Bir ÖSS imtihanını daha geride bırakmış bulunuyoruz. Öncelikle kazanan ve kazanamayan bütün öğrencilerimize hayat boyu başarılar diliyoruz. Gençler ülke olarak bizim geleceğimizdir. Milletçe bu bilinçle donatmamız gerekmektedir. Öğrencilerimiz küçük yaşlardan itibaren, gerek kendileri gerekse aileleri ve öğretmenleri ile birlikte bir yarış atı misali uzun maratonlardan geçerek bu günlere geldiler. Kazanan gençlerimizin aynı gayretlerini üniversitede de devam ettirmesi gerekmektedir. Kazanamayan öğrencilerimiz için dünya bitmiş değildir. Kesinlikle morallerini bozmadan kendilerine yeni bir hayat çizgisi çizsinler. Şunu çok iyi bilsinler ki, ortada görülen başarısızlık kendilerinden çok sistem ile ilgili bir başarısızlıktır. Dolayısıyla utanması gereken kendileri değildir. Eğitimden sorumlu olanlar, bu imtihan sistemi ile geleceğimiz olan gençlerin moral değerlerinin, kendilerine olan güven duygusunun zedelendiğini; bunu faturasının devlet ve millet olarak bize çıkacağını kesinlikle unutmamalıdır. İmtihan kazanmak, artık yetenekli olmak ve çalışkan olmaktan ziyade, ailesinin bilinçli olmasını, imkânların ve ortamın müsait olmasını da gerektirmektedir. Son yapılan ÖSS imtihanında en başarılı okul türleri geçen yıllardaki gibi oldu. Yani artık başarıda genel kıstas Fen Lisesi, Anadolu Lisesi veya Özel Fen Lisesi mezunu olmayı gerektiriyor. Bu okulların dışında başarılı olanlar ise, ancak çok yoğunlaşan bazı okul ve bazı öğrencilerle sınırlı durumdadır. Bu ne anlama geliyor. Ortaya çıkan sonuç çok korkunç üniversite imtihanını kazanıp kazanamama tamamen orta öğretimin sonunda belirleniyor. İmtihan kazanmada bir diğer ölçüt, dershaneye gidip gitmemeyle ilgili. Yani yüksek miktar paralar dökmeniz gerekiyor. Bir diğer kriter ise eğitim aldığınız ortamın özellikleri. ÖSS imtihanında en az başarılı olan iller maalesef pek değişmiyor. Bu sene de Ardahan, Hakkâri, Şırnak bu statüde yer aldılar. O halde artık üniversite imtihan sisteminin çöktüğünü söyleyebiliriz. Prof. Dr. Haydar Baş Bey Türkiye'de ilk defa "üniversiteye imtihansız giriş hakkı" vereceğini deklare etmiştir. Bunun nasıl olacağını da inceden inceye ifade etmiştir. Uygulanacak olan "Milli Ekonomi Modeli" ve "Sosyal Devlet Milli Devlet" tezi ile bu rahatlıkla mümkün olacaktır. Sayın Baş'ın sosyal devlet anlayışında imtihana girme hakkı, fırsat eşitliği demek değildir; eğitim hakkı verilmesi ise hiç değildir. Eğitimde fırsat eşitliği her isteyen kişiye, bizzat eğitim alma hakkının verilmesi demektir. Ülkemizde üniversite imtihanını kazanamayıp, yurt dışında eğitime başlayıp, tamamlayan; hatta eğitim sonrasında akademik kariyer sahibi olup mesleğinde başarılı birçok insan tanıyorum. Demek ki kazanamayanlara da fırsat verildiğinde başarı elde edebiliyorlar. Şimdilerde birçok parti üniversiteye girişte imtihanı kaldıracaklarını ifade etmektedir. Bu söylem kulağa hoş gelen bir söylemdir. Ancak bunu yapmaları uygulanan serbest piyasa ekonomisi kurallarına göre mümkün değildir. Uygulanmakta olan sosyal devlet anlayışına göre de mümkün değildir. Her konuda mesleği etiğe uygun davranmak, hem kişinin kendine hem de topluma saygısının gereğidir. Ancak devletin yönetimine talip olan siyasilerin, etik kurallara uygun davranması hepsinden önde gelmelidir. Maalesef ülkemizde bu böyle olmamaktadır. Şimdi siyasilere sormak gerekmez mi, madem imtihansız üniversiteye giriş projeniz vardı, bu güne kadar hükümet de kurdunuz, hükümette görev de aldınız, niçin bunu uygulamadınız. Görüldüğü gibi bırakınız uygulayabilmeyi ufukları bile buna yetmeyecek insanlar bu memlekette devletin geleceği ve milletin kaderi ile oynayabilmektedir.Çözüm yine milletin kendisinde. Milletin doğruyu ve yanlışı ayırt etmesi gerekiyor. Güçlünün değil, propagandası çok olanın değil, promosyonu çok verenin değil; haklının, hakkını kendisine verecek olanın, projesi olanın yanında yer alması gerekiyor. Çözümü bir cümleyle özetleyecek olursak, iş Baş'a düştü diyebilmekten geçiyor.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Doç. Dr. Ahmet H. Kepekçi / diğer yazıları
- Amerika’nın hamleleri küresel gerginliği arttırıyor / 07.02.2025
- Emekliye lüks yaşam: Maaş kuş, harcamalar uçuş / 31.01.2025
- Kervan yolda düzülür, canlar yolda kaybolur / 30.01.2025
- Siyasi liderlere yönelik yargılamalar / 23.01.2025
- Yeni anayasa ve İmralı süreci: Gizli gündemler / 19.01.2025
- Türkiye üzerindeki oyunlar: Vatan elden giderse / 18.01.2025
- Emekliler mezara mı girsinler / 11.01.2025
- Demokrasi mi dediniz! / 10.01.2025
- Hükümetin bekası mı devletin bekası mı? / 04.01.2025
- Kritik bir süreç: Umut hakkı / 02.01.2025
- Emekliye lüks yaşam: Maaş kuş, harcamalar uçuş / 31.01.2025
- Kervan yolda düzülür, canlar yolda kaybolur / 30.01.2025
- Siyasi liderlere yönelik yargılamalar / 23.01.2025
- Yeni anayasa ve İmralı süreci: Gizli gündemler / 19.01.2025
- Türkiye üzerindeki oyunlar: Vatan elden giderse / 18.01.2025
- Emekliler mezara mı girsinler / 11.01.2025
- Demokrasi mi dediniz! / 10.01.2025
- Hükümetin bekası mı devletin bekası mı? / 04.01.2025
- Kritik bir süreç: Umut hakkı / 02.01.2025