2007'de AKP iktidarı, cumhurbaşkanını halk seçmesi gerektiği yönünde kanun çıkardı. Bu kanunla devletin zirvesinde oturan şahsı artık halk seçecek. O günlerde olumlu karşılanan bu kanun, bugünlerde Meclis'in işleyişini hatta ülke gündemimizi tıkamış vaziyette.
Bugün demokrasi çatışmasına dönüşen bu kanun, o günlerde Erdoğan-Gül çatışmasının da başlangıcıydı. Çünkü Gül daha yeni cumhurbaşkanı olmuş ve ikinci kez olup, olamayacağı muallak bırakılmıştı. Daha sonraki yıllarda bu konu gündem edilmiş, sonuç olarak Gül'ün görev süresinin 7 yıl olduğu ve ikinci kez aday olamayacağı sonucuna varılmış, yani emekliye sevk edilmişti.
"Erdoğan, Gül'ü saf dışı bırakmak istiyor" tartışmaları aylarca sürmüştü. AKP sözcüleri ve Erdoğan her ne kadar "devletin zirvesinde sorun yok. Uyumlu çalışıyoruz" deseler de, özellikle Gül'ün görev süresinin dolması yaklaştıkça çatlak, büyümeye başlamış, fay hattı harekete geçmişti.
Abdullah Gül, AKP'nin kurucularından. İlk başbakanı ve en az Erdoğan kadar ABD'ye teslimiyeti olan bir isim. Artı yıllardır siyasette hep ön planda olan, koltuk, makam işgal eden bir şahsiyet. Haliyle bu şahsın 2014'de bir çiftlik evine gidip, torunlarıyla tavuk yemlemesini kimse beklemesin. Zaten Sayın Gül de her söyleminde, çıkışlarında "ben buradayım" mesajını veriyor.
Sayın Erdoğan ise 10 yıldır iktidar. Yapmadık kanun, satmadık kurum, çıkarmadık kanunname, atamadık eş, dost; eşe dosta verilmedik ihale bırakmamasına rağmen hala sistemden şikayet ediyor ve sistemi (demokrasiyi) icraatlarına engel olarak görüyor. Neden, nasıl ve niçin?
Ve cumhurbaşkanını halkın seçeceği günler yaklaştı. AKP'de bir hareketlilik ve "tak" diye bir kanun. Artık Gül, AKP'nin başına da geçemeyecek. Yani Erdoğan AKP'de tek adam.
Ve cumhurbaşkanını halk seçiyor. Cevabı bilinmeyen soru ise seçilecek cumhurbaşkanı, "cumhurun" başkanı mı olacak? Yoksa belli bir kitlenin, anlayışın "başkanı mı" olacak?
Bugün bu sorunun cevabı da çok net; Ben % 52 oy aldım.
Şimdilerde Sayın Gül'ün yaşadığı kaderi Sayın Davutoğlu yaşıyor. Evet, resmi olarak başbakan Sayın Davutoğlu ama her açıklamayı, her fikri, her icraatı Saray yapıyor. Kim kimin başı belli değil. Devletin başı da belli değil. Milletin başı da belli değil.
Belli olsaydı bu millet böylesine ayrışmaz, böylesine nefretle olay ve kişilere yaklaşmazdı.
Eğer devletin başı belli olsaydı kurumlar birbirine girmez, işleyişte bir nizam olurdu. Yok, olmadı ama bil ki, bu senin tercihin ey millet.
Bugün demokrasi çatışmasına dönüşen bu kanun, o günlerde Erdoğan-Gül çatışmasının da başlangıcıydı. Çünkü Gül daha yeni cumhurbaşkanı olmuş ve ikinci kez olup, olamayacağı muallak bırakılmıştı. Daha sonraki yıllarda bu konu gündem edilmiş, sonuç olarak Gül'ün görev süresinin 7 yıl olduğu ve ikinci kez aday olamayacağı sonucuna varılmış, yani emekliye sevk edilmişti.
