kadarıyla onun da gönlü KKTC'nin Türkiye ile birleşmesindeydi,
3 - Bunun dışında şu anda Annan planında neler varsa zamanında Denktaş'la eski görüşmelerde aynı konular görüşülmüş ve konfederasyon çerçevesinde düşünüp tartışılmış konulardı, onun için şu anda Annan planında olanların yaklaşık olarak hepsi bu konuşmalarda zaten müzakere edilen ve kabul ettirmeye çalışılan konulardı!
(Halka ve Olaylara Tercüman 3.8.04)
Ama tüm bunlar sadece kitapta kaldı. Fiiliyata dökülemedi. Kıbrıs yine sancılar içinde kıvranıp durmaktadır. Türkiye ise gerekeni bir türlü yapamamaktadır! Türkiye'nin bu durumun biliyoruz, ama yine de bu çarpık kararları ve uğraşları önleyemiyoruz! Türkiye'miz garip bir ülke; anlayana aşk olsun demek gerekir!
Bakan ağzından: "önemli bir gelişme"
Abdullah Gül ise -Dışişleri bakanı- bu konuya "önemli bir gelişme" dedi. KKTC mallarının hiçbir gümrüğe tabii olmadan AB pazarlarına gireceğini söyledi. Bu çok önemli ama hala yapılması gereken işler var diye de ilave etti. Ancak tüzük yürürlüğe girince fiili uygulama olacaktır. Bunun yanında bu konu ile ilgili gerekli koşuların da uygun bir şekilde geliştirilmesi gerekir dedi.
Mehmet Ali Talat -KKTC Başbakanı-: Bu karar bir çeşit "Gümrük Birliği'ne" benzer- bir karar alınmıştır, dedi.
Ama bu kabul edildi diye henüz bir şey yok. Bu henüz öneri safhasındadır. Parlamentoda görüşülmesi- kabulü gerekir. Konsey tarafından da onaylanması gerekecektir. (Akşam 8.7.04.)
Not: Şu anda yılbaşı çoktan geçti. Karar alındıktan sonra 5 aydan fazla bir süre arkada kaldı. Ama AB'den bu hususta hala bir ses yok. Uygulama ise unutulup gitti! KKTC'de ise halkımız bekleyip dursun! Başbakan Erdoğan KKTC düşünceleri AB'nin aldığı karar "beklenen bir gelişme" dedi.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Prof. Dr. Cahit Babuna / diğer yazıları
- Batı kültüründe toplumsal çöküş -2- / 22.10.2006
- Batı kültüründe toplumsal çöküş / 21.10.2006
- Ramazan'da kazanılan değerler -2- / 20.10.2006
- Ramazan'da kazanılan değerler -2- / 19.10.2006
- Ramazan'da kazanılan değerler / 18.10.2006
- Oruç tutmak, aç kalmak değildir / 15.10.2006
- Ramazan-ı Şerif temizlenme ayı / 14.10.2006
- İbadetin insan sağlığına faydaları -4- / 09.10.2006
- İbadetin insan sağlığına faydaları -4- / 08.10.2006
- İbadetin insan sağlığına faydaları -3- / 07.10.2006
- Batı kültüründe toplumsal çöküş / 21.10.2006
- Ramazan'da kazanılan değerler -2- / 20.10.2006
- Ramazan'da kazanılan değerler -2- / 19.10.2006
- Ramazan'da kazanılan değerler / 18.10.2006
- Oruç tutmak, aç kalmak değildir / 15.10.2006
- Ramazan-ı Şerif temizlenme ayı / 14.10.2006
- İbadetin insan sağlığına faydaları -4- / 09.10.2006
- İbadetin insan sağlığına faydaları -4- / 08.10.2006
- İbadetin insan sağlığına faydaları -3- / 07.10.2006