Güney Kıbrıs Rum kesiminde yapılan başkanlık seçimlerini Rum Meclis Başkanı Dimitris Hristofyas kazandı. Papadopulos'un gitmesi Hristofyas'ın gelmesiyle Kıbrıs'ta her şeyin değişeceğini sananlar varsa büyük bir yanılgı içerisinde olduklarını hemen ifade etmeliyim. Çünkü bu iki Rum lider arasında nüans farkları dışında temel politikalarda hiçbir farklılık yok. Bu gerçek yeni kabinesini oluşturmaya başlayan Hristofyas'ın Tasos Papadopulos'un partisi DİKO'ya dışişleri bakanlığıyla birlikte üç bakanlık ve meclis başkanlığını vereceğini ifade etmesinden de anlaşılmalı. 6 Mart'ta yapılacak Rum Meclis Başkanlığı seçimiyle bu makama DİKO Başkanı Marios Karoyan'ın gelmesine kesin gözle bakılıyor. Ayrıca Hristofyas'ın Türk karşıtlığıyla ünlü ve şu an görevde olan Rum Dışişleri Bakanı Erato Kozaku Markulli'yi siyasi büro şefliğine getireceği ifade ediliyor.Rum yönetiminin yeni lideri Hristofyas'ın seçtiği ekibine bakarsanız Kıbrıs'ta Rumların temel politikalarında hiçbir şeyin değişmeyeceğini görürsünüz. Annan planı için yapılan referanduma Rumların "hayır" oyu vermesini sağlayan Rum yönetimi lider Hristofyas çözüm yanlısı uzlaşmacı lider gibi gösterilmeye çalışılıyor . Oysa bu oluşturulmaya çalışılan imajın gerçeklerle hiç alakası yok.Dilerseniz Dimitris Hristofyas'ı biraz tanıyalım!* "Türk askeri gidecek, yerleşikler gidecek, yani BM çerçevesinde anlaşacağız" dedi.* Hristofyas, "Türkiye'nin Ermeni soykırımı iddialarını kabul etmesinin AB ile müzakerelere başlaması için gerekli olan kriterlerden biri olduğunu" ifade etti. * 2007 yılında yaptığı bir konuşmada Hristofyas, KKTC Cumhurbaşkanı Talat'ı "Türkleştiği" için eleştirdi.* "Türkiye her adımında Kıbrıs'ı karşısında bulacak" şeklinde tehdit etti. Hristofyas, "AB-Türkiye müzakere çerçevesinin kuralları Kıbrıs'a, her adımında Türkiye'nin karşısına çıkma olanağı veriyor. Bu nedenle bu olanağın, Ankara'nın Kıbrıs sorunundaki tavrını değiştirmesi yönünde değerlendirmenin yolları aranmalı" dedi.* "Türkiye Kıbrıs'ı tanımak zorundadır. İşgal sürüyor ve bunu akılda tutmalıyız" dedi. * "Türkiye'nin, AB'ye doğru kesintisiz ilerleyebilmek için, Ankara Anlaşması'ndan kaynaklanan, AB'ye karşı üstlendiği yükümlülüklerini yerine getirmesi" gerektiğini ifade ederek, "Bu yükümlülükler arasında limanlarını, hava sahasını ve havaalanlarını 'Kıbrıs Cumhuriyeti' uçak ve gemilerine açması ve son olarak da Kıbrıs Cumhuriyeti'ni tanıması bulunuyor" dedi.* Yine 2007 yılı ilk yarısında Hristofyas, "Türkiye'nin tavrını değiştirmesi gerektiğini, aksi halde sonbahara kadar güç saatler yaşayacağını" söyledi. * Dimitris Hristofyas bir açıklamasında, "Türkiye'de şu an ılımlı İslami değerler üzerine kurulu hükümeti desteklemek zorunda olduğumuz bir zamandayız" dedi. * 9 Nisan 2006 da Hristofyas, "Kıbrıslı Türklerle Rumların yeniden yakınlaşması için CTP-AKEL olarak ortak hareket kurduk. Bu hareket her zaman 'anti-işgal' karakterlidir. CTP-AKEL ortak hareketinin desteklediği çözüm ülkeyi işgalden, yabancıların varlığından ve hegemonyasından kurtaracak bir çözümdür" dedi. Bu sözlerin sahibi Hristofyas adada Türkiye'nin ve KKTC'nin çıkarına olan herhangi bir anlaşmaya evet demeyecektir. Bir anlaşma masasına oturulacağı doğrudur ama bu masadan Rum tarafı taviz vermiş olarak kalkmayacaktır. Taviz veren taraf -tutumundan da anlaşılacağı üzere- Talat olacaktır. Neden mi? Çünkü Hristofyas her ne kadar Talat'ı Türkleştiği için eleştiriyor olsa da Talat, Türkiye'nin ve KKTC'nin çıkarlarını her ne pahasına koruyacak kadar Türkleşebilmiş değildir.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Orhan Dede / diğer yazıları
- Çağdaş Nemrutların ateşinden hiç korkmadı! / 13.04.2025
- Ya Öcalan cumhurbaşkanı olursa... / 10.04.2025
- DEM Parti’ye mağdur rolü mü biçildi? / 05.11.2024
- Bin tane Öcalan’ın çağrısı terörü bitirir mi? / 29.10.2024
- Türkiye’nin refleksleri yok edildi / 24.10.2024
- Vatikan çok üzüldü… / 22.10.2024
- Bir savcı çok şeyi değiştirir / 20.10.2024
- Kaç Erdoğan var? / 19.10.2024
- Kürecik’teki üs İsrail’in hizmetinde / 18.10.2024
- Neçirvan Barzani neden geldi? / 17.10.2024
- Ya Öcalan cumhurbaşkanı olursa... / 10.04.2025
- DEM Parti’ye mağdur rolü mü biçildi? / 05.11.2024
- Bin tane Öcalan’ın çağrısı terörü bitirir mi? / 29.10.2024
- Türkiye’nin refleksleri yok edildi / 24.10.2024
- Vatikan çok üzüldü… / 22.10.2024
- Bir savcı çok şeyi değiştirir / 20.10.2024
- Kaç Erdoğan var? / 19.10.2024
- Kürecik’teki üs İsrail’in hizmetinde / 18.10.2024
- Neçirvan Barzani neden geldi? / 17.10.2024