"Erdoğan, Gül'ü saf dışı bırakmak istiyor" tartışmaları aylarca sürmüştü. AKP sözcüleri ve Erdoğan her ne kadar "devletin zirvesinde sorun yok. Uyumlu çalışıyoruz" deseler de, özellikle Gül'ün görev süresinin dolması yaklaştıkça çatlak, büyümeye başlamış, fay hattı harekete geçmişti.
Abdullah Gül, AKP'nin kurucularından. İlk başbakanı ve en az Erdoğan kadar ABD'ye teslimiyeti olan bir isim. Artı yıllardır siyasette hep ön planda olan, koltuk, makam işgal eden bir şahsiyet. Haliyle bu şahsın 2014'de bir çiftlik evine gidip, torunlarıyla tavuk yemlemesini kimse beklemesin. Zaten Sayın Gül de her söyleminde, çıkışlarında "ben buradayım" mesajını veriyor.
Sayın Erdoğan ise 10 yıldır iktidar. Yapmadık kanun, satmadık kurum, çıkarmadık kanunname, atamadık eş, dost; eşe dosta verilmedik ihale bırakmamasına rağmen hala sistemden şikayet ediyor ve sistemi (demokrasiyi) icraatlarına engel olarak görüyor. Neden, nasıl ve niçin?
Ve cumhurbaşkanını halkın seçeceği günler yaklaştı. AKP'de bir hareketlilik ve "tak" diye bir kanun. Artık Gül, AKP'nin başına da geçemeyecek. Yani Erdoğan AKP'de tek adam.
Ve cumhurbaşkanını halk seçiyor. Cevabı bilinmeyen soru ise seçilecek cumhurbaşkanı, "cumhurun" başkanı mı olacak? Yoksa belli bir kitlenin, anlayışın "başkanı mı" olacak?
Bugün bu sorunun cevabı da çok net; Ben % 52 oy aldım.
Şimdilerde Sayın Gül'ün yaşadığı kaderi Sayın Davutoğlu yaşıyor. Evet, resmi olarak başbakan Sayın Davutoğlu ama her açıklamayı, her fikri, her icraatı Saray yapıyor. Kim kimin başı belli değil. Devletin başı da belli değil. Milletin başı da belli değil.
Belli olsaydı bu millet böylesine ayrışmaz, böylesine nefretle olay ve kişilere yaklaşmazdı.
Eğer devletin başı belli olsaydı kurumlar birbirine girmez, işleyişte bir nizam olurdu. Yok, olmadı ama bil ki, bu senin tercihin ey millet.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Akın Aydın / diğer yazıları
- Emek, alın teri eşittir kul hakkıdır / 30.04.2025
- Kenan Evren dirildi de haberimiz mi? / 28.04.2025
- İstanbullular neden sokağa çıkıyor? / 27.04.2025
- Ekonominin kitabını yazdılar / 26.04.2025
- 23 yıllık iktidarın her daim mazereti olabilir mi? / 25.04.2025
- Çatlayan sadece fay hatları değil ar damarıdır / 24.04.2025
- Bizim 23 Nisan’dan anladığımız / 23.04.2025
- Türkiye’ye ‘Escobar sistemi’ kurmuşlar / 21.04.2025
- ‘Erdoğan Amca adım Danya Ebu Muhsin’ / 20.04.2025
- 2 bin değil 2 bin 600 yıldır yapılanamayanı yaptılar? / 19.04.2025
- Kenan Evren dirildi de haberimiz mi? / 28.04.2025
- İstanbullular neden sokağa çıkıyor? / 27.04.2025
- Ekonominin kitabını yazdılar / 26.04.2025
- 23 yıllık iktidarın her daim mazereti olabilir mi? / 25.04.2025
- Çatlayan sadece fay hatları değil ar damarıdır / 24.04.2025
- Bizim 23 Nisan’dan anladığımız / 23.04.2025
- Türkiye’ye ‘Escobar sistemi’ kurmuşlar / 21.04.2025
- ‘Erdoğan Amca adım Danya Ebu Muhsin’ / 20.04.2025
- 2 bin değil 2 bin 600 yıldır yapılanamayanı yaptılar? / 19.04.2025