AB uğruna atılan her bir adım Kıbrıs'ın elimizden gitmesine göre planlanmış. Bu sebeple, AB hayali devam ettikçe Kıbrıs her geçen gün elimizden biraz daha kayacak.Kıbrıs davası, hangi açıdan bakarsanız bakın, Türkiye'nin en haklı davalarından biri olmasına rağmen, AB aşkıyla yanıp tutuşan siyasilerimiz sayesinde artık suçlu bir pozisyona düşürüldük.Esasen oynanan senaryo çok basit: "Eğer AB'ye girmek istersen Kıbrıs'ı vereceksin".Peki, Kıbrıs'ı verirsek AB'ye kesin girebilecek miyiz? Kesinlikle hayır.Peki, bir AB için değil, bin AB için Kıbrıs verilmeli mi? Kesinlikle hayır.Peki, AB'nin istedikleri sadece Kıbrıs'la mı sınırlı? Kesinlikle hayır.Sen nasıl kabul edersen et, AB, siyasilerimizin verdiği cesaretle Kıbrıs'ı "elde bir" olarak görüyor.Ege'yi elde iki, İstanbul'u elde üç, Güneydoğu'yu elde dört, Pontus meselesini elde beş, sözde Ermeni meselesini elde altı... olarak da ilave ediyor.Daha doğrusu AB'nin nihai hedefi "elde var Anadolu"dur.Kıbrıs'ın önemi işte burada gözükmektedir. Kıbrıs ipin ucudur, çekildiği takdirde gerisi çorap söküğü gibi gelir.Peki, bu kadar önemli ve stratejik olan Kıbrıs davası için AKP hükümeti ne yapmıştır?Başbakan Erdoğan ve Dışişleri Bakanı Abdullah Gül, Roma'da Güney Rum Kesimi'nin Kıbrıs Cumhuriyeti olarak ifade edildiği, KKTC'nin rafa kaldırıldığı, yok farzedildiği anayasaya imza atmıştır. Yine yavaş yavaş KKTC'nin sonu anlamına gelen Annan Planı'na destek vermiştir ve hala ısrarla bu desteği devam ettirmektedir.Bu manada Annan Planı için yapılan referandumda Rauf Denktaş'ın karşısında bilfiil destek sağlayarak "evet" çıkmasını sağlamıştır. Sonuçta ne elde edilmiştir, koskoca bir hiç.Kıbrıs davası için kendisini adamış olan Rauf Denktaş'ın devre dışı kalması için her türlü çalışma yapılmış ve neticede AB ve Kıbrıs konusunda AKP gibi düşünen Talat hükümeti iktidara getirilmiştir.Talat'ın partisi CTP'nin ve de Rum kesiminin en radikal partilerinden AKEL'in gençlik kollarının Rum Kesimi dağlarında bir araya gelip "Türk Ordusu dışarı" pankartları açması hala gözlerimin önünde, unutulmamasında da fayda var. Bu fotoğraf o günkü birçok gazetede de yayınlanmıştı.6 Ekim, 17 aralık, 3 ekim derken her bir toplantıda Kıbrıs biraz daha kötü sona yaklaşmıştır. AKP hükümeti bir taraftan Kıbrıs'ın veriliş sürecini hızlandırırken, bir taraftan da Türk kamuoyunun tepkisini azaltmak için sanki Kıbrıs içinden böyle bir talep varmış gibi bir izlenim oluşturmaktadır.AKP, Türk ordusunun orada işgalci konuma düşmesinin ve de çekilmesinin hesabını Türk milletine veremeyeceğini iyi bilmektedir. Bu sebeple topu taca atmak babından AB'nin kabul edilemez taleplerini yerine getirme görevi KKTC siyasilerine ihale edilmiş durumda.Yok iç hukuk, yok tazmin komisyonu, yok kayıplar komitesi işte bu sürecin ürünü. Her biri uluslararası hakkımız olan KKTC topraklarının maalesef kendi ellerimizle, karış karış Rum'a devredilmesine ayarlanmış.Kıbrıs Prof. Dr. Haydar Baş Bey'in ifadesiyle "Yavru vatan değil, vatandır", Kıbrıs dış politikamız değil, iç politikamızdır, Kıbrıs'ı veren Anadolu'yu da verir, Denktaş'ın ifadesiyle, "Kıbrıs en haklı davamızdır".Bu kadar önemli bir davada, AB uğruna bu kadar duyarsız davranmanın adını lütfen siz koyun.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Murat Çabas / diğer yazıları
- BTP'nin Karaman Kongresi engellendi: Demokrasiye darbe / 28.04.2025
- Conkbayır'ında "Haka Dansı", anma etkinliği mi, tehdit mi? / 27.04.2025
- İstanbul'daki tüm riskli binalar yeniden inşa edilebilir! / 26.04.2025
- 23 Nisan neden çocuklara armağan edildi? / 23.04.2025
- Türki cumhuriyetlerin 'Kıbrıs' kararı, dış politikadaki zafiyetimizdir / 22.04.2025
- Ege politikamız da, Kıbrıs politikamız da fiyasko! / 19.04.2025
- Don felaketi tarımı vurdu, peki şimdi ne olacak? / 17.04.2025
- Prof. Dr. Haydar Baş’ı tanımak sorumluluk gerektirir / 16.04.2025
- 'O'nun yetiştirdikleri bu vatanın garantörleri, bu milletin yılmaz savunucularıdır' / 14.04.2025
- Birlik ve beraberliğe adanmış bir ömür / 12.04.2025
- Conkbayır'ında "Haka Dansı", anma etkinliği mi, tehdit mi? / 27.04.2025
- İstanbul'daki tüm riskli binalar yeniden inşa edilebilir! / 26.04.2025
- 23 Nisan neden çocuklara armağan edildi? / 23.04.2025
- Türki cumhuriyetlerin 'Kıbrıs' kararı, dış politikadaki zafiyetimizdir / 22.04.2025
- Ege politikamız da, Kıbrıs politikamız da fiyasko! / 19.04.2025
- Don felaketi tarımı vurdu, peki şimdi ne olacak? / 17.04.2025
- Prof. Dr. Haydar Baş’ı tanımak sorumluluk gerektirir / 16.04.2025
- 'O'nun yetiştirdikleri bu vatanın garantörleri, bu milletin yılmaz savunucularıdır' / 14.04.2025
- Birlik ve beraberliğe adanmış bir ömür / 12.04.2025